İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Korkusuz ‘yavru’lar

Korkusuz ‘yavru’lar

Şiirsel TAŞ

Evine dönmeye çalışan kedi Suzi ve karanlık korkusu yüzünden geceleri uçamayan peçeli baykuş Şlop… İki ‘yavru’nun başrolde olduğu Evine Dönmek İsteyen Kedi ile Karanlıktan Korkan Baykuş, 7-10 yaş grubundaki okuyucuları bekliyor.

Çocukla insan dışı türler –özellikle de onların yavruları– arasında sözel olmayan, erişkinler tarafından zedelenmediğinde süreklilik kazanan doğal bir bağ vardır. Bu doğal bağın sıcaklığını çocuk edebiyatına başarıyla taşıyan bir dizinin ilk iki kitabı Türkçeye çevrilerek yayımlandı: Karanlıktan Korkan Baykuş ve Evine
Dönmek İsteyen Kedi. Jill Tomlinson’ın yazıp Paul Howard’ın resimlediği bu iki kitapta çocukluk çağının temel sorunlarından olan ‘karanlık korkusu’ ve ‘kaybolma/evden uzaklaşma endişesi’ ele alınıyor. Ancak karanlıkla yüzleşmek ve kaybolduktan sonra evin yolunu bulmak, yavru kahramanların yaşadıkları deneyimlerle kendi çözümlerini ürettikleri birer serüvene dönüşünce, korku ve endişe kaynağı olmaktan giderek uzaklaşıyor.

BİRAZ ZAMAN, BİRAZ ANLAYIŞ
Evine Dönmek İsteyen Kedi, aslında evinden ırak düşen kediler için anlatılan, şu ünlü geri dönüş öykülerinden biri. Öykünün kahramanı yavru tekir kedi Suzi, Fransa’daki küçük bir sahil kasabasında yaşarken, günün birinde kocaman bir sepetin içine girip uyuyakalır. Ancak bu sepet az sonra havalanacak olan bir balona bağlıdır ve Suzi kendini İngiltere’de bir sahil kasabasında buluverir. Eve dönmek için plan yapar, dener, başaramaz, başka çıkış yolu arar ve yine dener. Üstelik önünde aşması gereken uçsuz bucaksız deniz vardır. Sörf tahtası, su kayağı, Manş’ı geçmeye çalışan yüzücü, denizaltı… Suzi önüne çıkan her fırsatı değerlendirir ve aklındaki düşünceyi, yüreğindeki duyguyu, eve dönmek istediğini ifade eden iki sözcükle dile getirir her seferinde: Chez-moi! (şe mua).

Karanlıktan Korkan Baykuş’un kahramanı olan peçeli baykuş yavrusu Şlop’un derdi ise gece av uçuşuna çıkmasına engel olan karanlık korkusudur. Şlop geceleri ana babasının getirdiği envai çeşit yiyecekle midesini doldurup uyur, gündüzleri ise geceye hazırlanmak için uyuyup dinlenmesi gereken ana babasını rahat bırakmaz. Yeni doğmuş bebeği olan bir insan ailesinde, gecesi gündüzüne karışan ana babayı düşünün. Gece boyu emzir, altını değiştir, uyut ve gündüz de aynı döngüyü tekrarla dur; arada da fırsat buldukça uyu(kla). Bir peçeli baykuş ailesinin biyolojik saati insanınkinden farklı çalışsa da, yuvada Şlop gibi bir yavrunun olması her türlü biyolojik saati altüst eder. Annesinin itelemesiyle kısa uçuşlarla yuvadan ayrılan ama karanlık basmadan geri dönen Şlop, tanıştığı insanlarla karanlık hakkında sohbet eder. Şlop’u korkutan karanlık, havai fişekleri izleyen bir çocuk için heyecan verici, kırışıklıklarını unutmak ama anılarını hatırlamak isteyen yaşlı bir kadın için şefkatli, bir başkası için eğlenceli, gerekli, büyüleyici ya da harika olabilir. Şlop, geceye farklı bakan bu gözlerle tanıştıkça, karanlığa dair algısı –sabit kalıyormuş gibi gözükse de– içten içe değişir; sonunda Şlop geceyi kendine göre tanımlayabilir hale geldiğinde, gerçek bir gece kuşuna dönüşür.

Öykü, karanlık korkusunu birdenbire, mucizevi biçimde ortadan kalkan bir sorun olarak değil, zaman içinde sönümlenen doğal bir süreç olarak anlatıyor. Biraz zaman, biraz anlayış, biraz deneyim… Ve sonunda koca göbekli, çarpık bacaklı, bet sesli Şlop dosdoğru karanlığın içine kanat açar. Suzi ve Şlop ile tanışanları,
dizinin yayımlanacak diğer kitaplarındaki yavru kahramanlar bekliyor. Yavrulardan her birinin söyleyecek sözü, anlatacak öyküsü, bir yığın derdi tasası, buna
karşılık ortak bir dili var. Gökçe Ateş Aytuğ’un Türkçeye bütün naifliği ve tatlı esprileriyle çevirmeyi başardığı ortak bir dil: Yavru dili.

Karanlıktan Korkan Baykuş
Evine Dönmek İsteyen Kedi
Jill Tomlinson
Resimleyen: Paul Howard
Çev: Gökçe Ateş Aytuğ
Hayy Kitap
Show More