İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Vahşi ve özgür bir adanın kızı!

Vahşi ve özgür bir adanın kızı!

Kitap İçi’ne bu ay Kanadalı yazar Wendy Orr’un engin mavi okyanusun ortasındaki bir adada yaşayan Nim’in hikâyesini anlattığı Nim Denizde adlı romanı konuk oluyor.

Yıllar önce, o henüz bir bebekken, Nim’in annesi de vardı, babası da. Bir gün annesi, mavi balinanın midesindekileri araştırmaya karar verdi. Binlerce yıldır kimsenin yapmadığı ilginç bir deney olacaktı bu. Nim’in babası Jack, bunun tehlikeli bir şey olmadığını, her şeyin yolunda gideceğini söyledi. Ama Safari Turistleri bağırıp çağırarak ve pembeli morlu teknelerini hızla sürerek gelmiş, Nim’in annesinin ve balinanın etrafında dolaşarak onları filme almaya başlamışlardı. Balina paniğe kapıldı ve suya daldı. O kadar derine daldı ki bir daha ne zaman, nerede suyun yüzeyine çıktığını gören olmadı.

Nim’in annesi de bir daha geri dönmedi.

Bunun üzerine Jack bebeğini teknesine aldı ve yelkenlisiyle denizlerde dolaşmaya başladı. Ve sonunda bebek büyüyüp küçük bir kız olduğunda, bilimsel çalışmalarını yapabileceği ve kızını büyütebileceği harika bir ada buldu. Ada, birlikte yaşadıkları hayvanlar kadar vahşi ve özgürdü.

Adanın beyaz istiridye kabuklarıyla dolu sahilleri, altın sarısı kumu ve yuvarlak siyah taşları vardı. Dik yamaçlarında yeşil yağmur ormanları ve eteklerinde çayırları olan ateşli bir dağı vardı. Temiz içme suyu olan bir gölet, aşağıya akan bir çağlayan ve çayırların kumsalla buluştuğu yerde saklı bir kovuk bulunuyordu. Jack’in evini yaptığı yer işte burasıydı. En iyi tarafıysa adanın çevresinde bir labirent oluşturan Mercan Kayalıkları’nın, sadece küçük teknelerin geçmesine izin vermesi ve böylece adayı korumasıydı. Çünkü Jack ve Nim, Safari Turistlerinin ya da başka birilerinin adayı bulmalarını istemiyordu. Fakat bir gün Jack ve teknesi fırtınada kayboldu. Nim’in e-posta arkadaşı ve dünyanın en ünlü, en korkak macera yazarı Alex Rover, Nim’i kurtarmaya geldi.

Sonra Nim’in en gizli dileği gerçek oldu: Jack yelkenlisiyle geri döndü ve Alex adada kaldı.

Engin, masmavi okyanustaki bir adada, palmiye ağacının üzerinde bir kız yaşıyordu. Nim’in saçları dağınık, gözleri parlaktı. Boynunda üç tane ip vardı. İplerden biri, bir dürbün; ikincisi, dönen ve ıslık çalan bir deniz kabuğu; üçüncüsüyse kınının içinde iri, kırmızı bir çakı taşıyordu.

Nim dürbünü gözüne götürerek küçük, kırmızı deniz uçağının kalkışını izledi. Mercan Kayalıkları’nın arasından geçerek okyanusun karanlık derinliklerine doğru yol almış, parlak mavi gökyüzüne çıkıncaya kadar dalgalara çarpa çarpa ilerlemişti. O kadar yükseğe, o kadar uzağa gitmişti ki, önce bir nokta gibi göründü, sonra gözden kayboldu.

“Alex gitti,” dedi Nim, Fred’e. Fred ağacın gövdesinde kümelenmiş hindistancevizlerine dikti gözlerini.

Fred, sevimli sivri burnuyla ejderha kadar inatçı bir iguanaydı. Nim’in omzunda duruyordu. O sırada güle güle demekten çok, hindistancevizlerini yemekle ilgileniyordu. Deniz iguanaları hindistancevizi yemezler, ama bunu Fred’e söyleyen olmamıştı.

Nim, üç adet olgun hindistancevizini güm diye kumun üzerine atarken, hindistancevizini ilk kez yediğinde Alex’in söylediklerini anımsadı: “Kahveden daha lezzetli bir şey olabileceğini hiç sanmazdım!”

Nim, Selkie’nin Kayası’nda, bir taş gibi oturmakta olan babasına baktı. Babasının başı eğik, omuzları düşüktü. Nim, onun hiç bu kadar yalnızlık çektiğini görmemişti.

Ve korkunç, çok korkunç, daha önce hiç yapmadığı kadar korkunç bir hata yaptığını anladı.

İlk hatayı, ünlü Alex Rover’ın bir erkek olduğunu ve kitaplarındaki kahraman kadar kahraman olduğunu düşünerek, Alex’in ilk e-postasına yanıt yazdığı zaman yapmıştı. Bu tam bir hataydı.

Nim Denizde
Wendy Orr
Resimleyen: Kerry Millard
Çeviren: Nursel Yıldız
Tudem Yayınları / 180 sayfa
Show More