İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Bir an önce büyüsene çocuk!

Bir an önce büyüsene çocuk!

Aslı TOHUMCU

Hiç, bir çocuğun sevgisi anne babasının ona duyduğu sevgiyle yarışabilir mi! Diyelim ki yarıştı, galip gelebilir mi! Bil Bakalım Seni Ne Kadar Seviyorum adlı resimli kitap, uykudan önce bu soruları soruyor tatlı tatlı.

Şu yaşıma geldim, hâlâ sık sorduğum bir sorudur: “Beni ne kadar seviyorsun?” Eşe dosta, aile fertlerine ve duygularıyla ilgilendiğim cümle mahlukata. Şakayla karışık olsa da, laf olsun diye sormam bu soruyu, alacağım yanıtta belirtilecek miktara ya da sevginin şekliyle ilgili tarifin yaratıcılığına karşı ciddi bir merak duyarım. Aldığım yanıtları kolay beğenmediğimi söylememe gerek var mı!

Anne olduğumdan beri, tam da bu sebeple, aldı beni bir endişe. Ya kızım da sorarsa bana aynı soruyu! Hastanede başkasının çocuğuyla karışmadıysa, kaçış yok, soracak elbet. Yıllardır beğenmediğim yanıtlar kıymete binmesin mi bir anda!

Bakıyorum sözlüğe, insanı bir kimseye ya da şeye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten içsel duygu, sevme duygusu yazıyor ‘sevgi’ kelimesinin karşısında. Bu tanımlama/ açıklamadaki ‘içsel’ kelimesi epey bir dikkatimi çekiyor. İnsanı içsel bir şeyi dışsallaştırmak zorunda bırakan bu soruyu farklı bir ışıkta inceliyorum bu defa. Senelerce darlanmalarına neden oldum ya insanların, işte benim cezam da bu diye düşünerek.

Neyse ki edebiyat var! Kuzey İrlandalı bir adamın, Sam McBratney’in yazdığı bir öykü, Bil Bakalım Seni Ne Kadar Seviyorum, imdadıma yetişiyor. Bu resimli öykünün dünya çapında bir milyondan fazla satması boşuna değil! McBratney’in az lafla çok şey söyleyen bu öyküsü, insanlık halleriyle ilgili durumları hayvanlar üzerinden anlatmayı tercih eden ve sanatında hayvanlardan ilham alan, kendisi de bir çocuk kitapları yazarı olan çizer Anita Jeram’ın çizimleriyle tam bir şölene dönüşmüş. Şölen de laf mı, şimdiden bir klasik!

SEVGİ ÖLÇÜLEBİLİR Mİ!
Nedenini biraz açacak olursak… Küçük Tavşan, Büyük Tavşan’ın upuzun, kahverengi kulaklarını sıkıca tutar iyice duysun diye söyleyeceklerini ve “Bil bakalım seni ne kadar seviyorum?” diye sorar. “Bunu bilmem çok zor,” diye yanıtlar onu Büyük Tavşan. Ne kadar da doğru bir yanıttır! Küçük Tavşan başlar sevgisinin miktarını Büyük Tavşan’a anlatmaya çalışmaya. Kollarını iki yana açar önce, “Bu kadar!” der. Ama Büyük Tavşan’ın kolları onunkilerden uzundur. Yetişebildiği en yüksek yeri gösterir, ama, söylemeye gerek var mı, Büyük Tavşan daha yükseğe erişebilmektedir. Küçük Tavşan aklının ve bedeninin elverdiği türlü şekilde göstermeye çalışır sevgisinin büyüklüğünü, derken yorulup uyuyakalır.

Sevgi kolaylıkla ölçülebilecek bir şey değil elbette. Bil Bakalım Seni Ne Kadar Seviyorum’un en temel mesajı bu olsa gerek. Ama tek başına bu mu? Bence hayır. Çocuğunuza onu ne kadar sevdiğinizi anlatmanıza yardımcı olması, sevgiyi göstermenin çok çeşitli yolları olduğunu (ve bunun yapmanın eğlenceli olduğunu), duygularını çekincesiz ifade edebileceğini göstermesi açısından da önemli bir öykü. Kim bilir, belki duygularını göstermek konusunda beceriksiz anne babalara da ilaç gibi gelebilir.

Anita Jeram’ın pastel tonlardaki kahverengi ve yeşilleri ağırlıkla kullandığı desenleri gerçekten harika. Özellikle de yavru tavşanın, babasınınkilere (öyküde buna dair bir ifade yok ama nedense ben çizimlerden Büyük Tavşan’ın bir baba tavşan olduğu sonucuna vardım, dileyen anne tavşan da diyebilir tabii.) üstün gelecek yanıtlar ararkenki yüz ifadelerine diyecek yok! Jeram şüphesiz çok canayakın ve sevimli bir iş çıkarmış!

Çocuğuyla birlikte uykudan önce, uykuya ayartıcı bir okuma yapmak, bir kulak ve göz şöleni çekmek isteyen ebeveynlere bu naif öyküyü ısrarla salık veririm. Şahsen ben, kendi kızımın bu kitabı okuma çağına gelmesini ve onunla öyküyü okurken kendi ölçütlerimizi nasıl sıralayacağımızı görmeyi heyecanla bekliyorum. Okul öncesi çağda çocuğu olanlara ise şimdiden keyifli okumalar diliyorum!

Bil Bakalım Seni Ne Kadar Seviyorum
Sam McBratney
Resimleyen: Anita Jeram
Çeviren: Özlem Çolakoğlu
Tudem Yayınları / 32 sayfa
Show More