İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Kaç Jimmy kaaaaç!

Kaç Jimmy kaaaaç!

G. Mine OLGUN

İngiliz yazar Joe Craig’in yarattığı ve tüm dünyada heyecanla karşılanan Jimmy Coates serisinin birinci kitabı Kaçış’tan sonra Hedef de raflarda yerini aldı. Öldürmek istemeyen ama öldürmeye programlanmış bir robot olan Jimmy’nin macerası devam ediyor.

Süper kahramanları sevmeyen bir çocuk yoktur herhalde! Bir sabah uyanıp içinde sakladığı gizli güçleri açığa çıkarmayı, en güçlü, en hızlı, en akıllı, kısacası, en iyi olmayı hayal etmeyeni ise azdır. Bu güçlerle neler yapmaz insan! Peki ya bu hayal gerçek olursa?

Kahramanımız Jimmy Coates’un böyle hayalleri var mıydı bilinmez. Her akşam gibi bir akşam, uyku öncesi muzurluklarıyla meşgulken çalan kapı hayatını değiştirdi. Onu almaya gelen adamların, onu neden istediklerini bilmiyordu. “Beni neden istiyorsunuz?” diye sordu. Uzun boylu adam, “Sen neden kaçıyorsun?” diye karşılık verdi hemen. “Kim olduğunuzu bilmiyorum,” diyebildi. Adam onu düzeltti, “Kim olduğunu bilmiyorsun.” Neden kaçması gerektiğini de bilmiyordu Jimmy. Tek bildiği kaçması gerektiğiydi.

KENDİNDEN KAÇABİLİR MİSİN?
Ve kaçış başladı. Aklında sadece sorular vardı: Peşindeki bu adamlar kim? Ailesine ne oldu? Güvenebileceği kimse yok mu? Nasıl oluyor da bu süper güçleri kazanıyor? Cevaba yaklaşmıştı: Tehlikede olduğunda ya da kışkırtıldığında korkunç şeyler yapabilme güdüsünü taşıyordu. Jimmy’nin durumu anlaması uzun sürmedi, yaptığı herhangi bir şeyden dolayı değil, yapabilecekleri için istiyorlardı onu. Jimmy içindeki süper güçleriyle, yani diğer yanıyla tanıştı.

Jimmy, artık ‘normal bir çocuk’ değildi -belki de hiç olmamıştı-, evet süper güçleri vardı, ama bu güçler, onu vahşi şeyler yapmaya iten kâtil dürtüsünden ibaretti. Ve Jimmy’nin kurtuluşu bu adamlardan kaçmakla mümkün değildi, çünkü katil içinde, ta şurasındaydı. Peki, insan kendinden kaçabilir mi?

Bir röportajında, “uçmak ve görünmez olmak, nesneleri düşünce gücüyle hareket ettirmek ve yeteneklerini gizli tutup dünyanın en büyük sporcusu olmak” istediğini dile getiren, serinin yaratıcısı Joe Craig, işte bu noktada, topu ters köşeye atıyor ve ne yazarın ne okurun vazgeçebildiği süper kahramanlık müessesesine nazik bir çelme atıyor.

Jimmy Coates serisi, bu noktada çocuk, gençlik ve hatta yetişkin edebiyatını kaplayan ‘süper kahraman’ furyasında, kendine farklı bir yer ediniyor. Macera türünün gerektirdiği akıcılık, sürükleyicilik, gerilim, heyecan, gizem gibi inceliklerden hiç kaybetmeden, derin felsefi açılımlara doğru sürüklüyor okuyucusunu.

Tüm zamanların en önemli tartışmalarından akıl/beden ve iyilik/kötülük karşıtlıklarından, vicdandan ve günümüzün yabancılaşma, şeyleşme, iktidar gibi kavramlarından bahsediyor kendisi de felsefe eğitimi almış olan yazar.

Jimmy, dünyanın en ileri askeri istihbarat örgütü olan NJ-7 tarafından bir suikastçi olarak programlanmış, yüzde 38’i insan yüzde 62’si ise yeryüzünün en iyi donanımına sahip bir ölüm makinesi. Jimmy bunu öğrendiğinde, “Ben insanım, normal bir çocuğum,” diye isyan etse de önceden belirlenmişlikle savaşmak ve ‘insan olmak’ için devam etmek zorunda. Çünkü yüzde 32’lik de olsa ona vicdanı bu konuda güç veriyor. Çünkü Jimmy katil olmak istemiyor. Serinin ikinci kitabı Hedef’te NJ-7 Jimmy’yi ortadan kaldırmaya karar veriyor ve peşine onun gibi programlanmış olan başka bir çocuğu takıyor. Jimmy’nin savaşması gereken kişi en az Jimmy kadar kuvvetli.

ÖZNELLİĞİMİZ TEHLİKEDE
Jimmy Coates serisi, çocuk edebiyatının fazlasıyla ciddiye alınması gereken bir alan olduğunu ve eğlendirirken de içeriğinde ciddi açılımlar barındırabileceğini ortaya koyuyor. Son dönemde klişelerin ve şablonların etkisinden kurtulmaya çalışan birçok yazar var. Joe Craig de bunlardan biri. İşe öncelikle çocukları ciddiye alarak başlamış ve onları yaşadıkları zamanın gerçekliğinden koparmak yerine hikâyesini bu yeni dünya düzeninin içinde kurgulamış.

Jimmy Coates serisi, hem macera, hem bilim kurgu, hem de fantastik özellikler taşıyor, ama hiçbiri seriye sıfat olarak tek başına yakıştırılmaya uygun değil. Çünkü bir o kadar da gerçekçi bir düzlemde ilerliyor. George Orwell’in 1984’ü ne kadar gerçekse, Jimmy Coates da o kadar gerçek.

Mutlak otoritenin, gizli örgütlerin, komplo teorilerinin, iktidar çatışmalarının dünyasında, öznelliğimizi büyük ölçüde bu etki bombardımanı altında kuruyoruz. Bir kez daha soruyorum: Sizce bütün bunlar komplo teorisi mi?

Hedef – Jimmy Coates
Joe Craig
Çeviren: Ebru Yalçın
Tudem Yayınları / 304 sayfa
Show More