İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Bugün 23 Nisan

Bugün 23 Nisan

İnci ÖZGÜR

“Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan!” Çocuk belleğimizde yer eden bu bayram deyişinin hakkını vermek için Murat Belge’nin kılavuzluğundaki İstanbul Gezi Rehberi’ne dalabilir ya da Süleyman Bulut’un ‘küçük öyküleriyle’ Atatürk’ün bilinmeyen yönlerini keşfedebilirsiniz.

Okulda büyük bir telaş var. Bir yandan yurtdışından gelecek misafir öğrencileri nasıl ağırlayacağımızı konuşuyoruz, bir yandan da 23 Nisan Çocuk Bayramı kutlamaları için tören hazırlıkları yapıyoruz. Evimiz uygun olduğu için bizim evde iki yabancı öğrenciyi ağırlamak mümkün olacakmış. Annemle babam misafirlerimize İstanbul’un nerelerini gezdirmemiz gerektiğini planlıyorlar. 2010 Avrupa Kültür Başkenti oluşumuz nedeniyle daha çok şey yapmak da mümkünmüş. Kısacası henüz misafirler gelmeden yorgun düştüm ben.

YEDİTEPE İSTANBUL
Annem çocuklar için hazırlanan birkaç İstanbul kitabı getirdi. Onları okumamı ve misafirlerimize anlatmamı söyledi. Haldun Hürel’in Çocukların İstanbulu kitabını okumaya başladım. İstanbul hakkında pek çok bilgi var, oldukça da anlaşılır ama resimleri ne kadar kötü. Daha doğrusu, o kadar basit çizimler ki sanki bir tür karalama. Ne olurdu şu kitap şöyle renkli resimlerle süslenseydi. Okuduğum diğer kitabın adı Harikalar Diyarı İstanbul. Yazarı Mazlum Akın. Bu kitapta da bir öncekine benzer bilgiler var, ancak bu kitabın çizimleri de karikatür olarak düşünülmüş. Pek gülemedim dersem umarım fazla ayıp etmiş olmam. Ha, bir de bazı bölümlerin altında dört seçenekli sorulardan oluşan bilgi testi var. Bence bu çok sevimsiz. Zaten bütün hayatımız test çözerek geçiyor. Bir de İstanbul için mi test çözeceğiz şimdi.

Ben en iyisi başka bir yol bulayım misafirlerimize İstanbul’u anlatmak için. Aklıma büyükler için yazılmış İstanbul kitaplarına bakmak geliyor. Bu durumda en iyisi babama danışmak. Hatta sanırım onun kitaplığında bir kitap var: Murat Belge’nin yazdığı İstanbul Gezi Rehberi. Bir ara ona göz gezdirmeliyim.

Tabii bütün bunları anlatırken misafirlerimizin 23 Nisan için geleceklerini söylemeyi unuttum. Eskiden sadece Ankara’da bu tür etkinlikler olurmuş, birkaç yıldır İstanbul’da da uluslararası kutlamalar yapılıyor. Dünyanın pek çok farklı ülkesinden gelen çocuklar buluşuyor ve birbirlerine kendi ülkelerini anlatıyor. Bizim okulumuz bu yıl ilk kez bu etkinlikte yer alıyor. Bakalım misafirlerimiz hangi ülkeden olacak?

Geçtiğimiz günlerde Türkçe öğretmenimiz sınıfta şiir okuma yarışması yaptı. (Ben bu yarışma sözüne çok kızıyorum, sanki arkadaşlarımla yarışmak istiyorum da) 23 Nisan töreninde şiir okuyacak öğrenciyi seçmek istiyormuş. Sonuçta arkadaşım Halil’le şiir okumaya seçildik. O gündür bu gündür yazımın başında söz ettiğim telaş başladı evde. Annem bu meseleyi fazla büyüttü, iki dedemi, anneannemi ve babaannemi, halamı, teyzemleri ve sanırım komşuları bile törene çağırdı.

Aziz Sivaslıoğlu’nun yazdığı “Atatürk Çocuk Olmuş” şiirinin bir bölümünü okuyorum. Bunu anneme anlatamadım sanırım. Sahneye çıkıp inmem aslında sadece birkaç dakika sürecek. Neyse bakın şiirde ne diyor: “Gülüyor gözlerinin içi / Gülüyor / Gökler, denizler kadar mavi. / Diyor ki: “Çocuklar, ben verdim size / Bayramların en güzelini.”

NASIL BAYRAM OLDU?
Şiiri okuyunca 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı’nın nasıl Çocuk Bayramı olduğunu merak ettim. Öğretmenimden bu konuda yardım istedim. O da bana Süleyman Bulut’un hazırladığı Büyük Atatürk’ten Küçük Öyküler kitaplarını verdi. Birinci cildinde “23 Nisan Nasıl Çocuk Bayramı Oldu?” diye bir yazı var. Orada anlatıldığına göre, Meclis’in kuruluşunun ilk yılında yapılacak kutlamalara kızlı erkekli öğrencileriyle katılmak isteyen öğretmenler, o günkü Ziraat Okulu’nun yakınında bir yeri kutlama alanı olarak süslerler. Ancak o zamanın valisi bu fikirden hoşlanmayınca kutlamayı yasaklar ve katılacak öğretmenleri de işten atacağını söyler. Öğretmenler çok üzülürler ve bu durumu Yunus Nadi aracılığıyla Atatürk’e anlatırlar. Atatürk öğretmenlerin isteğini çok yerinde bulur. Bütün çocukların öğretmenleriyle birlikte kutlama alanına gelmelerini söyler, kendisi de kutlamaya katılacağını bildirir. Böylece Meclis’in açılışı çocukların neşeli sesleri arasında kutlanır. Atatürk konuşmasını şöyle bitirir: “Bu bayramın adı Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olsun.”

Kitapta ayrıca Atatürk’le ilgili ilginç hikâyeler de anlatılıyor. (Hikâye dediğime bakmayın, yaşanmış olaylar elbette) İlk kadın avukatımız Süreyya Ağaoğlu’nun Ankara’da bir lokantaya gitmek için babasından izin alması gerektiği, bu izni alıp lokantaya gidince oradakiler tarafından pek de hoş karşılanmadığı, bunlar Atatürk’ün kulağına gelince Süreyya Hanım’ın gönlünü almak için yaptıklarının anlatıldığı “Lokantada Bir Kadın Avukat” yazısı oldukça etkileyici. Bir de sonradan büyük ve önemli bir profesör olan Mina’nın Atatürk’le dansını anlatan yazı… Beni en çok etkileyen hikâye ise “Yaşlı Nine”. Atatürk’ü görmek ve ona elleriyle yaptığı peyniri vermek için yola çıkan ve günlerdir yolda olan yaşlı nineyle Atatürk’ün karşılaşmasının anlatıldığı bu hikâyeyi gözlerim dolarak okudum.

Keşke şiiri okumak yerine bu tür olayları anlatabilsem arkadaşlarıma yada Atatürk’ün Türkiye için yaptıklarından yola çıkarak bizim de yapmamız gerekenler üzerinde konuşsak. Çocuk Bayramı’nı hem eğlenerek hem de düşünerek geçirsek. Geçen zamanda çocuk haklarının ülkemizdeki durumu üzerinde konuşsak, çocukların çalıştırılmasını ve en acısı sokaklarda dilendirilmesini tartışsak ve bunları çözüm üretecek büyüklere gitsek…

İçimizden bir günlüğüne başbakan ya da cumhurbaşkanı olacak arkadaşlarımıza buradan seslenip, bu bayramda çocukların sorunlarını dile getirmelerini rica ediyorum.

NOT: Çok az mail alıyorum… Lütfen bana yazın. Bu arada iki yazarımız Aytül Akal ve Mavisel Yener bana mail atarak yazdıklarım için teşekkür etmişler. Çok sevindim. Ben de teşekkür ederim.

Harikalar Diyarı İstanbul
Mazlum Akın
Timaş Yayınları
160 Sayfa
Büyük Atatürk’ten
Küçük Öyküler
Süleyman Bulut
Can Çocuk / 148 sayfa

 

 

Show More