İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Rüzgârın dilinden modern masallar…

Rüzgârın dilinden modern masallar…

Zarife BİLİZ

Modern dünyanın insanı doğa ile uygarlık arasında tercih yapmaya zorlayan düşüncesi yerine, masalların tabiatı kucaklayan dostluğunu sunuyor Ferda İzbudak Akıncı’nın Rüzgâr Masalları… Bunu yaparken masalın pedagojik dilini ebeveynler için de konuşturuyor ama.

İnsanlığın yüzyıllara dayanan irfanının sonucudur masallar. Yüzyıllar içinden süzülüp gelmiş, defalarca farklı şekillerde yaşanmış, ama gene de ortak bir tözü içinde barındıran gerçeklerin süzülüp, billurlaşmış halidirler. Toprağın özlü besinini içine sindirmiş olgun bir üzümden elde edilen pekmez gibi bazen tatlı, ama
bazen de şarap gibi buruk çocukluğumuzda, sinemizi, dimağımızı hayatın ele geçmesi zor özüyle doldururlar.

Belki bu yüzdendir, masalların yazarı olmaz, bilinmez. Onlar insanlığın toplu mirası; renk, dil, din ayrımı gözetmeden, evrensel insanlık halkının ortak ürünüdürler. Bu yüzden farklı kültürlerin, farklı halkların masallarında birbirine çok benzer, bazen tıpatıp aynı öğeleri bulmak; hatta bazen aynı masalın farklı toplumlarda aynı çatıyla anlatıldığını görmek şaşırtmaz bizi. Yüzyıllardır insanların çocukları masallarla büyütme, masallarla eğitme yoluna başvurmuş olması, bunun doğallığında hayatın özüne sinmiş olması, çocukların aslında evrensel bir gerçekle büyütüldükleri anlamına da gelebilir. Aynen sokakta oynanan oyunlar gibi, masallar da çocuklar tarafından kendiliğinden, hevesle, zevkle özümsenir.

Ama sadece insanların maceralarıyla, insanlık halleriyle yetinmez masallar. İçinde yaşadığı evrenin insanın hayatında tuttuğu yeri, o büyük yeri anlatabilmek için, orada evren kavrayışı, tüm bütüncüllüğü içinde kendini gösterir. Modern çağın, insan ile doğayı, insan ile evreni birbirinden ayıran ikiciliğe dayalı bakışının yerine, kadim masallarda hayvanlar, ağaçlar dile gelir, denizler, rüzgârlar, dağlar konuşur; bir çocuğun etrafında onu saran ne varsa; anlaması, anlamlandırması ve evrende yerli yerine oturtması gereken ne varsa masallarda boy gösterir. Masalların kahramanları aslında insan ile doğanın o bütüncül evreninin her bir öğesidir.

Günümüzde ise durum biraz daha farklı. Artık modern masallar yazılıyor. Yazarlar evrensel bir dimağdan süzülüp gelen masalların kökü kuruduğundan olsa gerek, masalın yukarıda sözünü ettiğimiz unsurlarını ele alıp, gerçeküstü öğelerle harmanlayarak, yazarı bilinen modern masallar yazma işine soyunuyorlar. Bunlarda da gene doğanın çeşitli unsurları, doğal güçler, hayvanlar kahraman olarak boy gösteriyor.

KADİM DOSTLUKLAR
Ferda İzbudak Akıncı, Rüzgâr Masalları’nda çocukları rüzgârla dost etme işine soyunmuş belli ki. Rüzgârın çocuklar için korkutucu olabilecek özelliklerini, onların fırtına, gök gürültüsü gibi doğal olaylar karşısında duyabilecekleri korkuyu, rüzgârı kişileştirip kendi gerçeğini onun dilinden anlattırarak aşmaya çalışıyor. Böylece çocuklar empati kurma yoluyla, onlara korkutucu ya da saçma gelen bir şeyin başka yönlerini görmek, olaylara başka türlü bakabilmek için cesaretlendirilmiş oluyor.

Evrenin doğal güçlerinin kişileşip dile geldiği bu masalların ilkinde, yeni kardeşi olmuş bir çocuğun çektiği yalnızlık kendini rüzgârdan ve karanlıktan korkma şeklinde gösterince, uzak bir köyden gelen büyükanne devreye giriyor. Çocuğa ilk önce rüzgârın hiç de düşman olmayıp nasıl iyi işler de yaptığını, daha da önemlisi aslında her esişiyle çocuklara farklı bir masal anlattığını belletince, küçük çocuk artık korktuğu bir şeye farklı bir şekilde yaklaşabilmeyi öğreniyor. Bilge büyükanne bu arada anne babaya yeni bebeğin meşguliyetlerine bu kadar dalıp diğer çocuklarını ihmal etmelerinin doğru olmadığının da hatırlatıyor. Masalın pedagojik dili burada büyükannenin ağzından konuşuyor.

Diğer masallarda ise rüzgâr sahneye kendisi girerek sözü alıyor. Ön planda çeşitli olaylar akıp giderken, arka planda daha çok kendisinin evrendeki yeri, işlevleri, doğanın işleyişi hakkında çocukları sıkmadan bilgilendirip bilinçlendiriyor. Örneğin, Küçük Tohum adlı öyküde rüzgârın dalından düşürdüğü bir tohumun tekrar
bir ağaç olmaya giden macerası konu edilirken, Karabulut adlı öyküde arka planda, bir bulutun yağmur damlasına dönüşüp sonra tekrar evrenin su çevrimine
nasıl katıldığı anlatılıyor.

Rüzgâr Masalları eskinin kadim masallarından çok farklı. Ama doğanın, çocukların yaşamından giderek uzaklaştığı bir çağda, onlara evrenin, doğanın dilini konuşmayı öğretmeye çabaladığı için çocukların başuçlarındaki yerini almaya hak kazanıyor.

Rüzgâr Masalları
Ferda İzbudak Akıncı
Resimleyen: Serap Deliorman
Tudem Yayınları / 80 sayfa
Show More