İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Fâni olmak gibisi yok!

Fâni olmak gibisi yok!

Elif TÜRKÖLMEZ

Çocuklara, ölümün de yaşam kadar insani bir süreç olduğunu anlatan Amerikalı yazar Natalie Babbitt’in Ölümsüz Aile adlı çocuk klasiği, fâni olmanın dayanılmaz hafifliği üzerine çarpıcı bir başyapıt… Kitap, ölümsüzlük pınarından içmek isteyen Winnie’nin öyküsünü anlatıyor.

En elimi kolumu nereye koyacağımı bilemediğim an, “biri ölmüş” dedikleri andır. Ölümden gayrı her derdin, sıkıntının bir hal çaresi vardır da, iş oraya vardı mı insan aklı çözümsüz, deneyimsiz, cahil kalır… Tam da Yunanlar’ın, ‘perpeteia’ dediği şey. Perpetia günlük kullanımda ‘macera’ demek, Yunan tiyatrosundaysa hikâyenin ters yöne doğru akması, yön değiştirmesi anlamına geliyor. İnsanın bütün bilgi birikimi, tecrübe ve yaşam formasyonunun tıkanması, başına geleni bilgi çıkınındakilerle çözememesi anı. İşte ölüm denilen gizemli mesele bu, hâlihazırda yaşayan için…

ÖLÜMSÜZLÜK PEŞİNDE
Ama durun, daha bitmedi. İnsan aklını asıl donduran fikrin, ölüm değil de ‘ölümsüzlük’ olduğunu söylesem… Bu ne yaman çelişki demeyin, düşünün bir! Ölüm biraz da sevdiklerimizi kaybetmenin verdiği acıyla ‘kabul edilemez’, ‘anlaşılmak istenmez’ bir durum. Ama ölümsüzlük öyle mi? Bir kere daha önce kimsenin başına gelmemişliğiyle baştan çıkarıcı, merak uyandırıcı, gizemli ve kabul edelim, ürkütücü. Ne tuhaftır ki, insana ‘iyi ki ölüm var’ dedirtici…

Beni bu ölüm kalım meseleleri üzerine düşündürten, gerçekten ‘ölümsüz’ bir çocuk klasiği olan Ölümsüz Aile oldu. Amerikalı yazar Natalie Babbitt’in ‘ölüm’ ve ‘ölümsüzlük’ üzerine soğukkanlıca düşünmemizi sağlayan bu romanı, yıllar içinde bir kült haline geldi. Onlarca dile çevrildi, milyonlarca insana ulaştı. Hem Amerika’da hem Avrupa’da okullarda okutuldu.

O kadar beğenildi ki filmi de çekildi. Oldukça fantastik bir konu işlemesine
rağmen, dilinin gerçekçiliğiyle okuyan herkesi derinden etkiledi. Sadece bir roman değil, insana ontoloji felsefesinin en değerli sorularını sordurabilmesi özelliğiyle, aynı zamanda bir felsefe kitabı gibi de değerlendirildi. Çocuklara ölüm ve yaşamı anlatmakta zorlanan her yetişkinin de kurtarıcısı oldu, imdadına yetişti.

Kitap, yaşadıkları ıssız ormanda bulunan pınardan ölümsüzlük suyu içmiş Tuck ailesinin, sürpriz misafirleri ölümlü Winnie’ye hayatın değerini anlatma çabalarını konu ediniyor. Çünkü Winnie de tabii ki her ölümlü gibi ölümsüz olmak istiyor, o sudan içmek için yanıp tutuşuyor. Hayatın tam da bir sonu olduğu için değerli olduğunu, yani aslında az olanın çok, sınırlı olanın zevkli olduğunu ancak ölümsüzlüğe kavuşunca anlayan aile, doğanın sürekli değişen ritminin, akıp giden dünyanın, yaşlanmanın önemini ölümsüzlük sırrına erişmeyi arzulayan Winnie’ye anlatırken, aslında hepimize yaşamın kıymetini öğütlemiş oluyor.

SONSUZA DEK MUTLU
Kitap, ölüm fikrini anlamakta zorlanan çocuklara, bu durumu başka türlü anlatmanın da iyi bir yolu gibi duruyor. Çocuktan ölümü anlamasını beklemek yerine yaşamı anlamasını beklemek sanırım daha kolay. Her ne kadar büyüdükçe onu anlaması da zorlaşacaksa da…

Bu kitap başka bir ailenin sıradan gibi duran günlük hayatının bir yabancı için ne kadar gizemli ve hayret verici olabileceğini göstermesi açısından da çok değerli. Çocukken olmuştur muhakkak, sizin apartman dairenizin güya aynısında oturduğunu sandığınız alt komşunuzun evi, keşfe açık gizemli bir mağara ya da heyecan dolu bir ormandır.

Komşularınızın günlük rutinleri sizin evdekinden hep daha büyülüdür, her fırsatta onlara kaçmak, anne babanızı delirtmek pahasına orada daha fazla vakit geçirmek istersiniz. Büyüseniz de o komşu ev büyülü ve tatlı bir anı olarak kalmaya devam eder.

Kitabımızın kahramanlarından Winnie de, Tuck ailesinin yaşamı için aynı şeyleri hissediyor. Onların ‘sırlarla dolu’ yaşamını kendi sıkıcı evine yeğliyor. Onlar gibi olmak, onlar gibi yaşamak, onların bir parçası olmak istiyor. Onların ağırbaşlı, sevgi dolu, ağır ağır akan, telaşsız hayatlarına özeniyor. Böyle bir hayatın özlemini çektiğinden, o ıssız ormanda, sakin akan zamanın büyüsüne kapılıp gitmek, ‘sonsuza’ dek öylece yaşamak istiyor.

Ölümsüz Aile bir yanıyla hüzünlü, bir yanıyla umutlu bir roman. Ama her halükârda çocuklara hem ölümü hem yaşamı bu kadar güzel anlatabildiği için çok önemli. Bülent O. Doğan’ın özenli çevirisiyle, Türkçe okuyan tüm çocuklar için, kütüphanelerinde olması gereken bir kült eser, ‘ölümsüz’ bir yaşam kılavuzu…

Ölümsüz Aile
Natalie Babbitt
Çeviren: Bülent O. Doğan
İş Kültür Yayınları / 139 sayfa
Show More