İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Sessiz sözleri yakalayan yazar: Virginia Woolf

Sessiz sözleri yakalayan yazar: Virginia Woolf

Tuğba ERİŞ

Çocuk ve gençlik yazının en büyük eksiği, okunaklı ve ilgi çekici yaşam öyküleri. Virginia Woolf: Görünmeyenin Yazarı adlı çalışma, en azından yirminci yüzyıl modernist edebiyatın bu önemli yazarı özelinde, söz konusu açığı kapatıyor.

İlk gençliğimde okuduğum Jules Verne’lerin, Victor Hugo’ların, Robert Louis Stevenson’ların çocuklar için uyarlanan özet metinler olduğunu öğrendiğimde nasıl da üzülmüştüm. Gerine gerine Jules Verne külliyatını neredeyse hatmettiğimi söylerken yakın çevremdekilere, okuduklarımın, sevdiğim yazarın kaleminden çıkan orijinal metinler olmaması hem büyük bir hayal kırıklığına uğratmıştı beni, hem de zamanımı boşa harcamış gibi hissetmiştim.

Sonradan o kitapların “büyükler” için yayımlanan orijinallerini de okudum okumasına ama içimde kalan o ince sızının geçmesini sağlayamadım. İlk gençlik döneminde dünyanın büyük yazarlarını tanımak önemli gerçekten, kabul ediyorum bunu. Ama kısaltılmış metinler yerine, çocuklar ve gençler için yazılan, resimlenen ve yazarların yaşamını anlatan kitaplar okunmasının tavsiye ve hatta teşvik edilmesi daha mı yararlı olur, diye sormadan da edemiyorum.

İyi Kitap’taki sevgili arkadaşlarım hem bu çocukluk sızıma iyi gelebilecek, hem de ilk okuduğum kitabı Kendine Ait Bir Oda’yla bende bambaşka bir yeri olan Virginia Woolf’un çocukluğunu, nasıl yazar olduğunu anlatan Virginia Woolf: Görünmeyenin Yazarı adlı kitabı gönderdiklerinde nasıl da sevindim! Luisa Antolin Villota’nın yazdığı ve Antonia Santolaya’nın resimlediği bu küçük ama dev kitap Kemal Atakay tarafından Türkçeye çevrilmiş.

Yirminci yüzyıl modernist edebiyatın en önemli yazarlarından İngiliz romancı ve eleştirmen Virginia Woolf ’un (1882-1941) nasıl bir çocuk olduğu, hangi oyunları oynadığı, ev yaşamı, kitaplarla ve okumakla ilişkisi anlatılıyor Virginia Woolf: Görünmeyenin Yazarı’nda. Virginia ya da maskaralık etmekten çok hoşlandığı için ailesinin ona taktığı lakapla “Keçi”, kendi yaşına yakın kardeşleriyle sinek ve kelebek yakalama, gül çalılarının arkasına gizlenme, sahilde buldukları taşları ve yosunları toplama gibi oyunlar oynuyor. Üç yaşına kadar hemen hemen hiç konuşmayan Virginia bir sabah yataktan kalkıyor, pencereden dışarı bakıyor ve “Şu bulut martıya benziyor,” diyor. Böylece konuşmaya başlayan Virginia o sabahtan sonra hiç susmuyor, uykuya dalmadan önce kardeşlerine yaratıcılığının izlerini taşıyan öyküler anlatıyor hep.

Kitapları ve okumayı çok seven Virginia’nın babasının, duvarları tavana kadar kitaplarla kaplı ve kapısı her zaman kilitli bir kütüphanesi var. Bir akşam, babası ona anahtarı veriyor ve kitapların hepsinin onun olduğunu söylüyor. O günden sonra elinden kitap eksik olmuyor Virginia’nın. Çok geçmeden yazar olmak istediğine, sözlerle pencereleri açmak, dünyanın nasıl bir yer olduğunu kendi gözünden anlatmak istediğine karar veriyor.

Annesiyle ve ablasıyla paylaştığı çatı katında çalışan Virginia’nın sessiz sözleri konuşturacak öyküler yazması için büyük bir sessizlik ve yoğunlaşma gerekiyor, aksi takdirde sözcükler kaçıp gidiyor. Sözlere ağını atarken hiç kimsenin araya girmemesi için kendine ait bir odası olması gerektiğine karar veriyor Virginia. Ama o dönemde kızların kitap okuması ve yazı yazması hor görülüyor, yalnızca evlenmek ve çocuk doğurmak için var olduklarına inanılıyor.

KENDİNE AİT BİR ODA
Bunun büyük bir haksızlık olduğunu düşünen Virginia, kendine ait odasına sahip olduğunda, kadınların ellerinin kalem tutmasının nasıl yasaklandığını anlatan Kendine Ait Bir Oda adlı kitabı yazıyor. Kadınların neden yüzyıllardır entelektüel alanda erkeklerin gerisinde kaldıklarını araştırdığı bu kitap, benim yaşamımda olduğu gibi pek çok kadının yaşamında da yıllardır önemli bir yer tutuyor.

Virginia’nın okumadan, yazmadan yatakta yatmasını gerektiren hastalığından, içinde bulunduğu Bloomsbury Grubu’ndan, yolculuk sevgisinden de söz eden kitap, çocuklara olduğu kadar büyüklere de tarihin en büyük yazarlarından birini tanıtıyor.

“Yazmak için en önemli şey kişinin kendisi olmasıdır,” diyor Virginia Woolf. Kendimizi bulabilmemiz için de bolca okumamız gerektiği düşünülürse, Virginia Woolf: Görünmeyenin Yazarı’nın henüz çocukluklarının tadını çıkaran yeni yazar adaylarına ilham verebilecek olması da çocukluk sızıma su serpiyor adeta.

Virginia Woolf: Görünmeyenin Yazarı
Luisa Antolin Villota
Resimleyen: Antonia Santolaya
Çeviren: Kemal Atakay
Elma Yayınevi / 40 sayfa
Show More