İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Hayatta ve sanatta kayıp parça

Hayatta ve sanatta kayıp parça

Behçet ÇELİK

Casares ve Infante’nin Latin Amerika edebiyatının en özgün seslerinden biri ilan ettikleri bir yazar, Pedro Mairal, Kayıp Parça adlı romanıyla Çoğul Kütüphane’nin konuğu bu ay. Uzunluğu neredeyse dört kilometreyi bulan bir tablodan yola çıkan roman, sanat ve hayat hakkında çok şey söylüyor.

Tamamlamak için altmış yıl boyunca çalışılmış bir tablo; uzunluğu neredeyse dört kilometreyi buluyor. Pedro Mairal, Kayıp Parça’nın daha ilk sayfasında böyle bir tablonun hikâyesini anlatacağını duyuruyor okura. İnsanı dehşete düşürecek bir emek ve sabır. Mairal, romanda asıl anlatılacak olanın ne olduğunu da ilk
sayfada ifade etmekten çekinmiyor: Romanın anlatıcısı Miguel (bu tabloyu yapan adamın oğlu), birisinin bu tabloyu yapmak için altmış yıl uğraştığını söylemenin yanlış anlaşılabileceğini vurguladıktan sonra, bu sürede “tablonun baba[sını] oluşturduğunu söyleme[nin]” daha uygun olacağının altını çizerek başlıyor anlatmaya.

Çocukken geçirdiği ve konuşma yeteneğini yitirmesine neden olan kaza, Salvatierra’nın hayatını başka nedenlerle de bir hayli etkilemiştir. Onu tedavi eden doktor kendisine suluboya takımı hediye etmiş, daha da önemlisi, babası bütün çocuklarına nasıl yaşamaları gerektiğini dikte ederken, onu bundan muaf tutmuştur. Böylece profesyonel olarak ressam olmasa da, resim çizebilmesi için zaman bırakan bir masabaşı işinde çalışma şansı yakalamıştır.

Kayıp Parça, adından da anlaşılacağı üzere, ressamın ölümünün ardından oğlunun bu devasa resimde kayıp olduğunu fark ettiği parçayı aramasının hikâyesi; ama salt bundan ibaret değil. Bu olay örgüsünün yanında, roman sanat-hayat ilişkisi üzerinde de düşünmeye yöneltiyor bizi. Aynı zamanda başkalarının hayatları hakkında neleri bilip bilemediğimizi, yakınlarımızın hayatlarında bile bizim için “kayıp parçalar” olup olmadığını sorduruyor.

Kayıp Parça’da olduğu gibi, iyi edebiyat yapıtlarının çoğunda farklı anlam katmanları bulunur. Yüzeysel bir okumayla sadece sürükleyici bir olay örgüsünden ibaret sanılabilecek bu gibi edebi metinler, biraz dikkatli okuyucular için başka sorunları da tartışan zihin açıcı yapıtlardır aynı zamanda. Bunlar, karakterlerin psikolojileri, olayın geçtiği toplumun yapısı, genel insanlık durumları olabileceği gibi, edebiyatın kendine özgü sorunları da olabilir. Kayıp Parça için de geçerli bunların çoğu. Batılıların novella dedikleri türden sayılabilecek bu kısacık roman oldukça akıcı bir üslupla kaleme alınmış. Olayın sürükleyiciliği de eklenince bir çırpıda okunuyor.

YALIN BİR ANLATI
Sözünü ettiğim konulara büyük laflar etmeden değinip geçiyor anlatıcı. Hatta kimi zaman, olayın kendisi bir şeyler anlatıyor bize: Tablodaki kayıp parçayı ararken, babasının hayatının bilmediği “kayıp” bir parçası çıkıyor Miguel’in karşısına. Anlatıcı bunlar üzerine uzun uzadıya ahkâm kesip hayatla sanat arasındaki yakınlık ve uzaklık gibi konuları tartışmak yerine, durumu saptayıp gerisini okura bırakıyor.

Roman, bu olağanüstü tablonun tasvirleri ve tablonun Miguel’de yarattığı hislerin aktarılmasıyla ilerliyor. Bir görsel sanat yapıtında anlamın nerede ve nasıl aranacağı gibi konularda farklı bakış açıları sunmanın ötesinde, başka bir şeyler de anlatılıyor bu sırada. Ressamın hayatı, dünya görüşü, hayatı nasıl algıladığı… Örneğin, Miguel babasının tablosunda bir parçanın kayıp olduğunu tablonun sürekliliğinin kesilmesiyle fark ediyor. Tablo rulolardan oluşuyor ve birbirini takip eden ruloların bitişme yerleri kesintisiz. Bu kesintisizlik aynı zamanda büyük bir akış hissi veriyor. Öyle ki babasının yapıtına “tablo” demenin doğru olmayacağını, tablo sözcüğünün bir çerçeveyi çağrıştırdığını, oysa babasının yapıtında sınırlar bulunmadığını belirtiyor kahramanımız. Benzer biçimde, ressam da dönüp daha önce yaptığı çizimlerde düzeltme yapmamış, bir şeyi değiştirecekse yenisini çizerek bunu sağlamış. Bu süreçte babası hakkında bilmediği şeyler öğrenirken onu neredeyse hiç tanımamış olduğunu bile düşünüyor Miguel. Sonraları “kayıp parça”yı nasıl bulacağı konusunda bile ona tablo yardımcı oluyor.

Latin Amerika edebiyatının yeni isimlerinden biri Pedro Mairal. Kayıp Parça yalın ama olağanüstü kurgusuyla bu geleneğe pek çok noktadan eklenebilecek bir roman. Büyük bir tablo değil belki ama insana, sanata ve hayata dair minik fırça darbeleriyle çizilmiş esaslı bir resim.

Kayıp Parça
Pedro Mairal
Çeviren: Süleyman Doğru
Sel Yayıncılık / 128 sayfa
Show More