İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Kardeşim bir köpek olabilir mi?

Kardeşim bir köpek olabilir mi?

Nazan ÖZCAN

Aslı Tohumcu’nun Üç, İkiii, Birr, Ateş adlı kitabının kahramanı Ateş, komik, eğlenceli, hınzır, süper zeki bir çocuk. Hatta ayıp olmazsa “fırlamanın teki” bile diyebiliriz onun için. Üstelik büyüklerin ikiyüzlülüklerini ortaya döküp ipliği pazara çıkartmakta da usta!

“Aslında size bir dolu şeyden bahsedecektim: Yatağımın altındaki canavardan, eniştem Sıtkı Sıyrılmış ve tuhaf karısından, anneannemin ‘Kesme Şekerler’ dediği Tütü ve Süsü teyzelerden, apartmanın şu buçuk denen katına taşınan şüpheli kiracıdan, kızın tekinden, çok önemli biri değil ya aslında…

Ama ben meşgul insanım arkadaş! Sürekli bıdı bıdı hikâye anlatamam ki, planlanacak komplolarım, evden kaçırmam gereken bir kız kardeşim, çıldırtmam gereken büyükler var. İşimi gücümü bakacağım için suçlayabilir misiniz? Hadi o halde, görüşürüz bir vakit. O zamana kadar elinizden gelen yaramazlık ve tilkilikleri doya doya yapabilmeniz dileğiyle… Bir de benden ayrıldığınız için üzülmemeye çalışın, olur mu?”

UZAYLI GÖZÜYLE ODA TOPLAMA
Aslı Tohumcu’nun Üç, İkiii, Birr, Ateş adlı kitabının kahramanı Ateş işte böyle bir çocuk. Komik, eğlenceli, hınzır, süper zeki, hatta ayıp olur mu bilmiyoruz Ateş’e, ama içimizden geçeni söyleyelim: “Fırlamanın teki!” Bilmiş bir bücür olduğu kadar sevimli, haydut olduğu kadar cana yakın. Yaptığı kuduruklukları anlattığında sevimli tarafı her zaman daha ağır basıyor ve siz de “Evladım, biraz insan ol,” demek istemiyorsunuz. Çünkü Ateş’in zehir gibi bir zekâsı var. Büyüklerin şaşkınlıklarını, edep, ahlak ve terbiye kurallarının saçmalığını ve en fenası da iki yüzlülüklerini, söylediği ya da yaptığı şeylerle öyle güzel ortaya koyuyor ki, “Afferim sana bilmiş bücür, ipliği pazara çıkarttın,” diyor ve mutlu oluyorsunuz.

Mesela kitabın “Yolcu Yolunda Gerek” bölümüne bakalım. Konumuz çocukların belası oda toplamak! Tabii ki Ateş’in de odası darmadağınık ve annesi kesin bir dille toplamasını söylemiş. Ama elbette Ateş toplamamış ve annesinin odaya girme teşebbüsü bir maceraya dönüşüyor. Ateş’in uzaylı arkadaşının gözünden odayı toplamadan kaçma operasyonunu öyle komik anlatıyor ki! Gerçekten bir uzaylı gözünden baktığınızda (Ateş’in gözü) oda toplama için çıkarılan patırtının ne kadar da komik ve şaşkınca olduğunu görüp gülüyorsunuz. “Pencereden kaçacaktı uzaylı. Bu garip gezegende hayatta kalmayı becerirse, manavda çıraklık yaparak ya da taksi durağında telefonlara bakarak geçinip giderdi.”

ATEŞ’E KARDEŞ GELİYOR
Sonra Ateş’in hastaneden getirdikleri anda, “Bu kız geldi, gitmez artık,” diye karalar bağladığı küçük kız kardeşi Tomris var. Üstelik Ateş’in hayatını epey kısıtlıyor. “Ne zaman oyuncak diye tuttursam babam, ‘Masrafımız arttı Ateş’çim. Tutumlu davranmak zorundayız,’ diyor. Masraf çıkaran sizsiniz, neden tutumlu davranmak zorunda kalan ben olayım?” Haksız mı çocuk şimdi? Sonra şöyle sorular soruyor: “Kardeşim Bir Köpek Olabilir mi?” Evetleri var: “Çünkü dört ayak üzerinde yürüyor. Çünkü yerde ne bulursa ağzına atıyor. Çünkü canı sıkıldığında uluma sesi çıkarıyor. Çünkü sürekli poposunun etrafında dönüp duruyor.” Gene de iyi niyetli Ateş: “Hayır, çünkü o zaman benim de köpek olmam lazım?”

“KÂBUS” MÜDÜR, “TERSO” BABA
Ateş’in derdi bir değil ki!.. Ne yapsa suç çünkü. Kendi de öyle düşünüyor zaten. “Ne Yapsam Suç” bölümünde anlatıyor. Öğretmeni ödev veriyor. Harflerin her biri için bir kelime ve bir resim istiyor. Ateş de yapıyor. A’ya tabii ki kendi adını yazıp kendi resmini çiziyor. B’ye baş belası bebek yazıyor ve kardeşini çiziyor. C’ye cimri ve büyük dayı Cevat Elibollar; G’ye güzel ve anne; İ’ye ispiyoncu ve büyük hala; K’ya kâbus ve okul müdürü Bay Kılçık; O’ya obur ve Fidan Yenge; Ş’ye şeker ve Leyla öğretmen; T’ye terso ve baba vs. Tabii ki küçük çaplı bir kıyamet kopuyor. Müdürüne “kâbus”, babasına “terso”, halasına “ispiyoncu” dediği için!
Aslında söylediklerinin hepsi doğru ve bu yüzden büyürken günden güne ikiyüzlü olmayı öğrendiğimizi ve ayıp ettiğimizi bir kez daha anımsıyoruz. Oysa Ateş dürüst, hatta her çocuk gibi belki biraz acımasız, ama dürüstlüğün en büyük erdem olduğunu söyleyen büyüklerin Ateş’e kızmaya hakkı var mı?

Çocuklarla ilgili başka bir mesele de “Biriktir Babam Biriktir”de ele alınıyor. Tabii Ateş’in özelinde. Ateş’e koleksiyon yapma ödevi veriliyor. Buraya kadar iyi, güzel! Gelgelelim, Ateş neyin koleksiyonunu yapacağını bilemiyor ve başlıyor sormaya. Annesi bulaşık koleksiyonu öneriyor, denizci dede pusula, terzi anneanne düğme ya da fermuar, kapıcı gazete, taksici kayıp eşya, ayakkabıcı boş cila kutusu, kuaför ise tıraş köpüğü kutusu… Bir Allahın kulu çıkıp da aslında Ateş’in neye
ilgisi olduğunu sormuyor; herkes kendi ilgisini dayatmaya çalışıyor. Çocuğu kendine benzetmeye çalışmak biraz tuhaf değil mi?

Ateş’i ve büyüklerin tuhaflıklarını ortaya çıkaran Aslı Tohumcu’ya güzel çizgileriyle Reha Barış yardım ve yataklık etmiş! Müebbet iyilikler dileriz.

Üç, İkiii, Birr, Ateş!
Aslı Tohumcu
Resimleyen: Reha Barış
Can Çocuk Yayınları, 64 sayfa
Show More