İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Maceradan maceraya koşan ödüllü romanlar

Tudem Edebiyat Ödülleri’nin 2011 yılındaki teması romandı. “Roman Yazın” başlığı altında yapılan
yarışma sonucu ödül alan kitaplar raflardaki yerini aldı. Koray Avcı Çakman, Zehra Tapunç ve
Dursun Ege Göçmen’i tekrar tebrik ediyor, çocukların bu kitapları severek okumasını diliyoruz.

Şadiye NARİN

Tudem Yayınları 2002’de kültür yayıncılığına başladığından bu yana pek çok nitelikli çocuk ve gençlik kitabı yayımlayarak eğitim yayıncılığının yanı sıra bu alanda da rüştünü ispatlamış ve
Türkiye’de bu alanda ilk beşe girmeyi başarmış yayınevlerinden biri.

Türkiye’de okul öncesi de dâhil olmak üzere çocuk ve gençlik edebiyatına 500’den fazla kitapla büyük bir katkı sağlamış olan yayınevinin kurulduğundan bu yana her sene farklı bir tema ile düzenlediği bir de ödüllü yarışması var: Tudem Edebiyat Ödülleri. Yayınladıkları kitaplarla Türkiye’de çocuk ve gençlik edebiyatında bir fark ve farkındalık yaratmayı amaçlayan yayınevinin edebiyat ödülü için de aynı amacın gözetildiği söylenebilir.

Nitelikli çocuk ve gençlik edebiyatı eserlerinin çoğalıp yaygınlaşmasını ve bu alanda emek veren yazar, çizerlerin desteklenmesini amaçlayan Tudem Edebiyat Ödülleri, ilk verildiği yıldan bu yana, yani on yıldır, her sene başka bir başlık altında düzenleniyor. Her sene farklı bir tema seçilerek dağıtılan bu ödüllerin seçici kurul üyelerinin hepsi kendi alanlarında uzman insanlardan oluşuyor. Bunun en güzel örneklerinden biri, 2005 yılında “Perde Kapanmasın” başlığı altında yapılan ve teması çocuk tiyatrosu oyunları olan yarışmanın seçici kurulundaki Yıldız Kenter, Rutkay Aziz, Can Gürzap vb. isimler olsa gerek. Bu isimlerin yanı sıra her yıl farklı bir başlıkla açılan yarışmanın seçici kurulunda edebiyat dünyasından, özellikle çocuk ve gençlik edebiyatı dünyasından tanıdığımız Yalvaç Ural, Behiç Ak, Görkem Yeltan gibi isimler de yer alıyor.

Tudem Edebiyat Ödülleri’nin 2011 yılındaki teması romandı. Bu yazıda, “Roman Yazın” başlığı altında yapılan yarışma sonucu ilk üçe giren kitaplardan bahsetmek istiyorum.

KÜTÜPHANEDEKİ SIR
Bu kitaplardan ilki, Dursun Ege Göçmen’in Bilmecenin İzinde Maceranın Peşinde adlı romanı. Dursun Ege Göçmen, 2011 Tudem Edebiyat Ödülleri’nde bu kitapla üçüncülük ödülü almış. Ozan’ın ve dört arkadaşının yapmaları gereken bir ödevin peşinde yaşadıkları macerayı anlatıyor Bilmecenin İzinde Maceranın Peşinde. Türkçe dersinde öğretmenleri Ozanların sınıfından bir kitap okuyup özetlemelerini istiyor, ne var ki bütün sınıfın ödevi internetten indirdiğini anlayınca, hepsinden şehir kütüphanesine üye olmalarını ve oradan alacakları bir kitabı okuyup ödevlerini yeniden yapmalarını istiyor. Macera işte böylece başlamış oluyor. Çocuklar, kütüphanedeki kitapların içinde kendilerine yazılmış, bir bulmacayı çözmeye çağıran notların peşinde yaşadıkları maceradan hayata dair pek çok şey öğreniyorlar. Hepsi aynı sınıfta olmasına karşın birbirlerini pek de sevmeyen bu beş arkadaş, yaşadıkları maceranın sonunda hem birbirlerini hem de kendilerini daha iyi tanıyorlar.

Dursun Ege Göçmen’in Bilmecenin İzinde Maceranın Peşinde isimli romanı günümüzde artık modası geçmiş bir alışkanlık olan kütüphaneye gitmeyi tekrardan hatırlatıyor ve hatta belki de
öğretiyor şimdiki çocuklara.

Bulmacanın sonunda kendilerine vaat edilen dünyanın en büyük sırrı ise belki de hepimizin bildiği ama zaman zaman unuttuğu bir şey; “İnsan oğlu çeşit çeşit, beş parmağın beşi bir mi?”

EFES’TE İKİ GENÇ
“Roman Yazın” temalı yarışmada ikincilik kazanan roman ise Zehra Tapunç’un Tapınağın Sırrı. Ailesinin bütün fertlerini kaybettikten sonra, yaşadıkları Naxos adasından göçerek Efes’e gelen iki gencin, Kares ile Melissa’nın başlarından geçenler anlatılıyor romanda. Naxos’tan ayrılırken Efes’e gitmeye karar vermelerinde iki olay etkili oluyor. Birincisi, evlerinde konuşulan dilin adadakilerin dilinden ayrı olması ve ailelerinin Naxos’a başka bir yerden gelmiş olduğunu düşünmeleri. Öbür nedense Kares’in dört yaşındayken gördüğünü hatırladığı, dedesine ait çizimlerin Efes’e ait olduğunu düşünmesi. Melissa’nın isteksizliğine karşın bu yolculuğa karar veriyor ve Efes’e geliyorlar. Yeni bir hayat kurmak kadar, ailelerinin geçmişini öğrenme arzusu da onları bu
maceraya atılmaya yönlendiriyor.

Efes’teki ilk günlerinde, bir Mısır gemisinden inen kendi yaşlarında bir kızla, Anabis’le tanışırlar. Tapınağa gidip bundan sonraki hayatını orada geçirmek istediğini söyleyen Anabis’in bir şeyleri sakladığı açıktır, ama özellikle Kares’in ona yardım etmek istemesi üzerine birlikte hareket ederler. Kısa bir zaman sonra tapınağa gelenlere rehberlik yapan Rufus isimli bir Efesli gençle de kaynaşırlar. Ne var ki Kares ve Melissa’nın çözmeleri gereken tek sır Anabis’in sırrı değildir. Efes’te yaşayanların büyük bölümünün kendilerine karşı tuhaf bir tavrı vardır. Düşmanca, lanetlenmiş birilerini görmüş gibi davranmaktadırlar onlara.

İç içe geçmiş sırların yarattığı merak duygusuyla bir çırpıda okunan Tapınağın Sırrı, aynı zamanda, farklı olmak konusunu da romanın derinlerinde işliyor. O yaşlarına kadar tanıyıp bildiklerinden çok farklı ve çeşitli insanlarla tanışmanın heyecan ve korkusunu aynı anda duyuyor romanın kahramanları.

DEĞİŞEN HAYATLAR
2011’de yapılan yarışmanın dereceye giren son kitabı ise Koray Avcı Çakman’ın Almarpa’nın Gizemi adlı romanı. Çakman, Almarpa’nın Gizemi ile birincilik ödülünü kazanmış. Bu romanda, şehirde yaşayan bir çocuk olan Kaan’ın babasının işten kovulmasıyla değişen hayatı anlatılıyor. Hayatı birdenbire değişen Kaan’ın yeni hayatına doğru yol aldığı trende başlıyor hikâye. Tren yolculuklarını çok sevmesine rağmen, babasının yeni işinden dolayı şehirden küçük bir kasabaya taşınan Kaan, arkadaşlarından ve okulundan ayrılmak zorunda kaldığı için mutsuz. Yeni başlayacağı hayat, yeni bir okul, bu yeni okuldaki çocuklar, hepsi onu korkutuyor. Ya onu sevmezlerse, ya hiç arkadaş edinemezse diye düşünüyor, trenin camından dışarıyı izlerken.

Ama hiçbir şey düşündüğü gibi olmuyor; kasabayı, yeni evlerini, yeni okulunu seviyor, yeni arkadaşlar ediniyor ve onlarla birlikte hayatının en büyük macerasını yaşıyor.

Yeni arkadaşlarının, deniz kenarında tek başına yaşayan, çocuklara sürekli hikâyeler anlatan ve kuşları çok seven Kuşçu ile Kaan’ı tanıştırmalarının ardından macera başlıyor. Kuşçu bir gün çocukları teknesiyle Dalyan’a karetta karetta’ları görmeye götürüyor. Orada çektikleri fotoğraflarda sürekli gördükleri iki adamdan şüphelenen çocuklar, hem çok özel bir ağaç olan ve parfüm yapımında da kullanılan sığla ağaçlarını, hem de karetta karetta’ları kurtaracakları bir maceranın içinde buluyorlar kendilerini. Kasabaya gelirken Kaan’ı korkutan değişim, bir maceraya dönüşüyor.

Koray Avcı Çakman, Almarpa’nın Gizemi’nde anlattığı pek çok konuyla çocuklara dünyaya başka bir gözle bakmanın önemini gösteriyor. Kentte yaşayan ve zamanının çoğunu ya internet
başında ya da bilgisayar oyunları oynayarak geçiren roman kahramanının ağzından dışarıdaki hayatın içinde olmanın önemi şöyle anlatılıyor: ”Kaan bu satırları okurken, bilgisayar oyunlarının haftalardır aklına hemen hemen hiç gelmediğini hatırladı. Hatta dışarıda keşfedilecek onca şey dururken bilgisayarın başına oturup saatlerce oyun oynamanın zaman kaybı olacağını bile düşünüyordu.”

Tudem Edebiyat Ödülleri’nin 2012’deki teması öyküydü. “Öykü Yaşamdır” başlığı altında öykü türünün güzel ve nitelikli örneklerinin çocuklara ulaşmasını sağlayacağını düşündüğümüz ödülle ilgili tören her sene olduğu gibi Tüyap İstanbul Kitap Fuarının ilk cumartesi günü yapılacak. Bu senenin kazananlarını ve kitaplarını öğrenmek için sabırsızlıkla bu günü bekliyor olacağız biz edebiyat ve öykü severler. Bu seneki ödül töreninde yepyeni yazarlar ve onların kitaplarıyla tanışacağımız gün görüşmek dileğiyle…

Almarpa’nın Gizemi
Koray Avcı Çakman
Tudem Yayınları, 168 sayfa
Tapınağın Sırrı
Zehra Tapunç
Tudem Yayınları, 160 sayfa
Bilmecenin İzinde Maceranın Peşinde
Dursun Ege Göçmen
Tudem Yayınları, 120 sayfa
Show More