İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Yalnızlarla birlikte insan asla yalnız olmaz!

Yalnızlarla birlikte insan asla yalnız olmaz!

Nazan ÖZCAN

Fransız yazar Colas Gutman, Süper Kahramanlar Yüksekten Korkmaz ve Rose adlı kitaplarında sıradışılık ve sıradanlık arasındaki o ince çizgiye işaret ediyor. Maurice sıradışı olmak için uğraşırken, konuşma bozukluğundan mustarip Rose sıradan olmak için ölüyor.

Küçümen yeğenimin, ki şimdi kendisi kazık kadar bir adam, vakti zamanında, daha ilkokul birinci sınıftayken yani sömestr tatili başladığı gün o küçümen ağzından hiç beklemediğimiz bir cümle döküldü: “Çok şükürler olsun, tatil başladı, ömrüm tükenmişti derslerden!” Tükenen ömür de topu topu yedi yıldı! Çok gülmüştük ama gene de tükenen ömrünü tatilde nasıl uzatacağı hakkında plan yapıp yapmadığını sormadan edemedik. “Biraz arkadaşlarımla oynarım, biraz da kitap okurum!” demişti. “Kitaplar çok eğlenceli, benim yapamadığım şeyleri yapıyor oradaki çocuklar,” deyince neyi kastettiğini çok iyi anlamıştık. Şehir çocuğunun bloklar arasında sıkışan hayatı, ancak ve ancak kitaplar sayesinde biraz daha eğlenceli oluyordu.

SÜPERACKERMAN MOMO

Hazır tatil başlamak üzereyken, hazır hayal dünyalarının kapıları açılacakken, biz de çocuklara ve elbette büyüklere, yazar Colas Gutman’ın çocuk kahramanlarını salık verelim. Çünkü bu çocuklar, hem her çocuk gibi şahane hem de her çocuk gibi özeller. Mesela Momo. Ya da uzun adıyla Maurice Ackerman. Ama o kendine çok daha güzel bir isim bulmuş mu, bulmuş! “Süperackerman”. “Bu benim süperkahraman adım, Süpermomo biraz banal kaçıyor da.” Haksız değil. Süperman, Spiderman, Batman yanında, Süpermomo olmazdı tabii. Üstelik bizim  Süperackerman, çok küçükken başlıyor bu işe. Tam üç yaşındayken, asansör bozuk olduğu için “üç basamağı birden atla yabilince” süper kahraman olduğunu anlayıveriyor! Ve büyüdükçe de bütün güçlerini insanların hizmetine sunmaya karar veriyor. “Bir binanın tepesinden atlamanın ya da bir düşmanın kafasını yere bastırmanın öğretildiği bir dersin olmaması,” Momo’nun işini zorlaştırıyor. Çünkü süper kahraman olmanın inceliklerini hep kendi başına öğrenmek zorunda kalıyor.

Eh, biraz eline yüzüne de bulaştırıyor tabii, bu arada üstüne öğretmeni Momo’yu ailesine bir mektupla şikâyet ediyor, sınıf arkadaşları onu acayip buluyor, yetmezmiş gibi “korkunç bir çete”yle baş etmesi gerekiyor. Komşusu yaşlı Bayan Poterman’ı defalarca ölümden kurtarıyor süper kahramanımız ama çeteyle baş etmesi kolay olmuyor. Neyse ki, süper kahramanların burnu kırılmaz diye bir kural yok! Ah ah, bir de tabii süper kahramanlar âşık olmaz diye bir kural da yok: “Ona baktığım zaman sanki Bayan Polenta olup çıkıyorum: Bacaklarımda derman kalmıyor, nefesim tıkanıyor, sırtım kambur oluyor, omuzlarım çöküyor. Evet, Juliette Baccara’ya baktığım zaman tonton bir nineye dönüyorum…” Colas Gutman, Süper Kahramanlar Yüksekten Korkmaz’da süper sıradan bir çocuğun süper harika hayal dünyasında bize süper eğlenceli vakit geçirtiyor.

Yazarın diğer kitabına adını veren Rose ise başka bir süper kahraman. Daha doğrusu “anti süper kahraman”. Çünkü bizim tatlı Rose’un konuşma bozukluğu var. O yüzden bir okuldan bir okula gönderilip duruyor. Aslında durup baksalar, Rose çok akıllı bir kız. Ama kimsenin o kadar vakti yok. O yüzden yeni bir okula başladığı günde tanışıyoruz Rose’la. Heyecanlı ama heycanlanmak ona iyi gelmiyor, çünkü heyecanlanınca Rose’un içi fokurduyor, içi fokurdayınca da Rose bütün kelimeleri yanlış söyleyiveriyor: “Günparlak, okulda gıcır gıcırım ve öndeki adım Rose!” Ee, böyle olunca okuldaki “sokak lambaları”, yani öğrenciler “tekabii” ki hemen Rose’un “canını sıkıştırıyor”lar. Konuşmasıyla alay edi- liyor, ayrıca kafasına büyük “sokak lambaları”ndan bir taş yiyor. Bunun üzerine “yumurtalı ıspanak kafa”ları “ezbize” yapmaya karar veriyor. Ama tek başına değil. “Nelbette” kendi gibi çocukları da yanına alarak yalnızlar çetesini kuruyor. Çünkü “yalnızlarla birlikte insan asla yalnız olmaz.” Tamam, yalnızlar çetesi “övüş”te pek başarılı olamıyor belki, ama bizim Rose kendisine yardım eden 8. sınıftan bir oğlana “kaşık” oluyor! “Avallı Rosecuk!” Merak etmeyin, başının çaresine bakacak kadar “gudebet” o. Bir de güzel hayal kuruyor: “Eğer periler gerçek olsaydı, karabiber tanelerinden çıkıp bana şöyle derlerdi: ‘Rose, bir dilek tut’. O zaman ben de derdim ki: ‘Normal konuşmak istiyorum.’ Ve annemin benimle avanakmışım gibi konuşmayı bıraktığı gün, dünyanın en mutlu çocuğu olurdum.” Sizce olabilecek mi? Ee, sömestr uzun, okuyup öğreneceksiniz! Sıradan gibi gözükenin aslında sıradan olmadığını da…

Rose Colas Gutman Çeviren: Tuvana Gülcan, İletişim Yayınları, 76 sayfa
Rose Colas Gutman Çeviren: Tuvana Gülcan, İletişim Yayınları, 76 sayfa
Süper Kahramanlar  Yüksekten Korkmaz Colas Gutman Çeviren: Tuvana Gülcan İletişim Yayınları, 79 sayfa
Süper Kahramanlar Yüksekten Korkmaz Colas Gutman Çeviren: Tuvana Gülcan İletişim Yayınları, 79 sayfa
Show More