İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Aile işi hırsızlık olunca…

Aile işi hırsızlık olunca…

Tuğba ERİŞ

Çok sevilen “Gallagher Akademisi” serisinin yazarı Ally Carter’dan yepyeni bir kitap: Hırsızlar Sosyetesi. Bu sürükleyici romanın başkahramanı on altı yaşındaki Katarina, hırsızlık yaparak sürdürdüğü sıradışı yaşamından bunalıp normal bir yaşam sürmeye çalışıyor. Bakalım becerebilecek mi?

Hepimiz olağan aile hikâyelerine alışığızdır, değil mi? Çeşitli ve muhakkak ki yorucu işlerde çalışan anne babalarımız işten dönerler, ödevlerimize yardım ederler, akşam yemeği yenir, televizyon izlenir, çekirdek çitlenip meyve yenir, bilgisayarda oyalanılır, yatma saatinde de doğruca yatağa yollanılır. Ve hepimiz olağan büyüme hikâyelerine de alışığızdır, öyle değil mi? Çoğumuz bu monoton hayatın bir an önce bitmesini ve büyümeyi istemez miyiz? Her sabah erkenden kalkmak, akşam ödev yapmak, yük gibi gelir. Dışarıda arkadaşlarla oynanacak oyunlar, gezilecek yerler, görülecek filmler ya da internet dünyasının sunduğu binbir çeşit olanak varken önümüzde, bu mahpus hayatı da ne ola ki?

SANAT HIRSIZLIĞI

Ally Carter’ın Hırsızlar Sosyetesi adlı  sürükleyici romanının başkahramanı on altı yaşındaki Katarina Bishop’un ise bu olağan yaşam tasavvurun aksine, fazlasıyla sıradışı bir yaşamı var. Öncelikle anne babası uzman birer hırsız. Ama öyle araba, televizyon, mücevher çalmıyorlar, onlar “sanat hırsızı”. İlgi alanları; özel koleksiyonlardaki, sanat müzelerindeki heykeller, tablolar… Amcası da, kuzeni de birer hırsız. Kısacası bu bir “aile işi”. Annesini altı yaşında kaybeden Katarina da üç yaşından beri hırsızlık yapıyor, ama bu yorucu hayattan elini ayağına çekmek için “aile işi”nden çıkıp Colgan Koleji’ne yazılıyor. Tek arzusu, yaşıtları gibi normal bir hayat sürebilmek, normal biri olmak. Erken kalkmak, okula gitmek, ödev yapmak istiyor Katarina. Ama işlemediği bir suç yüzünden disiplin kuruluna gönderiliyor ve okuldan atılıyor. Sonradan öğreniyor ki, zengin ve köklü bir aileden gelen arkadaşı Beşinci W.W. Hale’in başının altından çıkmış bu kovulma mevzusu, çünkü Katarina ne kadar uzak durmak istese de onun için yeni bir iş var, ama bu sıradan bir iş değil, babası Bobby Bishop’un hayatı tehlikede.

Kat, hikâyenin ayrıntılarını adım adım öğreniyor. “Başka türde kötü bir adam” olan Arturo Taccone’nin sahip olduğu beş önemli tablonun çalındığını, Taccone’nin bunun için babasını suçladığını ve onları iki hafta içinde geri almazsa gerçekten çok kötü şeyler yapabileceğini anlatıyor Hale ona. Kat önce Paris’te babasını ziyaret ediyor, Taccone’nin tablolarını çalıp çalmadığını bir de ona soruyor. Ama babasının suçsuz olması bu işten yakayı sıyırdıklarını göstermiyor, çünkü Kat Paris’te babasının peşinde olan Taccone ile de karşılaşıyor. Evet, çalmadıkları tabloları geri vermenin imkânı yok, ama Taccone’nin şakası olmadığını anladıkları için yapabilecekleri tek şeyde karar kılıyorlar: Önce tabloları çalanın kim olduğunu öğrenecek ve sonra da tabloları ondan çalacaklar.

ÇALINTI TABLOLARIN PEŞİNDE

Eddie amcanın söyledikleri Kat’in kafasını karıştıracak türden: “Biz çok eski bir sanatı icra ediyoruz. Bu sadece soydan geçmez, aynı zamanda tecrübeyle canlı tutulur.” Çünkü Kat Colgan Koleji’nde sadece üç ay geçirmiş olsa da paslanmış olabileceğini düşünüyor, çünkü hırsızların dünyasında bu uzun bir süre. Ama babasının yaşamı söz konusu olduğu için her şeyi göze alarak giriyor işin içine.

Kat öncelikle, aralarındaki elektriğin apaçık olduğu Hale ve güzel kuzeni Gabrielle ile birlikte Taccone’nin çok iyi korunan hendekli villasını araştırıyor. Buldukları kamera kayıtları sayesinde, tabloların saklandığı hendekteki gizli odaya küçük bir denizaltıyla ulaşıldığını görüyorlar. Napoli’deki dalış mağazasından öğrendikleri isim, Visily Romani ise işi çok daha farklı boyutlara taşıyor, çünkü bu bir takma ad. Eddie amcanın söylediğine göre, takma adlar kutsaldır ve Visily Romani adı altında yapılmış hiçbir iş çocuklar tarafından bozulamaz.

Eddie amca bu işin Kat’i bile aştığını düşünse de Kat vazgeçmiyor ve güvenebileceği insanlardan iyi bir ekip kuruyor: Hale, Gabrielle, Bagshaw kardeşler Hamish ve Angus, teknik işlerde uzman Simon ve sonradan Paris’te rastlaştığı yankesici Nick.

Londra’da çok iyi korunan Henley Müzesi’nde, üstünde Visily Romani adının yazdığı bir kartvizit bulununca, Visily’nin Taccone’den çaldığı tabloları buradaki tabloların altına sakladığını anlıyor Kat. Böylece müthiş “hırsızlar sosyetesi” de Henley Müzesi’ni soyabilmek için riskli ama ayrıntılı bir plan kuruyor.

Ocean’s Eleven ve Casino Royale gibi ünlü hırsızlık hikâyelerinden daha heyecanlı bir kurguya sahip olan Hırsızlar Sosyetesi’nin, sabah erken kalkma ya da akşam ödev yapma gerçeğini değiştiremese de monoton hayatlarımıza fazlasıyla renk getireceği kesin.

Hırsızlar Sosyetesi Ally Carter Çeviren: Tuna Alemdar Delidolu Yayınları, 280 sayfa
Hırsızlar Sosyetesi Ally Carter Çeviren: Tuna Alemdar Delidolu Yayınları, 280 sayfa

 

Show More