İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Çocuklar yemek hazııırrr!

Çocuklar yemek hazııırrr!

Nazan ÖZCAN

Korkunç mu korkunç Felaket Henry’nin yazarından korkunç bir okul hikâyesi. Bu okulda herkes var. Peri masallarının sevilen iyi karakterleri İyilik Meleği’nden iyilik yapmayı, okuma yazmayı ve toplama çıkarmayı öğrenirken, kötüler Kötülük Meleği’nden ne mi öğreniyor? Bilmek bile istemezsiniz!..

Çocukluğun en güzel ve en sinir edici sesidir herhalde: “Çocuklar hadi eve gelin, yemek hazır!” Tam da oyunun orta yerindesindir ama tam da karnın açlıktan kazınıyordur. Karar veremezsin, yemek mi oyun mu? Çıktığın ağacın tepesinden inersen, ebeye yakalanıp sobeleneceksindir bir de. Ama ne annenin “Hadi eve gel,” çağrısı biter, ne de midenin guruldaması. Ha, dut ağacındaysan ve yazın başıysa, karnını doyurabilirsin ama ya dut ağacı değil de erik ağacıysa! Aha, çok yedin mi kesin karın ağrısı. Tabii bir de anne azarı! “Ben sana aç karnına o kadar erik yeme demedim mi! Ağrır tabii!”

İyi çocuk olup annen hadi dediğinde eve gidersen, ohhh mis! Güzel yemekler seni bekler. Tamam, arada bamya ya da pırasa da olur ama inanın, “Güveçte Külkedisi”nden daha iyidir! Ama elbette Güveçte Külkedisi’ni sevenler de olabilir aramızda. İtiraf edeyim, ben bile biraz sevdim. Yok yok, pek tabii ki yemedim, okudum. Franscesca Simon’ın Güveçte Külkedisi Pişirmenin Püf Noktaları’nı diyorum yani. Yoksa öyle kedi ya da kül yiyecek tipte bir insan değilim. Ama beğendim mi, evet beğendim.

Francesca Simon’ı aslında tanırsınız, hani şu acayip çok satan ve kahkahalarla okuduğunuz, hatta dizisi ve dahi filmi çekilen Felaket Henry’nin yazarı. Yani yazarımız biraz hınzır, o yüzden Güveçte Külkedisi Pişirmenin Püf Noktaları da böyle bir hınzırlıktan çıkmış. Yazar, kendi internet sitesinde şöyle diyor: “Oğlum okulda oyun oynamayı hep severdi ama şu yoklama meselesinden hiç hoşlanmazdı.  Ne yazık ki sınıfında 30 çocuk vardı, dolayısıyla sırasıyla tüm isimler okunuyor ve hep aynı cevap alınıyordu: ‘Buradayım efendim’. Bir gün artık ben dayanamadım ve mesela ‘Emily?’ diye seslenmek yerine ‘Üç Küçük Domuzcuk’ diye bağırdım. Josh’tan hemen karşılık geldi: ‘Hönk, hönk, hönk!’ Ve o an aklıma hemen bu kitabın fikri düştü. Bütün masalların kahramanları bir okulda bir araya gelse, ne olur? Yani Sindirella, Kırmızı Başlıkla Kız gibi iyi karakterler anaokulu öğrencileridir ve öğretmenleri de Bayan İyilik Meleği’dir. Yaşlı Cadı ve Kötü Kalpli Kızkardeşler ise daha üst sınıfa giderler ve Bayan Kötülük Meleği’nden çocukları pişirmenin, elmayla zehirlemenin inceliklerini öğrenirler.” Fikir hiç fena olmayınca, kitap da hiç fena olmuyor elbette.

DUYAN GELMİŞ!

Öncelikle bir bakıyorsunuz, çocukluğunuzun bütün kahramanları orada. İyi olduğumuz için “İyiler Sınıfı”yla başlayalım: Altın Saçlı Kız (ayy canım), Kırmızı Başlıklı Kız (başına bir şey gelmesin n’olur!), Üç Küçük Domuzcuk (hönk, hönk hönk ve hönk hönk hönk!), Bayan İyilik Meleği (her eve lazım), Pamuk Prenses (Yedi Cüceler’i evde bırakmış), Hansel ve Gretel (tabii ki ceplerinde yine taşlar var), Jack (fasulye tanesiii), Külkedisi (gene üstü başı kül içinde) ve Uyuyan Güzel (sınıfta bile uyuyor). Bildiğimiz masallardaki gibiler, karakterleri değişmemiş ama bu sefer hep beraberler ve birlikten güç doğar, değil mi? Kime karşı derseniz, elbette “Kötüler Sınıfı” deriz. Baksanıza, ölçüsüz kötülük orada duruyor: Canavar (Uağh, çok korkunç), Büyük Üvey Kardeş (ruh hastası), Küçük Kız Kardeş (yelloz), Yaşlı Cadı (Hansel’i yemek istiyor hâlâ), Beter Üvey Anne (zehiri sen iç bir kere), Kötü Kalpli Kraliçe (inşallah aynan kırılır!), Hain Kurt (karnına taş dolsun!) ve Bayan Kötülük Meleği (bırr, evlerden ırak). Ekibimiz böyle. Ve Bayan İyilik Meleği, öğrencilerine iyilik, okuma yazma, toplama çıkarma öğretirken, bilin bakalım Bayan Kötülük Meleği korkunç talebelerine azarlaya azarlaya ne öğretiyor: Zencefilli çörekten ev yapmayı, büyü yapmayı, kılık değiştirmeyi, hainlik etmeyi, çocukları kandırmayı ve elbette bizim ana sınıfındaki mini minileri güzelce mideye indirmek için “güveçte çocuk pişirmenin püf noktaları”nı! Sakin olunuz, bu herkesin birlikte olduğu masal da, masal olduğu için elbette, masal gibi bitiyor! Bizim iyiler iyi oldukları kadar zekiler de çünkü. Tam kazanlar kaynatılır, içine baharat niyetine iğrençlikler atılırken, iyiler de onları durdurmanın bir yolunu bulamayacaklar mı sanıyorsunuz? Ha ha, en az kitap kadar komiksiniz!

Güveçte Külkedisi Pişirmenin Püf Noktaları Francesca Simon Resimleyen: Tony Ross Çeviren: Defne Orhun İletişim Yayınları, 96 sayfa
Güveçte Külkedisi Pişirmenin Püf Noktaları Francesca Simon Resimleyen: Tony Ross Çeviren: Defne Orhun İletişim Yayınları, 96 sayfa
Show More