İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Ziyadesiyle hoptirinam kitaplar!..

Ziyadesiyle hoptirinam kitaplar!..

Hanzade SERVİ

İyi Kitap’ta bu ay başlattığımız Uçan Salıncak köşesinde bundan böyle çocuk ve gençlik edebiyatının çeşitli sorunlarını tartışacağız. Aynı zamanda, sevilen çocuk kitaplarının da yazarı olan Hanzade Servi açılışı “Çocuk kitabı nasıl olmalıdır?” sorusuyla yapıyor.

Öyle sorular vardır ki mantıklı bir cevabının olmadığını daha soru işaretinin noktasını görmeden anlarsınız. Mesela Alis Harikalar Diyarı’ndaki gibi: “Bir kuzgun neden çalışma masasına benzer?” Karşınızdaki kendinden çok eminse soruyu kurcalamak yerine bir cevap ararsınız. Bulacağınız her cevap, baştan ayağa yanlış olacaktır. Çünkü problem sorudadır.

Bugünlerde ortalıkta, bana aynı kuzgun-çalışma masası ikilemini yaşatan bir soru dönüyor: “Çocuk kitabı nasıl olmalıdır?” “Turuncunun üzerine yeşil çizgili; misket limonu gibi kokarken, aynı zamanda ziyadesiyle hoptirinam olmalıdır.”

Ama bu soruya çoğu ebeveyn ve öğretmenin gayet net bir cevabı var: “Çocuk kitabı, eğitici olmalıdır.” İşte tam bu noktada, çalışma masasına benzeyen kuzgunun; yani çok büyük bir yanlışın önünde duruyoruz.

Çocuk kitaplarının eğitici olması gerektiğini düşünenler, çocukların sevdiği kitapların büyük bir kısmını saçma sapanlıkla itham ediyor. İçimden, “Bu ne cüret?” demek geliyor. Bir çocuk eline kitap almış, onu isteyerek okuyor, okurken kahkahalar atıyor, o yazarın başka kitapları var mı diye merak ediyor… Ve birisi çıkıp ona, “Niye saçma sapan kitaplar okuyorsun?” diyor. Böyle şeyler ancak, “Çocuğu Kitap Okumaktan Soğutmanın 10 Yolu” isimli bir makalede yer alabilir.

EĞİTİCİ KİTAP NE DEMEK?

Saçma sapan olmakla suçlanan kitapların çoğuna baktığımızda mizah duygusunu, hayal gücünü ve dolayısıyla zekâyı geliştirecek şeyler olduğunu görüyoruz. Şimdi, saçma olmayan bir soru sormamız gerek: “Eğitici çocuk kitabı ne demek?”

Gerçekten… Çocukların eğitici kitaplar okumasını isteyenlerin rüyalarını nasıl bir kitap süslüyordur? En başta, eğitici olduğunu daha ismiyle haykırıyor olması gerekiyor ki görür görmez hemen “Hah, işte bu!” diyebilsinler. Mesela Hep Doğruları Söyleyen Mete. Zannediyorum ki kitabın bir sayfasında şunlar yazıyordur: “Mete, asla yalan söylemeyen bir çocuktu. Bu sebeple hayatı çok güzeldi. Derslerine çalışıyordu, arkadaşlarıyla hiç kavga etmiyordu; annesiyle babasını da üzmüyordu. Mete, günlüğüne ‘keşke tüm çocuklar benim gibi hiç yalan söylemese’ diye yazdı.” (Sadece örnek olduğu halde sıkıldım.)

SIKICILAR DIŞARI LÜTFEN!

Lütfen söyleyin. Siz çocuk olsaydınız böyle bir kitabı zevkle okur muydunuz? Aslında belki de sorun tam olarak buradadır. “Çocuk kitabı eğitici olmalı,” diyenlerin bir kısmının hiç kitap okumadığından şüpheleniyorum. (“Bir kısmı” diyorum. Her zaman istisnaları derleyip toplayıp kenara kaldırmakta fayda görürüm.) Çünkü kitapların ruhunu bilen ve okumayı seven hiç kimse, bir çocuğun kitap seçimine karışıp ona zorla sıkıcı kitaplar aldırmaya uğraşmaz. Bu dayatmanın, çocuğun kitap okuma şevkini tamamen söndüreceğini bilir. Bir konuda anlaşalım. O amaçla yayımlanan kitaplar dışında, hiçbir çocuk kitabının yazılış sebebi, çocukları eğitmek değildir. Eğer bir yazar, “Çocukları eğitmem lazım,” takıntısına düşerse, ilk yazması gereken şey, yaratıcılığının yok oluş fermanıdır.

Kitaplara doğru yürüyen çocuğunun arkasından, sanki onun üç başlı ejderhayla savaşmaya gittiğini görmüş gibi panikle koşup, “Eğitici bir şeyler bakalım!” diye bağıranlara sesleniyorum! Yayınevinin bir kitabı çocuk kitabı olarak basmış olması zaten kitabın pek çok elemeyi geçtiğini gösterir. Yani içinde canavarların kırmızı noktalı yatak odası anıları ya da yasadışı ticaret yapan sincaplar olmadığını bilirsiniz. Çocuğunuzun sizin komik bulmadığınız bir şeye gülmesi, onun yoldan çıktığı anlamına gelmez. Önemli olan, okumasıdır. İçinde “ulan” sözcüğü geçtiği için bir kitabı okumasını yasaklayarak onu hayata hazırlayamazsınız. Çünkü ileride “ulan” kelimesinden çok daha ağır şeylerle karşılaşma ihtimali çok yüksek. Ne kadar çok kitap okursa hayatı daha fazla anlayacak ve göstereceği tepkiler de sizi bile şaşırtacak olgunlukta olacaktır.

Bırakın vampirleri sevsin, düşük donlu kahramanlara gülsün, dolabında umacıların yaşadığını hayal etsin. O, bir çocuk. Niye çoktan kaybettiğiniz düşler dünyasını onun küçük ellerinden de almaya çalışıyorsunuz?

Lütfen çocuğunuzu çocuk kitapları rafının önüne bırakın ve istediği kitabı seçmesine izin verin. Çünkü ona okuma alışkanlığı kazandıramadığınız müddetçe, zaten herhangi bir eğitimden söz etmek saçma olacaktır.

 

 

 

Show More