İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Gerçeklerle başa çıkmak…

Gerçeklerle başa çıkmak…

Emel ALTAY

Oleg ya da Kuşatma Altındaki Şehir ile ülkemizde de sevilen Hollandalı yazar Jaap Ter Haar’ın yeni romanı Hayatı Sevmeye Devam Et, bir kaza sonucu kör olan ama hiçbir şeyin hayatını karartmasına izin vermeyen, zeki ve güçlü bir çocuğun hikâyesini anlatıyor.

Hayatı Sevmeye Devam Et, adıyla –ve konusuyla– müsemma, karanlığa teslim olmamak üzerine ilham verici bir gençlik romanı. Bir anlamda bir iyileşme hikâyesi. Romanın ana karakteri Beer’in geçirdiği evrelere göre öyküyü üçe ayırmak mümkün. İlk sayfalarda, başına ne geldiğini henüz bilmeyen Beer ile birlikte hastanede tedirginlik dolu günler geçiriyoruz. Hayatının sonuna kadar kör kalacağını keşfetmesiyle de korku ve umutsuzluk kendini gösteriyor. Tek kişilik, korunaklı fakat kederli odasından kalabalık ve neşeli üçüncü koğuşa geçmesiyle gözleri görmeyen birinin sosyal hayata yeniden karışması ve gündelik hayatın zorluklarıyla yüzleşmesine tanık oluyoruz. Beer’in burada tanıştığı üniversite öğrencisi, gerek verdiği nasihatlerle gerekse trajik hikâyesiyle kitabın en önemli karakterlerinden biri. Zaten kitaba ismini veren Hayatı Sevmeye Devam Et cümlesi de üniversitelinin ağzından dökülüyor.

ENKAZA DÖNÜŞME!

İkinci evrede ise Beer’in artık kör bir çocuk olarak eve dönüşü var. Bu dönüş sadece evle sınırlı değil; Beer eskiden nasılsa öyle bir çocuk olarak, “tıpkı eski günlerdeki gibi”, ailesine, arkadaşlarına, okuluna ve futbola geri dönmek istiyor. Eskisi gibi bisiklete binmek, arkadaşlarıyla gezmek, top oynamak ve ofsayta düşmek… Evet, Beer “normal” bir çocuk olamamanın acısını her dakika yaşıyor ve yazar bunu çok güzel betimlemelerle bizlere hissettirmeyi başarıyor. “Şu an alışmaya çalıştığı, ofsaytta kalmayacağı bir dünya…” Beer var gücüyle çabalıyor; körler alfabesini öğrenmek için, tek başına evinden çıkıp parka yürüyebilmek için, sınıfıyla arasındaki açığı kapatmak için, futbol oynayamasa da soyunma odasında arkadaşlarının heyecanına katılmak için… Ama tam da bu çabalarının ortasında, örneğin tribünde otururken iliklerine kadar hissediyor gerçeği; o artık hiç ofsaytta kalamayacak. Ve üniversitelinin nasihatlerinden biri de bu umutsuzluk anlarında imdadına yetişiyor: “Hayatı sevmeye devam et, enkaza dönüşme.” Kendine acımasını yasaklıyor üniversiteli, Beer de kendine acıyacak ya da pes edecek biri değil zaten. Bir süre sonra parka gitmek çocuk oyuncağı oluyor, dostlarının hediye ettiği iki kişilik bisikletle gazete bile dağıtmaya çıkıyor. Beer çok daha özel bir şey keşfediyor; insanları görünüşlerine göre değil fikirlerine, söz ve davranışlarına göre değerlendirmeyi. Bu, basit ve genel kabul görmesi gereken bir şey gibi dursa da, gündelik yaşamımızda görmenin insan algısını başka başka ve genellikle yanlış şeylerle meşgul ettiğinin farkına varamıyoruz. Jaap Ter Haar, Beer’in babasının ağzından kitabın ana fikirlerinden birini ustalıkla veriyor: “Biliyor musun Beer, gözlerimiz bizi çoğunlukla asıl meseleden uzaklaştırır.”

KALPLERİ ISITAN BİR FİNAL

Kitap, Beer’in körler yurdundaki ilk dakikalarıyla son buluyor. Üçüncü evre diye tanımlayabileceğimiz bu bölümün geçtiği körler yurdu, kitabın büyük bölümünde “gidilen”den ziyade “düşülen” bir yer, bir yenilgi gibi sunuluyor. Ama öyle olmadığını, Beer ve Beer gibi engelli çocuklar için çok iyi eğitim veren, aynı zamanda yuva sıcaklığı taşıyan bir yer olduğunu anlıyoruz. Dahası var. Haar, kalp ısıtan bir finalle kitabı sonlandırıyor ki bundan da Beer’in, yazarı tarafından çocuğu gibi sevilen kahramanlardan biri olduğunu anlayıp gülümseyerek kapatıyoruz kitabı.

Kendi kişisel okuma serüvenimden bahsedersem; Beer’in artık görmeyen gözleriyle yaşadığı dünyayı tüm canlılığıyla görmek –belki de Beer’in yerine biz görüyoruzdur, böyle düşünmesi güzel–, zorluklar karşısında hayal kırıklıklarına katlanarak pes etmeden duruşunu okumak bana iyi geldi.

Hayatı Sevmeye Devam Et  Jaap Ter Haar  Çeviren: Saliha Nazlı Kaya  Can Çocuk Yayınları, 136 sayfa
Hayatı Sevmeye Devam Et
Jaap Ter Haar
Çeviren: Saliha Nazlı Kaya
Can Çocuk Yayınları, 136 sayfa
Show More