İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Bazen internet kesilir, hayat başlar

Marc-Uwe Kling, interneti bütün yarar ve zararları eşliğinde dengeli bir şekilde anlatmayı başarırken, bu büyük bilgi kaynağını yerinde kullanmayı, iletişimin elektronik aletlerden çok daha fazlası olduğunu anımsatıyor hepimize.

Yazan: Özlem Toprak

İnternet ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, iletişime dair tartışmalar hız kazandı. Bilgiye erişimin ve kendini ifade etmenin önemi bir yanda, cep telefonu ve oyun bağımlılığı diğer yanda… Kuşkusuz bu güncel konu çocuk edebiyatı içerisinde de sıklıkla gündeme geliyor. En yeni örneklerden biri de Alman edebiyatının genç yazarlarından Marc-Uwe Kling’in Büyükannenin İnterneti Bozduğu Gün! (Der Tag, an dem die Oma das Internet kaputtgemacht hat) başlıklı kitabı. Burcu Aksu Güney’in çevirisiyle Uyurgezer Kitap tarafından basılan Büyükannenin İnterneti Bozduğu Gün!, adından da anlaşılacağı üzere mizah dolu, sıcacık bir metin.

Sade ve gerçekçi diyalogları ve birbirinden renkli karakterleriyle dikkat çeken kitabın, minik okurları cezbedecek bir diğer özelliği de ayrıntılarına kadar özen gösterilmiş Astrid Henn imzalı renkli çizimleri. Kling ve Henn, yazarın Der Ostermann (Paskalya Baba) ve Prinzessin Popelkopf (Prenses Sümükkafa) başlıklı çocuk kitaplarında da birlikte uyum içinde çalışmışlardı.

Büyükannenin İnterneti Bozduğu Gün!, okulları tatil olduğu için evde büyükanne ve dedeleriyle kalan evin en küçüğü Tiffany, on yaşındaki Max ve on dört yaşındaki Luisa’nın sıradan günlerinin, internetin çalışmaması üzerine büründüğü hâli anlatıyor. Tiffany dışında kimse inanmasa da büyükanne bir şekilde interneti bozmayı başarmış. Kısa sürede bu arızanın dünya genelinde olduğu anlaşılıyor. Marc-Uwe Kling, farklı yaşta kardeşler, anne-baba ve büyüakanne-büyükbaba aracılığıyla değişik kuşakların internetle ve birbiriyle ilişkisi ve kuşaklar arası iletişim konularını didaktik bir tona düşmeden, eğlenceli bir dille aktarmış. Tiffany henüz internetle tanışmamışken, Max arkadaşıyla mesajlaşamadığı ve oyun oynayamadığı, erkek arkadaşından ayrıldıktan sonra saçlarını yeşile boyayan evin asi genç kızı Luisa da sevdiği şarkıları dinleyemediği, büyükbaba ise televizyonda görüntü donduğu için öfkeli. Hasarın büyüklüğü, navigasyon uygulaması olmadan dağıtım yapamayan pizzacı oğlanın, internetsiz çalışamayan annenin ve yine navigasyon olmadan evinin yolunu dahi bulamayan babanın gelmesiyle iyice ortaya çıkıyor.

PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK?
İnternetin yokluğu evde bir an için elektrik kesintisi gibi yaşanıyor. Kimse, elektronik aletler üzerinden devam ettirdiği alışkanlıkları beklenmedik bir olayla bölününce, kendisiyle ve çevresindekilerle ne yapacağını bilemiyor. Ancak yazar, bu noktada çocukların yaratıcılığına vurgu yaparak Tiffany’yi baş role çıkarıyor. Kısa sürede aile üyeleri ve Luisa ile yakınlaşan
pizzacı oğlan, radyo müzikleriyle dans edilebileceğini, birbirine hikâyeler anlatarak ve hayali oyunlar oynayarak eğlenilebileceğini keşfediyor. O kadar ki internet teknisyeni arızayı giderdiğinde ve ertesi gün hayat yeniden “normale” döndüğünde çok sıkılan Tiffany o müthiş soruyu soruyor: “Büyükanne, interneti bir kere daha bozamaz mısın?”

Marc-Uwe Kling, interneti bütün yarar ve zararları eşliğinde dengeli bir şekilde anlatmayı başarırken, bu büyük bilgi kaynağını yerinde kullanmayı, iletişimin elektronik aletlerden çok daha fazlası olduğunu anımsatıyor hepimize.

1982 doğumlu yazar, Freie Universität Berlin’de felsefe ve drama okudu. Söz yazarı olan ve siyasi stand-up gösterileriyle de tanınan Kling, çok satanlar arasına giren “Die Känguru-Chroniken” (Kanguru Tarihçesi) başlıklı üçlemesinde, kendisini kitap kahramanı hâline getirdi ve Almanya’ya göçmen işçi olarak gelen antikapitalist ve Nazi düşmanı bir kanguru eşliğinde komik olduğu kadar düşündürücü maceralar anlattı. Kling, bu eseriyle Alman Radyo Ödülü, Kabare Ödülü ve Sesli Kitap Ödülü’nü aldı. Yazar, 2018’de okuru iş hayatı, boş vakit, ilişkiler dahil her şeyin algoritmalarla belirlendiği ve baş kahraman Peter tarafından insan iradesini dışlayan yönüyle sorgulandığı Quality Land başlıklı bir distopyaya götürdü.

Büyükannenin İnterneti Bozduğu Gün! de yazarın hayatın mekanikleşmesinden duyduğu endişeyi çocuklara keyifli bir üslupla sorgulatıyor. Olayların akışı biz yetişkinlere tahmin edilebilir gelse de bu sade hikâye hepimize bir kez daha hayal gücü ve bağların önemini hatırlatması açısından çok değerli.

Büyükannenin İnterneti
Bozduğu Gün!
Marc-Uwe Kling
Resimleyen: Astrid Henn
Türkçeleştiren: Burcu Aksu Güney
Uyurgezer Kitap, 64 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More

2 Comments

Comments are closed