İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Robotlar çağında bir ceza davası

Teknolojinin katlanarak artan hızı alışkanlıklarımızı, davranışlarımızı ve düzeni  afallatan bir ivedilikle değiştirip,  ayak uydurmakta zorlandığımız bir dünyaya sürüklüyor bizi. Dilge Güney de 1 GB Adalet kitabında okurunu böyle bir dünyaya götürüyor.

Yazan: Dilek Büyük

Distopik özellikler taşıyan ama bugünden çok da uzak olmayan bir dünya kurgulamış yazar. Hikâyenin geçtiği şehir ikiye bölünmüştür. Yeşil bölge daha sistemli ve düzenlidir. Güvenlik sorunu pek yaşanmaz; insanların yaşam koşulları orta ya da üst seviyededir genellikle. Turuncu bölge ise ağırlıklı olarak dar gelirli kesim ile suçluların yaşadığı taraftır. Yeşil bölgenin güvenliğini sağlayan polisler bile buraya kolay kolay giremezler. Burada çetelerin kuralları geçerlidir. Ethem, turuncu bölgede yaşayan bir çocuktur. Bir gün babası yok olur. Annesi iş bulamaz, çünkü temizlik işini bile artık robotlar yapmaktadır. İki çocuğuyla ortada kalan kadın, ekonomik nedenler yüzünden, hayatı burunlarından getirecek biriyle evlenmek zorunda kalır. 

Meto ise önce sanal dünyada bir karakterdir, sonra tıpkı insana benzer bir robota dönüştürülür. Bir reklam firmasına aittir ve sosyal medyada kısa sürede fenomen olur. Hikâye, Meto ile Ethem’in bir bisiklet hırsızlığı nedeniyle yargılanmasıyla başlar. Dava sonunda şaşırtıcı bir karar çıkar, robot Meto, suçlu bulunur ve çocuk cezaevine gönderilir. Burada cezaevi koşullarıyla tanışır; bizi de tanıştırır. Erk sahibi olmanın hırsla birleştiğinde nasıl sonuçlar doğurabileceğini müdür ve gardiyanda görürüz. Benzer şekilde koğuştaki bazı çocukların, kendilerinden güçsüz olanı nasıl ezdiğine de tanık oluruz. Meto, cezaevindeki koşulların değişmesi için mücadele verir. Bu herkeste şaşkınlık yaratır çünkü bir robottan beklenmeyecek tavırlar sergilemektedir. Finalde, fenomen hâlinden eser kalmadığı ve artık işlerine yaramadığı için -hatta bu hâliyle kendileri için tehlike oluşturabileceğinden- Meto yaratıcısı şirket tarafından yok edilir. Ethem ise tesadüf zannettiği bir iyilikler silsilesi ile okula dönmekle başladığı bir değişim sürecine adım atar.

Bu tür konuların telif eserlerdeki en büyük sıkıntısı bizim kültürümüze, yaşam biçimimize ait unsurlarla gelecekte olabilecek dünyanın sağlam bir yerde buluşamaması oluyor. Bir yerde ya çeviri eser havası hissediliyor ya da bir oturmamışlık, yapaylık tadı kalıyor damakta. Bu kez bunu aşmayı başarmış, baştan sona kendiliğini koruyarak, zorlanmadan  akan bir metin var karşımızda. Sadece bir yakın gelecek öyküsü değil anlatılan. Kitap, bugünden yarına sebepleri değişse de sorun olarak kalmaya devam edebilecek konulara da yer veriyor. Kadının ekonomik zorluklar nedeniyle  evlenmek zorunda kalması, herkes için eşit olmayan yaşamsal haklar, resmi ya da gayriresmî koşullarda güçlünün güçsüzü ezmesi, annelik kavramı, çocuk hakları, cezaevi yaşamının insanın içinde bir yerleri kanatan hâlleri, robot iş gücünün artmasıyla işsizliğin çoğalması gibi. Bununla da kalmıyor. İnsanların giderek duyarsız ve bencil hâle gelmesi, kuşaklar arası farklar, akran ilişkileri, en basit şeye ulaşmakta güçlük çekenlerin yanında, tüketim çılgınına dönüşmüş bireyler, şiddetin farklı hâlleri de belirgin olarak çizilmiş.

Metnin aritmetik kurgusu hayli sağlam oluşturulmuş. Bunca malzeme öylesine iyi harmanlanmış ki metnin hiçbir yerinde sarkma ya da ritmin bozulması söz konusu değil. Tam tersine iki ana karakterin peşinden merakla koşturuyor okurunu Dilge Güney. Meto ve Ethem karakteriyle birlikte pek çok yan karakteri de izliyoruz. Çoğu çevremizden birilerini hatırlatacak kadar güçlü canlandırılmış figürler. 

Metin başından sonuna doğru katman katman açılıyor. Okurun merakı finale yaklaştıkça artıyor. Çünkü yazar, düğüm noktalarında okura neredeyse hiç ipucu vermeden yoluna devam etmiş. Bu yüzden metnin sonunda boşluklar tamamlanıyor. Kitabı son sayfasını okuduğunuzda bazen dersiniz ya, “Bu kitabın ne güzel filmi yapılır,” diye, işte öyle bir kitap 1 GB Adalet. 

Robot teknolojisinin gelecekteki yaşamımızla ilintisine dair pek çok kitabı ve filmi hatırlatıyor elbette ama özgünlüğünü korumayı başarmış. Final, okura adalet ve suç kavramlarını sorgulatacak şekilde tasarlanmış. Bu kısım özellikle bir yetişkin romanı olan Tanguy Viel’in Ceza Kanunu, 353. Madde kitabını anımsattı. Kanun uygulayıcıların vereceği kararlarda kullanacakları inisiyatifin ölçüsü nedir sorusunun cevabını yazar kendi tercihini açıklayarak metinde veriyor ama okurunun da kulağına kar suyu kaçırıp, bu soruyla baş başa bırakıyor.

Kullanılan dil de özenle oluşturulmuş. Teknoloji çatısı altında bir dünyayı anlatmakla birlikte terminolojiden uzak kalıp, hem karakterlerin özelliklerine uygun hem de onların toplum içindeki yerlerini yansıtacak bir dil yaratılmış. Bununla birlikte akıştaki duyguları okura aktarmakta da oldukça başarılı. Tıpkı iyi bir orkestradan dinlenen güzel bir beste gibi. 

Yan kahramanlardan birinin dediği gibi, “…artık pek fazla kuş yok, biliyor musun? Onların yerine dronlar uçuyor her yerde. Yer kalmıyor ki kuşlara,” diyeceğimiz bir dünyanın tanığı olmayız umarım. 

1 GB Adalet
Dilge Güney
Resimleyen: Mavisu Demirağ
Editör: Ümit Mutlu
Tudem Yayınları, 144 sayfa
Show More

1 Comment

  • Nevzat Süer Sezgin.
    Nevzat Süer Sezgin.

    Çok sevdiğim bi kitabı güzel anlatmışsıniz Teşekkürler.

Comments are closed