İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Bunlar kardeş masallar…

Bunlar kardeş masallar…

Zarife BİLİZ

Yücel Feyzioğlu’nun derleyip yeniden yazdığı altı kitaplık Mezopotamya Masalları serisi, Anadolu’nun çok kültürlülüğünü yansıtıyor.  Kürt, Zaza, Süryani, Türk, Arap, Azeri masalları bu kitaplarda bir araya geliyor.

Nesin Yayınları yakın zaman önce altı kitaplık bir Mezopotamya Masalları serisi yayımladı. Anadolu ve Mezopotamya’nın çok kültürlülüğünün tüm haşmetiyle yansıdığı kitaplarda Kürt, Zaza, Süryani, Arap masallarının yanı sıra Türk, Arap, Kürt, Azeri ortak masalları ve bir adet de Sümer masalı var. Masalları derleyip yeniden yazan Yücel Feyzioğlu, “Kardeş Masallar” adını verdiği başka bir seride de Türk dünyasından masalları derlemiş, bu çalışmalarıyla ödüller almış bir isim.

Artuklu Beyliği’nin başmühendisi Cezeri’nin çocukluğunu konu edinen öykülerden, Selahaddin Eyyubi’ye atfedilen masallara, Kürtlerin haksızlıklara karşı direnci simgelerle anlatan Mirza Memed masallarından, ortak kültür ürünü Lokman Hekim ve Çırağı’na pek çok anlatının yer aldığı kitaplar zengin bir külliyat ortaya koyuyor.

Nesin Yayınları’ndan altı kitaplık Mezopotamya Masalları serisi yayımladınız. Bize biraz bu masalların kaynaklarından bahseder misiniz? Üç kaynaktan yararlandım. Birincisi; masalcılardan, ozanlardan, âşıklardan, bahşilerden, şeşenlerden, dengbejlerden, mellelerden, şamanlardan, ariflerden. İkincisi; halklardan birebir derlenmiş dosyalanmış arşivlenmiş ya da yayımlanmış çalışmalardan. Üçüncüsü de; Moskova ve Mainz gibi gelişmiş Türkoloji merkezlerinden…

Kitapların ortaya çıkma süreci nasıl oldu? Otuz beş yıl önce bütün Türk yurtlarından masallar derlemeye başladığımda bulduğum Mezopotamya masallarını da dosyaladım. Kendi dinlediklerimi derledim. Son dört yılda her Türk topluluğu için 24 kitaplık “Kardeş Masallar Dizisi”ni yayımladım. Kendi kültürüne, kimliğine, kişiliğine yönelmek isteyen her görüşten insanın, okulların, üniversitelerin dikkatini çekti bu kitaplar. Ayrıca önemli üç ödül verildi bu çalışmaya. Tam da o sırada Mardin Valisi Hasan Duruer: “Mezopotamya masallarınız da yok mu? Burada çok ihtiyaç var,” dedi. Böylece bu masalları da bitirerek 32 kitaplık hayatımın projesini tamamlamış oldum.

Kitapların üzerinde adınız “yeniden yazan” olarak geçiyor. Ayrıca masalları “çağdaş psikolojinin gerekleri” doğrultusunda yeniden yazdığınızı belirtmişsiniz. Bununla tam olarak neyi kastettiniz?

“Yeniden yazan” ibaresi birebir derleyip yayımlamak değil, ama o köklü kültürü yeniden kurgulamak, çağımızda anlatmak demektir. Çağlar boyunca bütün masalcılar bunu yapmıştır. Herkes kendi bilgi ve birikimine dayanarak anlatmıştır. Bir üslup yaratanlar kalıcı olmuştur. “Çağdaş psikolojinin gereklerini dikkate almış olmak ne anlama gelir?” Kapsamlı bir konu ama birkaç örnekle açabiliriz: Geleneksel masal çoğu kez sorunu çözmek için masal kahramanına kaba kuvvet kullandırır, kan döktürür, kahraman olarak sılaya döndürür. Geçmişte gerekliydi, ama bu çağın yazarı bunu yapamaz. O kahramanı alır ama kaba kuvvetin yerine aklı koyar, diyaloğu, uzlaşıyı koyar, okurun zihinsel gelişmesine katkıda bulunur.

Kaçınılmaz olduğu zaman kuvvet devreye girebilir, bu bazı eğitimcilerin sandığı gibi zararlı da değil. Yine bir örnek: Geleneksel masal kahramanı bir eylem sonucunda küpler dolusu altına ulaşır, çağdaş yazar ise onun yerine bilgiye, deneye, tecrübeye ulaştığını gösterir. Geleneksel masalda kadının yeri fecidir. Öyle masal var ki, ergenlik çağındaki kız bir gence gönül verdiği için babası ya da kardeşi tarafından doğranıp etlerinin köpeğe atılmasını kutsar, alkışlar. Yansımalarını da toplumda her gün görüyoruz zaten. Anayı, kadını yerli yerine oturtan pek az halk masalı var. Bu noktada yazar bu vahşiliği tersine çevirerek çağdaş psikolojinin gereğini yerine getirir, kadını gerçek yerine oturtur… Bir arkeolog gibi çalışarak tarihte bu tip örnekleri bulup çıkarır ve anlatır.

Her Şey Oyunla Başladı adlı kitabınızda İsmail Ebuliz El Cezeri’yle tanışıyoruz. Birbirine bağlantılı kısa öykülerle bu Mezopotamyalı bilim insanının çocukluğu anlatılıyor. Kuyudan su çekmek için köyünde bir mekanizma kuran, termosu çocukluğunda keşfeden Ebuliz’in bilimsel merakı ve keşif duygusu akıcı bir kurgu içinde verilmiş. Kitabın sonuna eklediğiniz kısa bölümde, Artuklu Beyliği’nin başmühendisi olduğunu öğrendiğimiz bu bilim insanının yaptığı ilginç tasarım ve çizimleri görme şansı da buluyoruz. 800 yıl önce yaşamış Cezeri’nin öyküsü günümüz çocukları için sizce ne ifade ediyor, onlara ne anlatıyor?

Cezeri bir sürecin zirvesidir. Birkaç yıl önce İstanbul’da bir özel okul duvarını kaplayan bir tablo gördüm. Bilim insanlarının resimleriyle süslü. Roger Bacon’dan Leonardo Da Vinci’ye, Kopernik’ten Einstein’a kadar. İnsanlığın kaderini etkilemiş birçok büyük insan. Hepsi Batılı. Aralarında Doğu’dan bir tanecik bile yok… Bu bilginlerin yolunu açan, bunlara büyük bir hazine bırakan Cizreli Cezeri’nin, Harranlı Sabit bin Kurra’nın, Horasan’dan gelip Bağdat’ta ilk rasathaneyi kuran Astronom Musa bin Şakir’in, ilk hastahaneleri kuran Horasanlı Dr. El Razi’nin, Biruni’nin, matematiğin babası Harizmi’nin, İstanbul rasathanesinin kurucusu Tagiyeddin’in resimleri yok, ama hiç birinin yok. Benim çocukluğumda da sadece Batılı bilginlerin icatları bize okutulurdu. “Demek ki bizim yok,” diye düşünürdüm, oysa dünyada ilk robotu bulan, ilk şifreli kilidi bulan, mekanik makine çizimleri yapan Leonardo da Vinci’ye çalışma alanı açan odur. Cezeri’dir.

Adapa adlı kitapta da Harranlı Sabit bin Kurra’nın hayatını anlattım. O da Halife el Memun’un çeviri grubunun başındadır. Hint, Fars, Yunan antik dönem eserlerini 9. yüzyılda Arapçaya çevirmiş, 200’e yakın kitap yazmış bir dahidir. Süryani kökenlidir. Avrupa’da Rönesans’a giden yolu, onun çevirttiği ve çevirdiği, yazdığı bu kitaplar açmıştır.

Peki, masallarda kültürlere/halklara göre karakteristik özellikler var mı? Mesela Kürt/Türk masallarında ya da Süryani masallarında şu tür özellikler var diyebilir misiniz?

Masallar anonim olmakla ve birbirini etkilemekle, birbirine benzemekle birlikte birbirinden ayrılan kesin çizgileri de içerirler. Birbirine çok yakın olan halkların masallarında bile kendine has çizgiler bulmak mümkündür. Örnek: Türk masallarında şamanizmin, maniizmin, çok tanrılı inancın, daha sonra da müslümanlığın izlerini görürken, Kürt masallarında müslümanlığın izleri çok daha belirgindir. Ee, masal kahramanları da belli halkların karakterini yansıtırlar. Bir Keloğlan tipi, Kürtlerin Mirza Memed’i, Türkmenlerin Yartı Kulak’ı, Kazakların Aldar Köse’si, Azerbaycan’ın Cırttan’ı, Kafkasyanın Çilbik’i, Gagavuzların Dimitraş’ı, Fransızların Parmak Çocuk’u farklı karakterleri,  o halkın çizgilerini yansıtırlar… Zaten bu farklılıklar zenginliği oluşturur.  Yoksa tek renkliliğin sıkıcılığında boğulur insan.

Bu külliyatı genel olarak Grimm ya da Andersen gibi Batı masal külliyatıyla karşılaştırsanız, neler söylemek istersiniz?

Bu masallar Orta Asya’da sevilen “Şirince Şeşen”den, Avrupa içlerindeki Makedonya masalı “Yarım Horoz Kardeş”e ve Mezopotamyadaki “Mirza Memed”e kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. İki binin üzerinde masal derledim, derlenmiş olanları topladım. En tanınmışları seçtim, tasnif ettim, toplam 600’den fazla masal üstünde çalıştım. Bütün dünya çocuklarına sunulmuş olan Grimm Kardeş masallarının 268, Andersen’in ise 156 masalı olduğunu düşünürsek bu büyük bir sayıdır. Yanlış anlaşılmasın, buradan bir övünç payı çıkarmıyorum. Coğrafyanın ne kadar büyük ve anlatılan masalların ne kadar kapsamlı olduğunu vurgulamak için söylüyorum. Sümer masalı Adapa M.Ö. 1750 yıllarında Hammurabi Yasaları ile ilk kez yazıya geçmiş. Yaklaşık dört bin yıl yaşında. Böylece Adapa’nın dört bin yıl sonra ikinci baskısını yapmış olduk. Bu yanıyla da Batı masallarına göre binlerce yıl daha eski ve köklüdür. Fark şu: Batı üç yüz yıldan beri bu masalların üstünde yeniden çalışıp dünyaya yayıyor, Doğu ise daha yeni ortaya çıkarıyor.

Kökleri çok eskilere dayanan bu masalları günümüz çocuklarına aktarırken beklentiniz neydi? Bu masallar günümüzün yüksek teknolojiyle kuşatılmış çocuklarına ne söyleyebilir, onlar için nasıl bir anlam taşıyabilir?

Çok güzel bir atasözümüz var: Ot kökünün üstünde biter. Kökü yoksa ot bitmez. Masallar, yarattığı engin hayal dünyasıyla çocukları zaten o yüksek teknolojiye taşıma işlevini üstlenir. Binbir Gece Masalları arasında bir masal var: “Sihirli At”. Belki öteki masallar kadar ünlü olmamıştır ancak çok ilginç bir masaldır.

Özetleyeyim: Fars Padişahına üç bilge kişi gelir. Birinin elinde altından yapılmış bir tavus kuşu vardır. İkincinin elinde pirinçten bir boynuz, üçüncünün elinde ise maun ağacından yapılma bir at. Bu hediyelerle padişahı memnun edip üçü de Padişahın güzel kızını isteyecektir. “Söyleyin bakalım,” der Padişah, “bu hediyelerin ne gibi mahareti var?” Bilge kişiler sırayla anlatır: Tavus kuşu zamanı bildirmektedir.

Saatin kaç olduğunu sorduğunuzda, kuş o kadar kanatlarını çırparak size bilgi verecektir. Boynuz ise kentin giriş kapısına asılacak, dışarıdan bir ajan ya da düşman gelirse öterek nöbetçileri uyaracaktır. Sihirli atın yelelerinin iki yanında horoz başına benzeyen iki düğme vardır. Ata binip sağ yandaki düğmeyi bükünce at havalanacak, sol yandaki düğmeyi bükünce de yere inecektir.

Günümüzde bu masal çok ilginç gibi görünmeyebilir. Ancak Binbir Gece Masalları’nın bin iki yüz yıl önce yazıya geçtiğini düşünürsek, insanoğlunun hayal gücünün sınırsız olduğunu anlamış oluruz, iş daha da ilginçleşir… Yüzlerce yıl önce hayal edilen bu aygıtlar, çalar saat, siren, uçak olarak günlük yaşamımıza yüzlerce yıl sonra girmiş…

Her Şey Onunla Başladı Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Sahar Bardaie Nesin Yayınevi, 112 sayfa
Her Şey Onunla Başladı Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Sahar Bardaie Nesin Yayınevi, 112 sayfa
Mirza Memed ile Ejderha Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Saeed Ensafi Nesin Yayınevi, 152 sayfa
Mirza Memed ile Ejderha Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Saeed Ensafi Nesin Yayınevi, 152 sayfa
Adapa Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Nesrin Sağlam Nesin Yayınevi, 104 sayfa
Adapa Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Nesrin Sağlam Nesin Yayınevi, 104 sayfa
Selahaddin Eyyubi ile Akıllı Kız Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Sahar Bardaie Nesin Yayınevi, 120 sayfa
Selahaddin Eyyubi ile Akıllı Kız Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Sahar Bardaie Nesin Yayınevi, 120 sayfa

 

 

 

Show More