İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Bu kadınlar başka kadınlar!

Bu kadınlar başka kadınlar!

Zeynep ALPASLAN

SineKitap bu ay, ‘şimdiki çocuklar’ın televizyon dizilerinden tanıdığı bir klasiğin, Küçük Kadınlar’ın kapağını aralıyor. Romanın tadına başka bir mecrada bakmak isteyenlere, yönetmenliğini Gillian Armstrong’un yaptığı 1994 yapımı filmini seyretmelerini tavsiye ediyoruz.

Kadınların köleleştirildiği bir dönemde, kadın hakları ve köleliğin kaldırılması için mücadele etmiş bir yazar Louisa May Alcott. İç savaş sırasında yoksulluk çekmiş, aydın bir ailenin kızı. 1868’de, kendi çocukluğundan yola çıkarak yazmış olduğu Küçük Kadınlar adlı roman yıllardır, çocuk edebiyatının en önemli klasiklerinden biri sayılıyor. Bu otobiyografik eserde, yazarın kendini Jo karakteri üzerinden anlattığı söyleniyor. Savaşa giden erkekleri değil, geride kalan kadınların ve çocukların hikâyelerini anlatan bu nostaljik roman, ahlakçı söylemine ve ‘ders verme kaygısı’na rağmen, günümüz çocukları tarafından hâlâ zevkle okunuyor. Öyle ki, kitap defalarca sinemaya ve tiyatroya uyarlanmış, Broadway müzikali olarak sahnelenmiş ve çizgi dizi haline getirilmiş olsa da (özellikle Japonya ve Hong Kong yapımı anime serileri izlenmeye değer), eskimeyen bir kaynak olarak edebiyat tarihindeki yerini koruyor. Alcott’un hikâyesinin en önemli
ve aslına sadık uyarlamalarından biri ise, Gillian Armstrong’un yönetmenliğini yaptığı, oyunculuklarıyla öne çıkan ve bol ödüllü bir film olan, 1994 tarihli Little Women (Küçük Kadınlar).

Aşklar, hastalıklar, şenlikler, hayal kırıklıkları, yoksulluk, paylaşım, savaş, umut… Küçük Kadınlar’ın kahramanları, bir aile olarak birbirlerine destek olmanın ve birarada kalmanın her şeyden önemli olduğunun farkındalar. March ailesinin altı üyesi var: Bir rahip olan baba, savaşta. Hikâyede varlığıyla değil, yokluğuyla öne çıkıyor. Gururlu ve asil bir kadın olan anne (filmde Susan Sarandon canlandırıyor), babanın yokluğunda kızlarına iyi bir hayat sunabilmek için çabalıyor. Yoksulluğa rağmen, kızlarına paylaşmanın en önemli erdemlerden biri olduğunu öğretmeye çalışıyor. Örneğin, bir Noel sabahı, kahvaltılarını kendilerinden daha fakir bir aileye veriyorlar. İyilik yapmanın hazzı açlığı unutturuyor.

Anaç ve sevecen bir karakter olan anne, kızlarına çektikleri acıları unutturmanın bir yolunu buluyor hep. En büyük mutlulukları, babalarının cepheden yolladığı mektupları okumak. Bunun dışında, düşük bütçeli ama çok yaratıcı tiyatro oyunları sahneleyerek, kendilerini oyalamayı ve biraz olsun gülümsemeyi başarıyorlar. Zaten hikâyenin en hüzünlü bölümlerinde bile varlığını hissettiren bu neşe, Küçük Kadınlar’ı, basit ve acıklı bir roman olmaktan çıkarıp en kötü zamanlarda bile hayata tutunmak ve umutlu olmak gerektiğini gösteren, önemli bir eser haline getiriyor.

Küçük kadınlara gelince… En büyükleri Meg, tam bir hanımefendi. Zarif ve çok güzel. Biraz kendini beğenmiş. ‘Lüks şeyler’in hayalini kuran bir ‘salon çiçeği’. Yoksulluğa zaman zaman isyan etse de asla şikâyet etmiyor, kız kardeşlerinin sorumluluğunu annesiyle paylaşmaktan büyük bir gurur duyuyor. Beth yumuşak başlı, sevecen, uyumlu bir kız. Piyano çalıp şarkı söylemekten hoşlanıyor. Lakabı ise ‘fare’. En küçükleri Amy dikkat çekmeye bayılıyor. Süslü ve şımarık bir ‘kar prensesi’. Biraz saf. En büyük derdi, okuldaki zengin kızların onunla alay etmesi. Ha, bir de, burnunu çok çirkin bulduğu için, epey mutsuz (filmi izleyenler,
o zamanlar bir çocuk olan Kirsten Dunst’ı da çok sevecekler).

Romanın en ilginç ve genelde en çok sevilen karakteri ise Josephine, yani Jo. Argo konuşan, ‘bir hanıma yakışmayan’ hareketler yapan Jo evde oturup örgü örmektense, cephede savaşmayı tercih ediyor, ama bu mümkün değil. Bu erkeksi kızın en büyük zevki kitap okumak. Aileyi birarada tutan oyunlar da onun eseri. Herkes, Jo’nun ileride büyük bir yazar olacağına inanıyor (Filmde, kısacık saçlarıyla Winona Ryder, Jo rolünde).

Yazar, birbirinden farklı bu dört kız kardeşin ve annelerinin hayatlarını, ayrıntılı bir gözlem gücüyle, gerçekçi karakter tahlilleriyle, içten bir duygusallıkla ve mizah duygusuyla tasvir ediyor. Romanın duygusunu çok iyi bir biçimde yansıtan Küçük Kadınlar filmi ise hem çocuklar hem de yetişkinler tarafından çok seviliyor.

Küçük Kadınlar
Louisa May Alcott
Çev: Cevdet Serbest
İş Kültür Yayınları / 298 sayfa
Show More