İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Karanlık bastıktan sonra okumayın!

Karanlık bastıktan sonra okumayın!

G. Mine OLGUN

Annesi örgü örüyor, o da halının üzerinde oturuyordu. Sonra birden hava soğudu ve gölgeye benzer bir şey kilerden çıkıp onu karanlığa doğru götürdü. Daha ürkütücüsü, kardeşleri de aynı rüyayı görüyordu. İngiltere’nin hortlak hikâyeleriyle meşhur Lancashire kentinde geçen çocukluğunda hep bu rüyayı –belki de kâbus demeliyim– görmüş Joseph Delaney. Kendi hikâyesini yazmanın vakti geldiğinde, Wardstone günlüklerinin sahibi Thomas Ward’a hayat verip sözü ona bırakmış…

13 yaşındaki Tom, yedinci oğulun yedinci oğlu ve özel yeteneklere sahip. Başkalarının görmediği şeyleri görebiliyor: Ruhlar, hortlaklar, cadılar… Bu yüzden Hayalet’e çırak verildi. Hayalet, yıllarca insanları tehlikelerden korudu. Ama artık yaşlanıyor ve yerine geçecek kişiyi bulmak zorunda. Tom’un işi zor: Ruh çıkarmayı, cadıları kontrol altında tutmayı ve hortlakları yakalamayı öğrenmesi gerek! Bir de, bu mesleğin bedeli olan yalnızlığı kabullenmeli, çünkü insanlar karanlık varlıklarla haşır neşir olabilenlerin kötü şans getireceğini düşünüyorlar.

Wardstone Günlükleri serisinin ilk kitabı Hayaletin Çırağı’nda Tom, ustası tarafından çeşitli sınavlardan geçirilirken her şey yolunda gidiyor. Ta ki, kasabada kendisine yardım eden sivri burunlu ayakkabılı Alice’le tanışana kadar. Alice küçük bir cadı ve Hayalet tarafından bir kuyuya hapsedilmiş olan teyzesi Malkin Ana’yı kurtarmak için Tom’u oyuna getiriyor. Ve macera başlıyor. Tom yaptığı hatayı tek başına düzeltmek zorunda kalıyor ve yine Alice’ten yardım istiyor.

Serinin ikinci kitabı Hayaletin Laneti’nde, Hayalet ve çırağı yarım kalmış bir işi tamamlamak üzere Priestown’a gidiyor. Katedraldeki yeraltı mezarlarında yatan ve Hayalet’in o güne kadar yenemediği yaratığı alt etmenin vakti belki de gelmiştir!

Tom ve ustası onları izleyen lanetten kurtulabilecek mi?

Bu sorununun yanıtı elbette kitapta… Ama sonuç ne olursa olsun, usta ile çırağının serüveni hem ürkütücü bir atmosfer de hem de bir korku coğrafyasında kurulan örnek bir sevgi bağı sunuyor okuyucuya…

Wardstone Günlükleri serisinin ilk iki kitabı ülkemizde de yayınlandı. Seriyi birkaç cümleyle özetlemenizi istesem neler söylersiniz? Bu serinin ana temasını, önceden belirlenmişliğe karşı özgür irade oluşturuyor. Bazı cadılar geleceği görebileceklerini düşünüyorlar. Ama Hayalalet geleceği görmüyor. Hayalet, yaptığı seçimlerle olayların akışını değiştirebileceğine inanıyor.

Bu seri için bir ön çalışma yaptınız mı?

Hayaletin Çırağı için çok az araştırma yaptım. Neredeyse tamamı kafamda oluşmuş bir hikâyeydi. Hayaletin Laneti için yeraltı mezarlarının olduğu bir bölgeyi ziyaret ettim. Kanallar ve su değirmenlerinin tarihiyle ilgili biraz bilgi topladım. Tarih yazmıyorum, hatta gerekirse bölgenin coğrafyasını değiştiriyorum. Bana göre, kurgu çok daha önemli. Dolayısıyla gerektiğinde eklemeler yapıyorum ve bir şeyler uyduruyorum.

Sanki bir rüyanın içine giriyormuş gibi hissediyor insan kitaplarınızı okurken. Rüyalar ne kadar yer tutuyor hikâyelerinizde?

Çok önemli bir yere sahipler. Hayaletin Çırağı’nda Hayalet, Tom’u perili evde tek başına bırakıyor. Bu çocukluğumda sık gördüğüm bir kâbus aslında. Bu tip fikirler film izlerken de gelir aklıma. Ya da bazen duş yaparken, yolda yürürken aklıma bir şeyler gelir. Aklıma gelenleri unutmamak için sürekli notlar alırım. Ama başka şeyler de var. Yerel coğrafya bilgim, sonra halk hikâyelerine olan ilgim… Bir de hayal gücüm tabii…

Hikâyelerinizin ilham kaynağı nedir?

Yüzüklerin Efendisi’nin yazarı Tolkien ve Dune serisinin yazarı Frank Herbert. Fantastik ve bilimkurguyu her zaman çok sevdim. Bir de Lancashire’ın halk hikâyeleri var. Hayaletin Çırağı’nın ilk müsveddesini bir halk hikâyesinden yola çıkarak yazdım. Halk hikâyeleri, kitaplarımın altyapısını oluşturuyor ve kitabın atmosferini yaratmamda bana yardımcı oluyorlar.

Siz de Hayalet’in çırağı olmayı ister miydiniz?

Asla! Karanlıktan çok korkarım. Uykudan uyandığımda önümü görmek isterim. Hayaletin Çırağı’nda Tom’un perili evde geçirdiği ilk geceden sağ çıkabileceğimi hiç sanmıyorum.

Wardstone Günlükleri, sihirden çok sağduyu, cesaret ve deneyimin öneminin altını çiziyor ve özgür iradenin üzerinde duruyor. Bu tarz kitaplarda izlenen genel tutumun aksine, kitapta kendini dayatan bir kehanet yok… Hayalet benim kaderle ve önceden belirlenmişlikle ilgili düşüncelerimi dile getiriyor. Önceden belirlenmemiş bir kaderin mümkün olduğuna ve seçimlerimizi yapma özürlüğüne sahip olduğumuza inanmıyorum.

Hikâyelerinizde belirgin bir Kuzey havası hissediliyor. Bunun bazı okuyucuları yabancılaştıracağını düşünmüyor musunuz?

Hikâye, İngiltere’nin kuzeyinde Lancashire’da geçiyor ve bu başlangıçtan itibaren benim seçimimdi. Hikâyemin okurları yabancılaştıracağı konusunda hiç kaygılanmadım, sonuçta yarattığım bir hayal dünyası. Bu tarz kitapları okuyanların bunu sevdiğini düşünüyorum.

Alice her an kötülük yapabilecek gibi tekinsiz biri. Ne zaman ne yapacağı belli değil. Onun nasıl davranacağını siz önceden tahmin edebiliyor musunuz?

İlk başka detaylı kurgular oluşturmam. Olayları bir anda değiştirebilirim. İnsanlara serinin nasıl biteceğini bilmediğimi söylediğimde bana inanmıyorlar, ama gerçek bu! Alice’i seviyorum ve onu kurtarabilmeyi umuyorum. Ama bilinmez. Her an her şey olabilir!

Siz de yedinci çocuğun yedinci çocuğu musunuz yoksa?

Hayır, ben ilk çocuğum ama yedi tane torunum var.

Yazmaya yetişkin kitapları yazarak başlamışsınız. Sizi çocuk romanları yazmaya yönlendiren neydi?

Bu editörümün fikriydi. Yeni Tolkien olmak istiyordum. Ama çabalarım hiçbir yere ulaşmadı. Editörüm, çocuklar için yazmayı denememi önerdi. Şimdi çocuklar için yazmayı tercih ediyorum. Çünkü çok heyecanlılar.

Hayaletin Çırağı filme çekiliyor bildiğim kadarıyla… 2009 yılında çekimlere başlanacak. Kevin Lima senaryoyu yazıyor. Tom ve Alice için ünlü olmayan genç oyuncular seçilecek. Hayalet’i ise önemli bir yıldız canlandıracak. Kim olacağını bilmiyorum. Benim gönlümden Sean Bean ve Gary Oldman geçiyor. Açıkçası ben de çok heyecanlıyım!

Hayaletin Laneti
Joseph Delaney
Resimleyen: David Wyatt
Çev: Kerem Işık
Tudem Yayınları / 318 sayfa

 

Show More