İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Gelecek, miniklere emanet

Gelecek, miniklere emanet

Mine ERYAVUZ

Geçen ay İstanbul’u ziyaret eden Jean-Marie Defossez, ilköğretim okullarında Doğadostu Kardeşler serisini tanıttı. Çocuklara çevreci bir bilinç kazandırma misyonunu taşıyan yazar, aslında zoolog ve ekolog. İyi Kitap olarak etkinliklerinden birini takip ettiğimiz Defossez sorularımızı yanıtladı…

Kelebekleri düşünün… Bahar aylarında etrafta uçuşur, yanımızdan geçip giderler. Üstelik ömürleri de bizim zaman dilimimize göre yalnızca ve yalnızca bir gündür. Renkli kelebekleri hepimiz çok severiz değil mi? Ama çok azımız nesillerinin tükenmekte olduğunun, gelecek baharlarda onlara rastlamamızın bile zor gözüktüğünün farkında. Aslen Belçikalı olan, ancak Fransa’da yaşayan zoolog ve ekolog yazar Jean-Marie Defossez için fitili ateşleyen, yanından geçip giden kelebeklerin bile bir geleceği olmadığını öğrendiği an olmuş…

Dünyanın kirlendiği, enerji kaynaklarının tükendiği, küresel ısınmanın her geçen gün şiddetini arttırdığı âşikar, peki şikayet edip üzülmek dışında ne yapıyoruz? Bu soruya kendisi bile, ‘Hiçbir şey’, yanıtını verince, günümüz bencil ve duyarsız yetişkinleri yerine gözünü çocuklara çevirmesi gerektiğini anlamış Defossez. O da çocuklar için yazmaya başlamış. Kitaplarında çocuklara, çocuk karakterlerin gözünden, elimizden kayıp giden dünya için yapabileceklerini gösteriyor. Şimdilik sekiz kitabı Türkçe’ye çevrilen Doğadostu Kardeşler serisi çevreye duyarlı ve çevre için harekete geçecek bir nesil yetiştirmek gibi bir misyonu taşıyor…

Yazmaya ne zaman başladınız? 28 yaşında başladım. Çoğu yazarsanatçı gibi, “5 yaşından beri hikâyeler yazıyorum zaten…” gibi bir klişem yok ne yazık ki (gülüyor)!

Asıl mesleğiniz neydi? Daha doğrusu yazarlıktan önceki… Zoologluk… Zooloji ve ekoloji eğitimi aldım.

Peki yazarlık maceranız nasıl başladı?
Çocukluğumu geçirdiğim Belçika’daki kır evimizin önündeki dere sayesinde…

Nasıl yani, açar mısınız biraz?
Çocukken o derede oynamayı çok severdim. Bir sopam vardı; onu suyun içinde gezdirip yüzen ufak balıkları yakalamaya çalışırdım. Büyüdükçe sanki o dere kirlenmeye, çamur rengine dönüşmeye başladı, tabii içindeki balıkların yerinde de yeller esiyordu… Gidip babama sormuştum, “Sen küçükken de bu dere kirleniyor muydu?” diye… O da bana eskiden bu derenin, bulunduğumuz kasabanın en temiz yeri olduğunu ve en çeşitli balıkların bu sularda yüzdüğünü söyledi. Hatta abim bile balıkların öldüğünü görmemişti. Peki benim çocukluğumda ne değişmişti? Bu soru hep kafamı kurcaladı ve beni üniversitede zooloji ve ekoloji bilimi okumaya teşvik etti.

Dünyanın geleceği için o ufak taşlardan birini de siz atmak istediniz öyleyse… Kesinlikle! Zoolog olarak çalışırken bu dünyanın geleceğinin sadece çocukların elinde olduğunu anladım. Çünkü günümüz insanları kötüye giden durumdan yalnızca şikayet ediyor; ama çözüm üretmiyorlar.

Siz de çocukları bilinçlendirmek gibi bir misyon mu edindiniz kendinize?
Bilinçlendirmekten bir adım daha ötesi aslında… Bilinçlendirmek ve harekete geçirmek…

Peki günümüz çocukları çevre, doğa ve hayvanlar için harekete geçmeye niyetli gözüküyor mu?
Hem de çok niyetliler! Nesli tükenmekte olan hayvan türleri, tükenen su kaynakları ve kaybedilen ormanlar konusunda gerçekten çok endişeliler. Çünkü onlar daha çocuk ve çok duyarlılar… Yetişkinlerin yaptığı gibi her şeyi yok saymıyorlar. Çevreleriyle ilgileniyorlar ve bazı şeyleri değiştirmek istiyorlar.

Kitaplar onları harekete geçirmek için güçlü bir araç mı?
Bu, o kitapta ne bulacaklarına, nasıl bilgilendiklerine göre değişir. Doğadostu Kardeşler serisinde aslında kendileri gibi 7-8 yaşlarında, şehirli üç çocuğun maceraları var. Bu karakterlerin hepsi hayali, ama doğayı ve hayvanları kurtarmak için yaptıkları şeyler, atıldıkları maceralar gerçekçi.

Doğadostu Kardeşler serisinden söz açılmışken soralım… Bu seriniz Fransa’da epey ünlü, Türkiye’de de çok seviliyor. Sizce çocukların kitaplarınıza bu kadar ilgi duymasını sağlayan ne?
Macera hikâyeleri olması ve karakterlerin kendilerine benzemesi. Mesela karakterlerin isimlerini bile düşünürken modern, günümüz isimleri olmasına dikkat ettim. Jülyen, Kleris ve Tomas arkadaşlarımın çocuklarının isimleri…

Bir de hayvan karakter var! Bir gelincik, adı Wifi…
Evet, çok sempatik, yaramaz ve çocukların en yakın dostu. Tüm maceralarda beraberler. Adı da şu bildiğimiz kablosuz internet bağlantısından geliyor: WiFi!

Serinin her kitabında, bir başka nesli azalan hayvanın kurtuluş hikâyesini okuyoruz… Nesli tükenmekte olan hayvanlar dışında başka çevre konularına da değinecek misiniz?
Su, çok önemli bir konu. Dünyada suyun azalması, kaynakların tüketilmesi, beni şu an en çok endişelendiren ve üzen meselelerin başında geliyor. Düşünün bir, su aslında bedava olmalı. Çünkü denizler ve okyanuslarla çevrili bir gezegende yaşıyoruz. Ama suyu almak için para ödüyoruz. Hem de gereğinden fazla. Çünkü onları şişelemek ve pazarlamak için malzeme harcanıyor, enerji harcanıyor, başta petrol olmak üzere pek çok doğal kaynak da peşi sıra tüketiliyor. Sonuçta
küresel ısınmayla birlikte azalan yağmurlar, barajlardaki suyu da azaltıyor ve su, uğruna savaşlara neden olacak bir kaynak olmaya doğru gidiyor…

Söyledikleriniz dünya için en önemli sorunların, gündem maddelerinin başında geliyor. Açıkça yaşamımız tehlikede diyorsunuz… Çocuklar bu konuda duyarlı, peki biz büyükler ne yapmalıyız?
Çocuklara güvenmek zorundayız. Onlar, gelecekler ve her şey onların elinde olacak, ama onların değiştireceği bir geleceğe sahip olabilmeleri için bizim şu an elimizden geleni yapmamız şart! Ben kitap yazıyorum; işin sosyal ve kültürel tarafından da tutuyorum. Ama sıradan biri en azından evinin önünü temiz tutmalı, çöpü çöpe atmalı. Olabildiğince az enerji harcamalı, çevresine en az zarar verecek şekilde yaşamak için çaba sarfetmeli!

Doğadostu Kardeşler’in devamı gelecek mi?
Bu seriyi 20 kitaplık bir seri olarak tasarlamıştım. Bittikten sonra farklı, ama yine çevre odaklı bir temayla başka bir seriyi yazmaya koyulacağım…

Doğadostu Kardeşler
Filleri Koruyalım
Jean-Marie Defossez
Resimleyen: Fabien Mense
Çeviren: Nükhet İzet
Beyaz Balina Yayınları / 64 sayfa
Show More