İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Karalara bulanan martının ak yüreği

Karalara bulanan martının ak yüreği

Yeliz KIZILARSLAN

Güldem Şahan, Martı ve Savaş adlı romanında petrol rafinerisi yangınıyla tüyleri petrol atıklarına bulanan ve yaralanan bir martının öyküsünü anlatıyor. Ortadoğu’da yaşanan savaşın çevre, insan ve iklim dengesi üzerine etkilerini anlatan sarsıcı bir roman…

Güldem Şahan, Martı ve Savaş’ta, savaş mağduru Martı Hür’ün insanlığa seslenen öyküsüyle içinizi burkacak. Gün ışığının vurduğu ıssız bir sahilde artık yengeçleri kovalayamayacak kadar bitap düşmüş, bir kanadı kırık, güçlükle ayakta duran Martı Hür, yaşadığı kâbustan sonra yeniden tabiatın seslerini dinleyerek iç dünyasını bulmaya çalışır. Şahan’ın etkili anlatımıyla bir kuştan ziyade, çok duygusal ve hassas bir insandır sanki Martı Hür. Zira savaşta atılan bombalar yüzünden patlayan petrol rafinerisinden çevreye fışkıran kara su, onun narin bedenini harap eder.

SAVAŞIN KARA YARALARI
Artık siyaha bulanan tüyleriyle martıdan çok bir karabatağa dönüşür. Bir zamanlar, Akdeniz’in alaca mavisi boyunca bir ülkeden diğerine uçarken, içini tarifsiz sevinçler kaplardı oysa ki. İşte bu uçuşların birinde Martı Hür, “genzine dolan metalik gazların” ve “o tuhaf sıvının etkisiyle” uçamaz hale gelir.

Kumsalda öylece beklerken küçük bir çocuk onu bulur ve eve getirir. Terk edilmiş bir köyde yaşayan Abbas adlı bu çocuk ve ailesi savaş yüzünden çok yoksul ama umutlu bir hayat sürerler. Abbas’ın annesi Fatma Anne, diğer çocukları Mina ve Resul’le birlikte yaralı kuşu günlerce şefkatleriyle iyileştirir.

Onun iyileşmesi bombardımanla geçen savaş günlerinde tek yaşam kaynağıdır âdeta. Martı Hür iyileştikten sonra, kendini Resul’ün arabasında bulur. Araba ve kuş, alegorik bir diyaloga girer. Martı Hür, önce bir rüyada olduğunu zannetse de, özgür olmadan önceki sahibinin kendisine iyi davranmadığını anlatır. Sonra savaşın neden kötü olduğunu, kendi başından geçenlere dayanarak anlatır. Bu yeni ailesini sevdiği her halinden bellidir sevimli martının.

Günler askerlerden saklanarak, gürültüsüz ve huzurlu bir yerde kalmaya çalışarak geçerken, Martı Hür, Abbas ve ailesine ışık olur. Karartma gecelerinde uykularından kâbuslarla uyanan çocukların iyileştiricisi, korkularının tesellisi Martı Hür’ün özgürlüğü ve savaşsız bir yaşamı temsil eden sembolik anlamıdır. Karalara bulanan bir martının ak yüreği, çocukları ve ailelerini hiçe sayan savaşların çevreye ve insanlığa verdiği zararın bir temsilidir.

TABİATIN TAHRİBİ
O, insanların yaşadıkları gezegene karşı duyduğu kör öfkenin yarattığı tahribatı sorgular. Çünkü insanlar hırs ve ele geçirme uğruna sadece insanları değil, her türden canlı neslini de yok eder. Petrol denilen kara sıvının patlamasıyla açığa çıkan zararla, bitki ve orman örtüsü onarılmayacak derecede yok olur. Gelecek kuşaklara kalması gereken yaşlı gezegenden geriye, kocaman bir çamur ve petrol atığı deryası kalacaktır bu şiddetli gidişatla.

İşte bu yüzden yazar, konuşan bir martının kişileştirilmesi yoluyla, savaşlarda ölen, yaralanan ve yaşam alanları -tabiatla beraber- yok edilen çocukların, kadınların ve erkeklerin dile getiremediği acıları, dünyanın asıl sahiplerinden biri olan, yaralı birmartının simgesel anlatımıyla anlatır tüm insanlığa. Bir çocukla bir martının -Martı Hür’ün- savaşın en acımasız zamanında buluşması dünyaya bir çağrıdır; insanlığın hatırlanmasıdır.

Romanın sonuna doğru Martı Hür, kendisini iyileştiren dostları için askeri kamptan yiyecek paketlerini aşırmanın bir yolunu bile bulur. Bu onun dostlarına borcunu ödemesinin esprili ve muhalif bir yoludur! Nihayet başarır ve bir paket makarnayı akşam yemeği için eve getirir.

Her göçmen kuş gibi Martı Hür’de sonunda kanat çırpmak ister bir başka ülkeye. Nihayet, kaldığı isimsiz Akdeniz ülkesinde ateşkes ilan edilir. Hayat normale döner. Ancak Martı Hür onu kurtaran aile için son bir defa yiyecek bulmak için gittiği kampta vurulur ve ölür.

Her savaşta olduğu gibi yine barışı, özgürlüğü ve huzur dolu günleri temsil eden kuşları vururlar! Yıllar sonra savaş tamamen sona erer, Martı Hür’ün sevgili dostları büyür, okur ve sanatçı olmayı seçer. Abbas ise, Çocuk ve Barış adlı bir kitap yazar; kapağına da ressam olan kuzeni Nazdar’ın Martı tablosunu koyar. Böylece, Martı Hür ve onun simgelediği barış tüm dünyada ölümsüzleşir. Savaşların olmadığı bir dünyada yaşamak umuduyla…

Martı ve Savaş
Güldem Şahan
Tudem Yayınları / 143 sayfa
Show More