İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Hâlâ kötü bir adamsın Bay Çiklet!

Hâlâ kötü bir adamsın Bay Çiklet!

Zarife BİLİZ

İnsanın çoğu zaman üzerinde durup düşünmediği, farkına bile varmadığı, gayri ciddi gibi gelen ama aslında gayet ciddi bir silahı vardır: gülmek, yani mizah duygusu. İnsanı diğer canlılardan ayıran önemli özelliklerden biri oysa gülmek. Siz hiç ömrünüzde gülen bir hayvan gördünüz mü? Gülen bir aslan mesela, gülen bir ayı ya da gülen bir porsuk. Hayır, sanmıyorum. Görmüş olamazsınız çünkü yok.

Edebiyatta bir tür olarak mizah, gülmece çocuk edebiyatındaki unutulmaz örnekleriyle de hatırlanır. Mesela Aziz Nesin, gerek büyüklerin gerek çocukların okuyup hicvi, yergiyi tanıyacakları, gülerek düşünmeyi öğrenecekleri muhteşem bir yazın türü sergilemiştir. “Güleriz ağlanacak halimize,” deriz zaman zaman, olaylar iyice kötüye sardığında, içinden çıkılamaz denli absürd bir hal aldığında, insanın aklı durduğunda, yani insan toplumu kendi aklının dahi almayacağı denli irrasyonel bir hal aldığında… Gülmek işte bu noktada insana kalan tek silah; hem de içinden yaratıcı çözümler çıkarmayı teşvik eden, insana tüm bu irrasyonelliğe rağmen umutsuzluğa kapılmayıp bir şeyler yapabilme gücü veren önemli bir silah.

Simon Critchley’in Sonsuz Talep, Bağlanma Etiği, Direniş Siyaseti* kitabından minik bir derleme Bay Çiklet serisindeki mizaha ışık tutabilir: “Mizah öznenin etik talebin aşırı, hatta abartılı yüküne, o talebi kendine yönelik saplantılı bir nefrete ve zulme dönüştürmeksizin tahammül etmesini sağlayan daha asgari, daha az kahramanca bir yüceltim biçimidir… Mizah esasen kendi kendini tiye alan alaydır… Mizah, beni Prozac’ın yarattığı mahmurluk gibi bir şeyin içinde ölgünleştirerek ya da özneyi geçici bir manik neşe deneyimiyle aldatarak işlemeyen bir antidepresandır, bir kendini bilme ilişkisidir. Mizah genellikle karanlıktır ama her zaman berraktır.”

ABSÜRD MİZAH
Andy Stanton’un yazıp David Tazzyman’ın resimlediği, kahramanlarını ‘kötü’ bir adam olan Bay Çiklet ile Limonlu Bayır’ın diğer ‘iyi’ sakinlerinin oluşturduğu Bay Çiklet serisi ise gülmece çocuk edebiyatının gerçekten ilginç ve yaratıcı örneklerinden biri. “Absürd mizah” diye bir tür var mı bilmiyorum ama yoksa eğer Bay Çiklet serisi işte bu türe çok iyi bir örnek. İrrasyonelitenin irrasyonelikle çözüme ulaştırılabileceğine, ‘akıl dışı’ olanın gene ‘akıl dışılıkla’ eleştirilebileceğine, hem de bu işin çok “komilik” bir tarzda yapılabileceğine inanmıyorsanız, beşincisi ve altıncısı yolda olan bu serinin kitaplarını alıp bir göz atın derim. Hatta göz atmayın, okuyun. Yapılan işin eğlenceli yönü o kadar baskın ki insan buna ‘ciddi’ bir iş olarak görülen ‘okumak’ fiilini bile uygun görmüyor.

Önlük cebinde taşıdığı şeriden aldığı yudumlarla sürekli sarhoş halde dolaşan Yaşlı Nine’yle, en büyük küfrü “Ah Badem Ezmesi!” olan, dünyanın en iyi kalpli kızı, Peril Beril Meril Hoppa Hoppa Topşin Kapşin Polly ile, Aziz Pterodaktil Fakirler Okulu müdürü on beş santim boyundaki zencefilli kurabiye Alan Taylor’la, İngiltere’nin en tiksinç kasabı bağırsaksever Üçüncü Billy William’la ve en büyük küfrü “Hay Kedi Bıyıkları”, en büyük zevki ise kötülük yapmak olan, dünyanın
en kötü adamı Bay Çiklet’le, sebebini kendisi de bilmeden ara sıra şu büyük veciz sözü -“GERÇEK LİMONLU BİR PASTADIR”- haykıran Friday O’Bilir ile ve diğer Limonlu Bayır sakinleriyle başka yerde tanışamaz, onların Palavra Tepesi’nde anlatılan hikâyelerini başka yerde dinleyemezsiniz zira. Hatta onların örneklerine dünyanın başka bir yerinde rastlayabileceğinizden bile şüpheliyim. Çünkü yoklar!

İnsanoğlunun, ve kızının da tabii, zaafları, kötülükleri say say bitmez. Açgözlülükten, kıskançlıktan, bencillikten, hükmetme ve savaşma itkisine kadar çeşit çeşit kötülük ne yazık ki hepimizin birlikte yaşamak zorunda olduğu akılsızlıklardan sadece birkaçı. Serinin kitaplarından birinde kahramanlardan birinin dediği gibi:
“21. YÜZYILA Bİ GÖZ ATMAK İSTEDİM. HER ŞEY ABUK SABUK!” Andy Stanton tüm bu zalim saçmalıklara, gayet insani ve naif bir yaklaşımla, onların tüm bu saçmalıklarını dahi aşan bir gülmece anlayışıyla yaklaşmış ve o kadar saçmalamış ki her şeyin boşluğu içi boşalmış bir karpuz kabuğu gibi karşınızda çırılçıplak kalakalıyor. Bir yandan gülmekten kasıklarınızı tutarken, bir yandan da şöyle diyorsunuz: “E… ne bu şimdi? Yoksa gerçek sahiden de bir Limonlu Pasta mı?”

Bay Çiklet ve Dans Eden Ayı
Andy Stanton
Resimleyen: David Tazzyman
Çeviren: Elif Türkölmez
Tudem Yayınları / 152 sayfa
Show More