İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Bunlar oynamak için mi?

Bunlar oynamak için mi?

Ebru AKKAŞ

Gerilim filmleri ve kitapları ustası Koontz’dan, gençler için yazılmış bir kitap: Yaşayan Oyuncaklar. Çocuklara zarar vermek isteyen oyuncaklarla onlara yardım etmek isteyen oyuncakların mücadelesini anlatan kitap, iyi-kötü ikilemi anlatısı içerisinde, arayışların ve zorlu görevlerin değerini anlatıyor.

Dean R. Koontz, gerilim filmleri ve kitapları sevenler için tanıdık bir isim. Korku, gizem öğeleri ile dolu birçok romanı sinemaya uyarlanan Koontz’un adı bana da yabancı değildi, ama yine de Yaşayan Oyuncaklar kitabının üzerinde ismini görünce, emin olmak için önce biyografisine baktım. Her yaştan okur için bir masal olarak nitelenen bu kitap, çok satanlar listesinde birçok yapıtı bulunan Koontz’un genç okurlar için yazdığı, okuduğum ilk kitabı olacaktı.

Koontz’un kitabı bir oyuncak ustasının atölyesinde başlıyor. Isaac Bodkins’in kendi elleriyle yaptığı pelüş oyuncakların, onun ölümüyle ne yapacaklarını şaşırdıkları bir anda kitabın karakterleri ile tanışmaya başlıyoruz. Isaac Bodkins, gizli bir dosta ihtiyacı olan çocuklara hediye edilmek üzere pelüş oyuncaklar yapan bir usta. Kendi soyadından yola çıkarak, ürettiği oyuncaklara sıradışı (odd) ile akraba (kin) sözcüklerinden oluşan Oddkin adını veren Isaac Amca, pelüş oyuncakları “sıradışı çocuklarım” diyerek seviyor.

Oddkinleri diğer oyuncaklardan ayıran bazı özellikler var. Öncelikle bu pelüş oyuncaklar konuşabiliyor ama öyle herkesle de değil. Sahipleri olan özel çocuklarla baş başa kaldıklarında canlanıp konuşabilen Oddkinler, diğer insanların gözünde sıradan birer oyuncaktan farksız. Sahiplerinin sorunları ortadan kalktığında içlerindeki sihirleri de uçan bu oyuncaklar, tüm ölümlüler gibi ruhları bedenlerini terk ettiğinde ne olacağını çok merak ediyor. Isaac Amcaları da ölümün bir son değil bir başlangıç olduğunu söylemekten öte onların bu sorularına yanıt veremiyor. Pelüş oyuncaklar, kendileri gibi oyuncaklar yapacak yeni ustalarına, Isaac Amca’nın ani ölümünü haber vermek ve işi devralmasını söylemek gibi daha hayati sorularla yüzleşmek zorunda kalınca, asıl macera da başlamış oluyor. Bu durumda ölümden sonra ne olacağının pek bir önemi kalmıyor.

İNANÇ VE MANEVİYAT DÜNYASI
Isaac Amca’nın ölmeden önce liderlik yapma görevini verdiği ayı Amos, yeni sihirli oyuncakçı olacak Colleen Shannon’u bulmak üzere yapacağı yolculukta kendine eşlik edecek diğer pelüş oyuncakları seçip fırtınalı bir gecede yolculuğuna başlıyor. Bu yolculuk, diğer insanlara canlı hallerini göstermemekle yükümlü olan ekip için yeterince zorken, Isaac Amca’nın ölümü ile depoda sandıklarda saklı diğer oyuncaklar da canlanmaya başlayınca, işlerin daha da zorlaşacağının sinyallerini alıyoruz. Sandıktan çıkan oyuncaklar, çocuklara zarar vermek, eziyet etmekten zevk duyan ve liderliğini Rex adlı bir kuklanın çektiği karanlık tarafın temsilcileri. Charon Oyuncakları diye de bilinen bu oyuncaklar, Oddkinler yeni ustalarına ulaşmadan onların hakkından gelmekte kararlı ve 1980’li yılların sonlarında izlediğimiz, korku filmlerinin başrol oyuncusu oyuncak Chucky’i aratmayan özelliklere sahipler.

Merhamet, şefkat gibi duygulardan yoksun bu oyuncaklara karşı pelüş oyuncakların şanslarının olup olmadığı ya da pelüş oyuncakların sihirlerini kaybettiklerinde nereye gittiklerini öğrenip öğrenmediğini okura bırakıp kurguya bakacak olursak, sayısız yapıtı bulunan Koontz’un 1988 yılında yayımladığı Yaşayan Oyuncaklar (Oddkins: A Fable for All Ages)’ın örgüsü aslında çok bildik ve tanıdık bir konu olan, çocukların oyuncakları ile konuşabilmesi üzerine kurulu. “Her yaştan okur için bir masal ifadesi” kitabın orijinal isminde geçse de bir masal değil, masalsı öğeler içeren bir kurgu var karşımızda. Birçok öykü ve romanda sıkça işlenilen bu kurgu yazarın elinde farklı bir malzemeye dönüşmüş.

Koontz’un diğer yapıtlarında da sıkça değindiği, inanç ve maneviyat dünyası ile ilgili öğeler Yaşayan Oyuncaklar’ın iletilerinde de mevcut. Kitabın başlarında Isaac Amca ve pelüş oyuncaklar arasındaki geçen diyalogların Katolik teolojisinin izlerini taşıması bunun bir işareti. Yazar, yapıtında iyi-kötü ikilemi anlatısı içerisinde arayışların, zorlu görevlerin neden değerli olduğuna değiniyor ve iyilerin sadece iyi oldukları için kötüler karşısında galip gelemeyeceğini, bunun
için yapılması gerekenler olduğu mesajını veriyor. Dayanışma ve işbirliğinin hangi tarafta olursak olalım gerekli olduğu vurgusunu da sıkça yapıyor.

Kitaptaki karakter sayısının fazlalığı ve olayın örgüsü itibarı ile Yaşayan Oyuncaklar’ın ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin daha rahat takip edebilecekleri bir yapıt olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca oyuncaklara farklı bir gözle bakmak isteyen herkesin sevebileceği bu kitap, henüz Koontz okumamış olanlar için de iyi bir seçim olabilir.

Yaşayan Oyuncaklar
Dean R. Koontz
Çeviren: Nazan Tuncer
Tramvay Yayıncılık
232 sayfa
Show More