İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Çok şey söyleyen hikâyeler…

Çok şey söyleyen hikâyeler…

Sema ASLAN

Mandolin Yayınları’ndan çıkan ve her ikisi de Eric Maddern imzalı iki kitap, Damdaki İnek ile Kral ve Tohum, yalın anlatılmış güçlü hikâyeleriyle evrensel meseleleri ele alıyor. Paul Hess’in çizimleriyse apayrı bir övgüyü hak ediyor.

Mandolin Yayınları tarafından yayımlanan ve her ikisi de Eric Maddern imzalı olan iki kitap, Damdaki İnek ile Kral ve Tohum, hayata dair çok temel önermeleri dile getiren, ama bunu karikatürize bir kurguyla yaptığı için ürkütmeyen, dolayısıyla “çok şey” söylemeyi başaran kitaplar. Paul Hess, çizimleriyle Maddern’in karikatürize yaklaşımını güçlendirmiş, sempatik bir dünya kurmuş.

Önce Damdaki İnek’le başlamak isterim, ki kitap son derece güncel bir meseleye değinmekte. Okul öncesi çağında bir çocuğunuz varsa, çeşitli rol modellerin üzerindeki etkisini birebir gözlemleme fırsatınız da var demektir. Davranış ve durum kodlarını bazen yetişkinlerden daha çabuk çözebiliyorlar zira. Kadınlık ve erkeklik durumları da “kodlar” açısından oldukça verimli bir çalışma alanı vaat ediyor kuşkusuz. Bir kadının yapması “gereken” işler ile bir erkeğin yapması “gereken” işler meselesi, kadınların “yapabileceği” ve erkeklerin “yapabileceği” işler meselesi ve en nihayetinde tercihler meselesi… Yani, en yüzeysel değerlendirmede, kadınların ve erkeklerin şu hayattaki davranış kodları zorunluluk, yeterlilik ve kişisel seçimlerle şekillenir gibi görünüyor.

Damdaki İnek bu konuya, şükür ki, kadınların tarafından bakıyor. Elbette yazarın mesajı çok daha genel bir çerçevede değerlendirilebilir; her konumun ve işin kendi içinde birtakım zorlukları olduğundan ve her işin kendi ustası, işinin ehli tarafından daha kolay kotarılabileceğinden vs. söz edilebilir, ama biz gelelim kadınların, özellikle de “ev” kadınlarının işlerinin küçümsenmesine… Kadın emeğinin görünmezliğine… Ev içinde çalışan “işçiler”in haklarının bilinmezliğine… Küçücük bir çocuk kitabında mı var tüm bunlar, demeyin, çünkü var.

İŞLER SARPA SARIYOR
Shon ve Sian, tepedeki küçük kulübede yaşayan çiftçi bir aile. Erkek kahramanımız Shon tarlada; kadın kahramanımız Sian ise evde çalışıyor. Geçimini toprakla sağlayan, yaşamları için gerekli pek çok şeyi kendileri üreten insanların yorgunluğunu paylaşıyor onlar da. Fakat her ne hikmetse, Sian mutlu ve dinç kalabilmeyi başarırken, Shon sürekli mızmızlanıyor, ağır işlerin hep kendine kaldığından dertleniyor. Hikâye de burada başlıyor zaten. Tahmin edersiniz, bir görev değişimi söz konusu oluyor; kadın erkeğin işini, erkek kadının işini yapmaya talip oluyor. Yine tahmin edersiniz, bu deneme Shon açısından fiyaskoyla sonuçlanıyor. Damdan sarkan inek mi dersiniz, eve pisleyen domuzlar, tavuklar mı, yoksa ziyan olan kaymak, yulaf mı…

Tüm sempatisine ve bir kadın okur olarak içimi ferahlatmasına rağmen, şöyle bir soru da sormak mümkün elbette: Shon evde ev işleriyle çuvallarken, Sian tarlada ne yapıyor? Shon’un el alışkanlığıyla üstesinden gelebildiği işlerin hepsini Sian da yapabiliyor mu? Çok emin değiliz, ancak en azından ima edildiği kadarıyla biliyoruz ki aynı verimi sağlayamadıysa bile, Sian’ın işleri Shon’unkular gibi sarpa sarmamış.

Kral ve Tohum da, tıpkı bir önceki kitapta olduğu gibi, “evrensel” mesajlar veren bir kitap. Bir varisi olmadığı için endişelenen kralın, krallığını devretmek üzere düzenlediği bir yarışmayı anlatıyor bu kez Eric Maddern. Tüm halkına duyuru yapan kral, yarışmayı kazanacak kişinin, kendi ölümünden sonra krallığı yönetmeye de hak kazanacağını söylüyor. Elbette bu duyuruya en seçkinler, en soylular, en en en’ler başvuruyor önce. Kılıçlarını kuşanıyor, savaş oyuncaklarını parlatıyorlar. Bileklerinin gücüyle elde edecekleri taht için dövüşmeye hazırlar. Derken, bu bilenmiş kalabalığın gerisinde, merakla olacakları izleyen bir çocuk beliriyor.

SAVAŞ DEĞİL, EMEK…
Kral, kalabalığı ancak savaş oyuncaklarını kapıda bırakmaları koşuluyla kabul ediyor huzuruna. Yarışın bilek gücüyle değil, emek ve zekâyla kazanılacak bir yarış olduğu da o zaman anlaşılıyor. Zira kral, tüm yarışmacılara birer tohum vererek, onları altı ay sonra yetiştirdikleri bitkilerle tekrar beklediğini söylüyor. Çifti bir ailenin çocuğu olan küçük izleyici de, tohumlardan söz edildiğini duyunca sıraya girip kendi tohumunu alıyor ve…

Hikâye, emek ve dürüstlük üzerine kurulu. Yeterince emek verirseniz, dürüstlükten şaşmazsanız belki bir gün siz de kral olabilirsiniz!

 

 

 

 

 

 

 

Damdaki İnek
Kral ve Tohum
Eric Maddern
Resimleyen: Paul Hess
Çeviren: Dilanaz Ünal
Mandolin Yayınları, 28 sayfa

Show More