İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Çirkin ördek yavrusu sahiden çirkin mi?..

Çirkin ördek yavrusu  sahiden çirkin mi?..

Zarife BİLİZ

Zorlu Çocuk Tiyatrosu’nun sergilediği Çirkin Ördek Yavrusu Müzikali’nin metnini Hasan Erkek kaleme almış. Andersen’in klasik masalını oldukça farklı yorumlayan Erkek, küçük yavrunun pek çok özelliğini değiştirip onun dışlanma sebeplerini günümüz sorunlarıyla harmanlamış.

Özel sektörün sosyal sorumluluk projelerine pay ayırması ülkemizde de örnekleri giderek çoğalan bir uygulama. Zorlu Holding’in kurduğu Mehmet Zorlu Vakfı bu açıdan öne çıkan bir örnek. Vakfın kuruluş amacını eğitimden, kültür, sanat ve spora kadar birçok alanda gençlerin ve çocukların gelişimini desteklemek olarak tanımlıyorlar.  2003 yılında kurdukları Zorlu Çocuk Tiyatrosu bugüne dek 450 bin çocuğu tiyatroyla buluşturmuş. Amaçları tiyatroya gitmemiş hiçbir çocuğun kalmaması. Ağırlıklı olarak, masal gibi geleneksel ürünlerin ya da klasik eserlerin çağdaş bir yorumla tiyatroya kazandırılmasına çalışıyor, oyun seçimlerinde buna ağırlık veriyorlar. Bugüne dek Oz Büyücüsü, Bremen Mızıkacıları, Kurşun Askerin Utancı, Burun, Karagöz gibi oyunlar sergilemişler.

KARDEŞİME DE BİR BİLET

Zorlu Çocuk Tiyatrosu iki sezondur, Andersen’in Çirkin Ördek Yavrusu ile Grimm Kardeşler’in Kurbağa Prens masallarının tiyatro uyarlamalarını sergiliyor. Bir müzikal olarak tasarlanmış olan Çirkin Ördek Yavrusu İstanbul’da Kenter Tiyatrosu’nda izlenebiliyor, Kurbağa Prens ise Türkiye’nin dört bir yanında, 12 ilde vereceği 48 temsille gezici olarak minik seyircileriyle buluşuyor. Benim hoşuma giden bir uygulama da, İstanbul’da Çirkin Ördek Yavrusu Müzikali için bilet alan her çocuğun, bunun karşılığında Anadolu’daki bir “kardeşine” Kurbağa Prens bileti hediye etmesi. (Bunun da katkısıyla Anadolu’daki gösterimler ücretsiz yapılıyor.) Hem işlevi hem de duygusu açısından anlamlı bir uygulama. İstanbul’da daha dezavantajlı bölgelerdeki okulların gösterim için ücretsiz bilet temin edebildiğini de belirtelim buradan. Olur ya, yoksul bölgelerde görev yapan idealist öğretmenlerimiz, biraz yorulmayı göze alarak çocuklara güzel bir oyun izleme şansı tanırlar.

İstanbul’da Kenter Tiyatrosu’nda gösterimi yapılan Çirkin Ördek Yavrusu Müzikali’nin metnini, aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü hocalarından, yetişkinler ve çocuklar için yazdığı oyunlarıyla tanıdığımız Hasan Erkek kaleme almış.  Yazdığı metin için gereken ekibin tamamını kendisi seçip  oluşturmuş. Projeye çok emek verdiği, her aşamasında emeğiyle varlığını hissettirdiği görülüyor. Mehmet Zorlu Vakfı bu aşamada bir hamle daha yapmış. Hans Christian Andersen’in Çirkin Ördek Yavrusu adlı bu masalını, tiyatroda oyun olarak sergilenmesi paralelinde kitap olarak da bastırmış. Bu sefer Kelime Yayınları ile işbirliği yapmışlar. “Yorumlayan” adı altında Muzaffer Samur’un imzasını taşıyan, Necdet Yılmaz’ın resimlediği kitap, Hasan Erkek’in kaleme aldığı oyun metniyle kıyaslandığında, aslına sadık bir Andersen yorumu.

ÇİRKİN Mİ, YOKSA FARKLI MI? Hasan Erkek, Andersen’in metninde, geleneksel masalın günümüz gerçeklerini karşılamadığını düşündüğü kısımlarında değişikliklere gitmiş; Çirkin Ördek Yavrusu masalına daha çağdaş bir yorum getirmiş. Örneğin masalda küçük ördek yavrusu asıl olarak çirkin olduğu için dışlanıyor; dolayısıyla gri renkte, diğer yavrulardan daha büyük ve yoluk tüyleriyle betimleniyor.

Diğer ördeklerden farkı, bu tür estetik yargılarla ortaya konuyor. Oyunda ise yavru en başta rengi nedeniyle dışlanıyor; çünkü siyah renkte. Küçük palaza çirkinlik, fiziksel özelliklerinin olumsuzluğuyla değil, daha ziyade diğerlerinden farklı olan nitelikleri nedeniyle yükleniyor. Üstelik bu farklılık sadece dış görünüşünde değil, tavırlarında, eğilimlerinde, fikirlerinde ve tutkularında da gözlemleniyor. Diğer yavrular çiftlik yaşamının ve anne babalarının onlara getirdiği düzen ve kurallara uyar, ezbere ve disipline dayalı eğitime karşı çıkmazken, çirkin ördek yavrusu daha bağımsız, daha özgürlükçü, kişiliğini ve arzularını ortaya koymaktan çekinmeyen bir tavır sergiliyor. Örneğin dans etmeyi, şarkı söylemeyi seviyor; anne babasının onlara öğrettiği tekerlemeleri daha farklı tarzda (opera formunda) söylüyor; öğretilen figürleri daha gösterişli, daha estetik hareketlerle, dans eder gibi yapıyor. Farklılıklarını ortaya koymaktan çekinmiyor; sürüye uymayı reddediyor ve içinden geldiği gibi davranıyor.

Ne var ki küçük yavru, hem fiziken, hem de ruhen ve fikren diğerlerinden farklı olduğundan, içinde yaşadığı toplulukta barınamıyor. Böylece metin, küçük yavruya sanatçı ruhu vererek bu özelliklerin toplum içinde dışlanmışlığına gönderme yaptığı gibi, muhalif olmanın da benzer bir kadere yol açtığını gösteriyor; toplum içinde ötekileştirmenin kaynaklarına yönelik yalın bir temel sunuyor. Keza çiftlik hayvanları, yaptıkları şeylerin, varlıklarının öncelikle bir fayda sağlaması gerektiğini söylerken, küçük yavru dans edip şarkı söylemenin, suda yüzmenin hayatı güzelleştirdiğini, bunun da kendi başına yeterli olduğunu belirtiyor. (Burada Andersen’in Karınca ve Ağustos Böceği masalının mesajının nasıl alt üst edildiğini görmek mümkün.) Sanatın ve yaşamdan zevk almanın bildik yarar öğesi dışındaki anlamına vurgu yaparak, masala gü- nümüz  toplumu açısından önemli bir boyut ekliyor. Dolayısıyla Erkek’in metninde küçük yavru, özgün masalın aksine, sanatçı kişiliği ve asi ruhu nedeniyle, farklılıkları dolayısıyla dışlanıyor, çirkinliği nedeniyle değil.

BAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜN

Çirkin ördek yavrusunun Erkek’in metninde geçirdiği bu dönüşüm, karaktere bir boyut daha ekliyor. Özgün masalda çirkin ördek yavrusu, herkes ona öyle dediği için çirkinliğine kendisi de inanan, kendini değersiz bulan, özgüvenden yok- sun, bulunduğu yeri bir arayış nede- niyle değil, mecburen, çaresizlikle terk eden bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Oysa oyunda, farklılığının ve neden dışlandığının bilincinde olan, yaşadığı yerden öte daha geniş bir dünyanın olabileceğini düşünüp oraları keşfetme arzusu duyan, yaşadığı soruna çözüm arayan, özgüvenli bir karakter olarak betimleniyor. Tüm dışlanmasına, ezilmesine rağmen kendini sonuna kadar savunuyor, umudunu yitirmiyor, başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyor.

Müzikler, şarkılar ve tekerlemelerle, çirkin ördek yavrusunun opera tarzında söylediği parçalarla zenginlik kazanmış olan oyunda, ışık efektleri de hareketlilik sağlıyor. Çirkin ördek yavrusunun kardeşlerine saldırgan, kıskanç, kibirli ve tembel olarak belli rol modelleri biçilmesi ve karakterlerin, oyun içindeki rolleri itibariyle bu özellikleriyle başarılı bir şekilde bütünleştirilmesi, küçük izleyicinin oyunu yorumlamasını kolaylaştırıyor; diğer karakterlerin davranışlarını yorumlamakta, güdülerini ve tepkilerini anlamakta çocuklar için bir izlek oluşturuyor. Özgün masalda olmayan bu unsur da gene Erkek’in Andersen’in metnine bir katkısı.

Sınıfsal, etnik, kimliksel her tür ayrımın, farklılığın giderek daha fazla açığa çıkıp, göze batar olduğu, kutuplaşmaların arttığı çağımızda, ötekileştirme, kendinden farklı olanı dışlama, toplumsal uyumun, barışın önündeki ciddi engellerden biri. Hasan Erkek Çirkin Ördek Yavrusu Müzikali’nde, klasik bir masaldan yola çıkarak günümüzün bu ciddi sorununu çocukların bakış hizasına yerleştiriyor. Üstelik müziği, dansı, neşeyi de ihmal etmiyor…

Oyunun sonunda herkesin bir ağızdan söylediği şarkının son iki dizesiyle bitirelim yazımızı:

Her şey güzel şu hayatta, farkına varalım Herkes özel bu dünyada, unutmayalım…

Çirkin Ördek Yavrusu Hans Christian Andersen Yorumlayan: Muzaffer Samur Resimleyen: Necdet Yılmaz Kelime Yayınları, 96 sayfa
Çirkin Ördek Yavrusu Hans Christian Andersen Yorumlayan: Muzaffer Samur Resimleyen: Necdet Yılmaz Kelime Yayınları, 96 sayfa

 

Show More