İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Bu okul tehlikeli, aynen hayat gibi…

Andy Mulligan’ı Ribblestrop adlı sıradışı bir okulu anlattığı iki kitaplık ödüllü serisiyle tanıyoruz. Dünyanın dört bir yanında eğitmenlik yapan Mulligan, bu kitaplarda istenmeyen çocukların bir araya geldiği ve her şeyin uygulamalı olduğu “tehlikeli” bir okulu anlatıyor.

Aylin OMİNÇ

Andy Mulligan, uzun yıllar tiyatro yönetmenliği yaptıktan sonra, Hindistan’a yolculukları sırasında eğitmenlik yaparak yaşamını sürdürmeye karar verir. Dünyanın farklı yerlerinde (İngiltere, Hindistan, Brezilya, Filipinler) eğitmenlik deneyimleri yaşarken yazmaya başlayan Mulligan’ın ilk kitabı Yaşam Tehlikelidir, yayımlandığı 2009 yılında Roald Dahl En Komik Kitap Ödülü’ne aday gösterilir. İkinci kitabı Çöplük’ün beyazperdeye uyarlanmasıyla adından daha da çok söz ettiren yazar, Ribblestrop serisinin ikinci kitabı olan Okula Dönüş ile 2011 Guardian Çocuk Romanı Ödülü’nü kazanır.Ribblestrop’ta yaşam gerçekten de tehlikeli. Fakat bu okul alışılageldik okullardan çok farklı. Öncelikle Ribblestrop’taki çocuklar, sistemle uyum sorunu yaşadıkları için daha önceki okullarından atılmış, dışlanmış çocuklar. Ribblestrop’ta dersler uygulamalı; çocuklar sorunlarını kendi başına çözmeyi, tehlike ve risklerle mücadele etmeyi, birbirleriyle güçlü bağlar kurarak yardımlaşmayı ve birlikte hareket etmeyi öğreniyorlar. Dünyanın farklı ülkelerinde eğitim şartlarına dair gözlemleri olan Andy Mulligan’a kitapları, eğitim sistemine bakış açısı, öğrencilik ve eğitimcilik tecrübesi ile ilgili birkaç soru yönelttik.

Siz nasıl bir eğitim sistemi içinde yetiştiniz? Nasıl bir öğrenciydiniz? Uyumlu muydunuz mesela, yoksa tam tersi mi?

Ben, işlerin rekabetçi ve pek de hoş olmadığı bir erkek okulunda okudum. Burada acımasız ve hoşgörüsüz olmaya teşvik edilirdik. Bu nedenle kitapta ben de acımasız ve hoşgörüsüz oldum.

Eğitmenlik yaptığınız süreçte içinde bulunduğunuz sisteme ve okullara ne kadar uyum sağlayabildiniz? Yapmak istediklerinizin ne kadarını uygulayabildiniz? Değişmesi gerektiğine inandığınız şeyleri değiştirebildiniz mi mesela?

Ben öğretmeyi sevdim ve öğretmenliğin güzel tarafı, değişim için fazladan bir girişimde bulunmanıza gerek olmaması… Sınıfınızın küçücük dünyasında ne yapmak istiyorsanız onu yapmaya çalışıyorsunuz. Çoğu zaman edebiyat dersi verdim; sınıfta hikâye okumanın ve yazmanın keyfine varmanızı sağlayan muhteşem bir yol… Ders verdiğim çocuklar, çoğu insan gibi, güzel hikâyelere âşık olmaya dünden hazırdı.

Ribblestrop’ta öğrenciler dersleri uygulamalı görüyor, sorunları kendi yöntemleriyle çözüyor, tehlikelerle karşılaşıyor, risk alıyorlar; aslında bir nevi hayatta kalma mücadelesi veriyorlar. Örneğin, matematik ve fizik derslerini okulun yanan çatısını onarmak için kullanırken, civar gezilerini bölgenin haritasını çıkarmak için yapıyorlar, okulun ortak alan işleri günlere bölünerek tüm öğrenciler tarafından yapılırken, birlikte hareket etmeyi, birlikte üretmeyi deneyimliyorlar. Bu bizim alışık olduğumuz bir eğitim modeli değil elbette. Batı temelli eğitim sistemlerine de hiç benzemiyor. Bir ütopyanın çocuk romanı hâli mi bu? Ya da hayalini kurduğunuz komün yaşamın?

Ribblestrop kesinlikle bir ütopya olmadığı gibi sistemli de değil. Okulun gelişigüzel, doğaçlama bir hali var. Yeteneklerin pratik olarak uygulanması fikrini severim. Çünkü ben on bir yaşındayken bana öğretilenlerin pratikle olan bağlantısını görebilmek için çok uğraştım. Bunun nedeni sadece zor beğenen bir çocuk olmam değildi; ağırbaşlı ve umut doluydum. Nedeni, öğretmenlerimin bir kez olsun bu bağlantıyı açıklamamış olmasıydı. Bir diğer basit gerçek ise çocukların harekete geçip bir şeyler yapmayı seviyor olmalarıdır. Bir çocuğa ceket giydirip,kravat takıp, onu bir sıraya oturtursanız, sağduyu hukukunu ciddi şekilde ihlal etmiş olursunuz.

İyi niyetli ve hayalperest bir okul müdürü, birbirine hiç benzemeyen sıradışı öğrenciler, binanın altındaki gizli tüneller, II. Dünya Savaşı’nda kullanılmış gizli bir laboratuvar, çocukları robotlaştırmak için yapılan ölümcül deneyler… Ribblestrop nasıl bir okul gerçekten? Kendi çocuklarınızı göndermek isteyebileceğiniz bir yer mi?

Ribblestrop gibi bir okulda seve seve çalışırım ve böyle bir okula çocuğumu seve seve gönderirim. Okulda yapılacak çok fazla iş var ve arkadaşlık bağları da çok güçlü. Çocuklar için işe yarayan ve onlara iyi gelen pek çok şey var bu okulda. Ve evet, ben de onlarla gidebildiğim müddetçe böyle bir okula çocuklarımı gönderirim.

Kitaplarda, başlangıçta birer anti- kahraman olan çocuklar hikâye ilerledikçe adeta birer kahramana dönüşüyor. Hepsi kendi güçlerini, yapabilirliklerini, yeteneklerini ve korkularını keşfederek “hayatta kalma sanatını” öğreniyor. Normalde okullarda “hayatta kalma sanatı” öğretiliyor mu peki?

Kitaplarda, başlangıçta birer anti- kahraman olan çocuklar hikâye ilerledikçe adeta birer kahramana dönüşüyor. Hepsi kendi güçlerini, yapabilirliklerini, yeteneklerini ve korkularını keşfederek “hayatta kalma sanatını” öğreniyor. Normalde okullarda “hayatta kalma sanatı” öğretiliyor mu peki?

Ribblestrop’un kahramanları her gün karşılaşabileceğimiz türden çocuklara benzemiyor. Bir gangsterin fidyecilerden saklanan oğlu, kundakçılık yaptığı için diğer okullardan kovulmuş olan tek kız öğrenci Millie, okulun çatısını yaktıktan sonra ortadan kaybolan öğrenciler, kendi başının çaresine bakmaktan aciz Sam, sürekli hesapları ödeyen Ruskin ve üçüncü dünyanın yetimleri… Bu bileşim kafanızda nasıl oluştu?

Bu bileşim kısmen Enid Blyton’a karşı bir panzehirdir. Blyton’ı da çok severim bu arada. Enid Blyton’ın Afacan Beşler serisinde bütün çocukların birbiriyle çok ama çok benzer olduklarını fark etmişsinizdir. Yıllar boyunca birbirinden çok farklı insanlarla karşılaştım, bütünüyle zıt karakterleri bir araya getirmek bana oldukça eğlenceli göründü.

Herkesin okuma, anlamlandırma süreci farklıdır elbette. Yine de siz bu kitaplarla çocuklara ne söylemek istediniz?

Ribblestrop’un düsturu: “Yaşam Tehlikelidir”. Hepimiz hayatın tehlikeli olduğunu biliriz, ancak tehlikelerin kontrol edilebileceğini düşünerek kendimizi kandırırız. Zarar gördüğümüzde bunun telafi edilmesini isteriz. Kaderin cilvesi olan durumların başka birinin hatası olduğunu düşünürüz. Şu anda çalışmakta olduğum okulun idarecileri, okula izinsiz girişleri engellemek için yaptırdıkları yüksek ve sağlam tel örgülere bir servet harcıyorlar. Oysa hepimiz biliyoruz ki biri okula izinsiz girmek isterse ya başka bir yol bulur ya da daha uzun bir merdiven getirir. Dolayısıyla, yaşam tehlikelidir, kendini dışarı at ve onu yaşa.

Okula Dönüş Andy Mulligan Çeviren: Niran Elçi Tudem Yayınları, 448 sayfa
Okula Dönüş
Andy Mulligan
Çeviren: Niran Elçi
Tudem Yayınları, 448 sayfa
Yaşam Tehlikelidir Andy Mulligan Çeviren: Zarife Biliz Tudem Yayınları, 520 sayfa
Yaşam Tehlikelidir
Andy Mulligan
Çeviren: Zarife Biliz
Tudem Yayınları, 520 sayfa
Show More