İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Kitap fuarından kitabın geleceğine

Suzan GERİDÖNMEZ

Lane Smith’in verdiği mesaj İstanbul Kitap Fuarı’nda gözlemlediğimizden farklı değil. Çocuklar kitaba ulaşabildiği sürece, bu faresi bile olmayan eski moda nesneyle bağ kurmakta zorlanmıyor.

Bir İstanbul Kitap Fuarı’nı daha geride bıraktık. İçinde bulunduğumuz siyasal atmosferin ağırlığına ve yayıncılık sektörüne doğrudan yansımaları olan ekonomik durgunluğa rağmen Fuar bu yıl da kalabalık, renkli ve coşkulu geçti.

Çocuklar sayesinde! Öyle ya, Fuar’a akın eden en büyük kalabalık onlara aitti, en renkli görüntüleri, en coşkulu tepkileri onlar verdi. Çoğu sınıf sınıf, okul okul servislerle Fuar’a taşınırken, ailesi ya da yakınıyla gelenler de hiç az değildi.

Özellikle çocuk ve gençlik yayıncılığı yapan yayınevlerinin stantları etrafında kümelenen, heyecanla itişerek sergideki kitapları karıştıran, beğendiğini almak için harçlığını son kuruşuna dek feda eden, sevdiği yazarın imza kuyruğunda boyundan büyük bir sabırla bekleyen miniklere şahit olan anne-babalar, öğretmenler, yayıncılar ne düşündüler acaba?

Başka zamanlarda kolayından ifade ettikleri gibi çocukların yeterince okumadığını, kitap sevmediğini, yazılı medyalara ilgi göstermediğini mi? Bilgisayar, cep telefonu ve oyun konsolları dururken kitaba dönüp
bakmadıklarını mı?

Hiç sanmam! En azından Fuar’daki görüntüler basbayağı aksini yansıtıyordu. Evet, çocuklar özendirildiği, ulaşabildiği ve seçebildiği zaman pekâlâ kitapla buluşabiliyor.

Ama Fuar’ın coşkulu atmosferine kapılıp ülkenin kültürel geleceğine dair genel sonuçlar çıkarmak, genç kuşakların okuma alışkanlıklarıyla ilgili kestirmeden pembe tablolar çizmek bizi başka vahim yanlışlara götürür.

Birincisi, kitap fuarları yılda sayılı kere ve ülkemizin sadece belli başlı kentlerinde düzenleniyor. Üstelik orada gördüğümüz kalabalıklar, bırakalım kitap fuarı, yazar etkinliği gibi ortamlarda bulunmak, hayatı boyunca hiç kütüphaneye ya da kitapevine adım atmamış çocuk sayısıyla karşılaştırıldığında aslında sadece küçük bir azınlığı temsil ediyor.

İkincisi, kitap sevgisinin aileden ve milli eğitimden geldiği, kuşaktan kuşağa aktarıldığı bir toplumda yaşamıyoruz ne yazık ki. Kısacası gerçekle yüzleşmek ve kitapla tanışıklığı ders ya da daha kötüsü din kitabının ötesine geçmeyen çocukların çokluğunu görmek, sonra da bu çocukların büyük bir bölümünün zamanlarının daha da büyük bir bölümünü “ekran başında” harcadıklarını kabul etmek gerekir.

Elbette bunun irdelenmeye değer bir dizi ekonomik, sosyal, siyasal neden ve sonucu da bulunuyor. Ama burada hiçbirine değinmeyeceğiz. Çünkü yazımızın kapsamı ancak yaramıza parmak basmaya ve ona bir nebzecik merhem olan “kitap gibi bir kitap”a dikkat çekmeye yetiyor.

EŞEK GİBİ EŞEK

New York’lu tanınmış illüstratör Lane Smith’in yazıp çizdiği, Tuğçe Akyüz’ün Türkçeleştirdiği, Uçanbalık tarafından yayımlanan Bu bir kitap’tan bahsediyoruz.

Daha başlığında özüne dikkat çeken Bu bir kitap’ın da her kitap gibi kahramanları var kuşkusuz. İlk sayfada kitap okuyan bir maymun ile küçük bir eşekle karşılaşıyoruz. Hem de başöğretmen anlayışıyla söyleyeceksek, eşek gibi bir eşekle. Bunu kitap kurdu maymunun Robert Louis Stevenson’un ünlü çocuk klasiği Define Adası’nı okurken küçük eşeğimizin dizüstü bilgisayarıyla oynamasından anlıyoruz. Bir de arkadaşının elindeki kitaba ilişkin sorduğu saf sorulardan: “Üzerine nasıl tıklıyorsun?”, “Onunla blog yazabiliyor musun?”, “Faren nerde?” Kitabın faresi yok ama kitabın üçüncü kahramanı fare bu soruyla birlikte nihayet ortaya çıkıp maymunun şapkasının altından beliriveriyor. İşte, okurun yüzüne kocaman bir gülümsemenin yayılması en geç bu ana denk geliyor.

Bu gülümsemenin dudaklarımızdan bütün okuma serüveni boyunca silinmemesinde kahve, yeşil ve mavi tonlarda tutulan etkili illüstrasyonların yanı sıra sade ama mizahi yönü güçlü dilin payı büyük. Lane Smith tam sayfayı kaplayan renkli çizimlere eşlik eden sözcüklerde tutumlu davranarak, kitabın yeniden keşfini konu eden bir nevi fabl yaratıyor. Basılı kitap ile yeni medyalar arasındaki çelişkiyi işlerken de ilkine giderek yabancılaşan teknoloji dâhisi genç kuşağı ince inceye tiye alıyor. Kısacası, bizi bekleyen yakın geleceğe göndermelerle dolu hikâ-yede sevimli eşek tiplemesiyle kimin kastedildiği hiç de sır değil.

KİTAP GİBİ KİTAP

İyi ki yazar eşeğin karşısına ona kitabın sandığı gibi internete girmediğini, tweet atmadığını ya da şarj edilmediğini anlatan ve bıkıp usanmadan “Bu bir kitap” diye tekrarlayan akıllı uslu maymunu çıkarıyor. Ama bir noktadan sonra onun bile sabrı tükeniyor. Gözlerini devirip başını havaya kaldırmasından, ardından da kitabı kendin bak gibisinden eşeğe uzatmasından (kısacası illüstrasyonlardan) çok canlı izleyebiliyoruz bunu.

Uzatış o uzatış. Çünkü ilk işi “Define Adası”nın harf kalabalığını “KPTN: rrr! Tmm? Hehe!” şeklinde güncel internet diline uyarlamak olan küçük eşek, kitabı bir daha elden bırakmıyor. Bu da Lane Smith’in okuruna verdiği mesajın bizim İstanbul Kitap Fuarı’ndan hareketle bir kez daha gözlemlediğimiz gerçekten çok da farklı olmadığını ortaya koyuyor. Çocuklar tıpkı sıpalar gibi kitaba ulaşabildiği sürece ve oranda, bu faresi bile olmayan eski moda, dikdörtgen nesneyle bağ kurmakta zorlanmıyor. Hatta tüm o cep telefonlarına, tabletlere ve bilumum teknolojik aletlerine rağmen ve bunlarla uyum içinde sürekli yeni kuşaktan yakınan ama aslında kendileri pek az okuyan anne babalarını, öğretmenlerini gölgede bırakan kitap kurtlarına dönüşebiliyorlar.

AŞKINI İLAN ET

Kitapta eşek ve maymunun konuşmalarının iki farklı renkle ayrıştırılması okumayı yeni öğrenen küçük okurların bile hikâyeyi kolayca takip edebilmesini sağlıyor. Aynı şekilde olabildiğine kısa tutulan cümleler de bu resimli kitabın küçük okurlar gözetilerek kurgulandığını açık ediyor.

Buna karşın Bu bir kitap’ta sadece çocuklara hitap eden bir kitap olarak görmek yazık olur. Zira okuyan maymunlu kapağın altında, muhatabı başlı başına kitap olan bir aşk ilanı saklanıyor. Bu niteliğiyle de bu küçük ve sevimli eser gerek kendimizi mutlu etmek, gerek her yaştan kitap tutkunu dostlarımızı şımartmak, gerekse de dijital dünyada kaybolmuş görünen arkadaşlarımızı şöyle bir dürtmek için şahane bir hediye kitap olmaya aday.

Bu bir kitap Yazan ve Resimleyen: Lane Smith Türkçeleştiren: Tuğçe Akyüz Uçanbalık Yayınları, 32 sayfa
Bu bir kitap
Yazan ve Resimleyen: Lane Smith
Türkçeleştiren: Tuğçe Akyüz
Uçanbalık Yayınları, 32 sayfa
Show More