İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Ne kitapsız, ne kedisiz*

Sıcak yaz ayları boyunca yeterli yağmur yağmadığı için ürünler boyunları bükmüş, sararıp solmaya başlamıştır. Ta ki şenliğe az kala, bir sabah gizemli, bilge bir kedinin ortaya çıkmasına kadar…

Yazan: Alev Karakartal

“Ertesi gün, kedi geldi.” Kocaman, kehribar rengi gözleri ve yağmur bulutları gibi koyu gri, parlak kürkü vardı. Aslında bu kadarı bile yeterdi ama yanında mucizeler, şiirler, şarkılar, umut, hayal kırıklığı ve sonra yine umut; gökkuşağı gibi, şıngır mıngır bir öykü de getirdi.

Jessie ve babası yaşadıkları semtin yakınlarındaki bostanda sebze-meyve ekip biçer, böylece hem kendi ihtiyaçlarını giderir hem de yaz sonu şenliğinde ürünlerini satma imkânı bulur. Ancak bu yıl işler ters gitmiş, uzun ve sıcak yaz ayları boyunca yeterli yağmur yağmadığı için ürünler boyunları bükmüş, sararıp solmaya başlamıştır. Ta ki şenliğe az kala, bir sabah gizemli, bilge bir kedinin ortaya çıkmasına kadar…

Yama desenli yelekler giyip şıngırdayan bilezikler takan yan bostanın sahibi Honey, Lotus adını verdiği kedinin, Tayland’ın “Soylu Yağmur Kedi”si olduğuna karar verir. Başlangıçta, ona inanan tek kişi Jessie’dir. Soylu kediyi ikna etmek zordur zahmetlidir ama yağmursuz günler sürdükçe, çaresiz mahalleli de onların çabalarına ortak olur. Sonunda yağmur başlar, ancak bu sefer de bir türlü durmak bilmez. Ve sonra olaylar gelişir…

Kırmızı Kedi Yayınevi’nin Çocuk Serisi’nden çıkan Yağmur Yağdıran Kedi, Britanyalı yazar Linda Newbery’nin “Kedi Öyküleri” serisinin ikinci kitabı. (İlki, yine aynı yayınevinden çıkan İki İsimli Kedi) Çok sayıda çocuk ve gençlik kitabına imza atan ödüllü yazarın ilham kaynağıysa, birlikte yaşadığı dört kedi: Holl, Hazel, Finn ve Fleur… Kitabın kahramanı kedi Lotus’a ilişkin cümlelerinden de anlaşılıyor ki yazar sadece bir kedisever değil aynı zamanda dikkatli bir izleyici. Tıpkı bir başka kedili yazar Bilge Karasu gibi: “Kedi sevmek kedinin kendisini seven (kendisinin de sevdiği) kişi karşısındaki umursamaz bağımsızlığını baştan kabul etmek demektir.”

Yazar-kedi ilişkisi, daha doğrusu “kedili yazarlar kabilesi” başlı başına bir yazının konusu ve konuyla ilgili hatırı sayılır bir külliyatın oluştuğu söylenebilir. Fare avlaması dışında insana pek faydası dokunmayan ve köpek gibi eğitilmesi mümkün olmayan kedilerin, edebiyat dünyasında baş tacı edilmesinin nedenlerine gelince, o konuda rivayet muhtelif. (İyi) Yazarların ve (bütün) kedilerin meraklı ve gözlemci olmaları gibi örneğin. Veyahut her ikisinin de büyük ölçüde kendi dünyalarında yaşaması, yaratıcı, kendine yeten, esrarlı canlılar olmaları, genellikle geceleri yazmaları/avlanmaları gibi… Ancak çoğu kişinin üzerinde uzlaştığı bir görüş var ki; kediler yalnızlığa iyi gelir…

Newbery’nin yalnızlığa ilişkin düşünceleri nedir bilmiyoruz, belli ki pek “esrarlı” bir kişilik de değil. Ancak birkaç konuda hakkını teslim etmek gerek. Kedi gibi edebiyata olağanüstü yakışan bir yaratığı başrolüne koyduğu öyküsünde, kuraklığa, aşırı yağmura ve sert rüzgârlara rağmen yarattığı “parlak ve sevinçli” atmosfer konusunda mesela.

Kedi Lotus, Jessie, Honey, sağduyunun sesi olarak resmedilen Jessie’nin babası, Honey’in oğlu; dünya yansa aldırmaz Felix, hatta tek tek belirtilmese de komşuların kanlı canlı, gerçek karakterler oluşu ya da Jessie ve Felix’in tek ebeveynle yaşadıkları ima edilmesine rağmen (belki de bu nedenle) mutlu ve hayatla barışık çocuklar olarak betimlenmesi de övgüye değer.

“Mucize diye bir şey yoktur”, “her şey/herkes göründüğü gibidir/kadardır” yetişkin dayatmalarına, çocuk hayal gücü rengarenkliğiyle yanıt vermesi, kahramanları aracılığıyla hayatın, şiirin ve kedilere olan inancın yanında yer alması ise, ayrı bir güzellik olmuş.

Kitapla ilgili hakkını vermek gereken iki kişi daha var. İlki, kapak resminin ve kitabın tamamına yayılan son derece sevimli siyah-beyaz çizimlerin sahibi Stephan Lambert. Aynı zamanda yazar olan Lambert, resim çizmeye büyükbabasıyla birlikte başlamış ve daha sonra bu alanda uzmanlaşmış. İyi de yapmış. Yağmur Yağdıran Kedi, Lambert’in çizimleriyle hayat buluyor, adeta canlanıyor.

İkincisi ise çevirmen Meral Alatan. Newbery’nin sade, akıcı dilini başarıyla Türkçeye yansıtan Alatan’ın, son sayfalarda performansı düşse de özellikle şiir çevirilerindeki başarısı, okura “bu kadar kusur, kadı kızında da olur” dedirtiyor:

Yağmur Kedisi, Yağmur Kedisi, dostumuz ol,

Bu kavurucu sıcaklara bir nokta koy.

Yağmur Kedisi, Yağmur Kedisi, iyi ve anlayışlı ol,

Lütfen, lütfen getir bize sıkıcı gri gökyüzünü.

Yağmur Kedisi, Yağmur Kedisi, şakır şakır yağdır,

Senin gibi kediler bunun için vardır.

Yağmur Kedisi, Yağmur Kedisi, getir yerine dileğimizi,

Vereyim sana en güzel balık konservemizi.

Yağmur Yağdıran Kedi küçük, sevimli, bir çırpıda okunan ve iç ısıtan bir öykü kitabı. Belki tek dezavantajı, Marcel Ayme’nin şahane “Daldaki Kedinin Kırmızı Masalları” serisinden, Yağmur Yağdıran Kedi ile aynı adı taşıması. Ayme’nin kitabının orijinal adı olan “Kedi Patisi”; Türkçeye kazandırılırken hikâyeden mülhem, Yağmur Yağdıran Kedi olarak belirlenmiş. Bu da Newbery’nin orijinal adı “Rain Cat” olan kitabıyla karışmasına yol açıyor ki Ayme’nin çok bilinen ve aranan kitabı diye olur da Newbery’ninkini alan olursa, hayal kırıklığı kaçınılmaz oluyor.

Son söz olarak, Newbery yapmamış ama birkaç kıssadan hisse vermek gerekirse;

-“Soylu” ya da “yağmur getiren” olsun olmasın, kediler muhteşem hayvanlardır,

– Çocukların hayvanlarla birlikte yaşaması, her ikisi için de hayırlara vesiledir…

Kedili hayata yeni başlayanlar için bir de öneri: Gökhan Akçura’nın Kedi Kitabı her eve lazımdır, alınasıdır…

(*)Bilge Karasu ustaya saygıyla…

Yağmur Yağdıran Kedi Linda Newbery Resimleyen: Stephen Lambert Türkçeleştiren: Meral Alatan Kırmızı Kedi Yayınları, 92 sayfa
Yağmur Yağdıran Kedi
Linda Newbery
Resimleyen: Stephen Lambert
Türkçeleştiren: Meral Alatan
Kırmızı Kedi Yayınları, 92 sayfa

 

Show More