İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Peki, sonra ne oldu?

Bitmemiş Hikâyeler Kütüphanesi; bir çocuğun peşinden diğerine, bir hikâyeden öbürüne sürükleyici, heyecan dolu bir yolculuğun yanı sıra Japon kültürü hakkında sunduğu bilgilerle şaşırtan, tanıdık hikâyelerle hüzünlendiren bir kitap.

Yazan: Alev Karakartal

Fantezi bir öyküden, fantastik bir ülke hakkında öğrendiklerimizdir:

*Japonya’da kütüphaneler var, hâlâ… Teknolojiyle bunca haşır neşir olmalarına rağmen, aileler, çocuklarını alıp kütüphaneye gidiyor ve kitap ödünç alıyor.

*Dünyanın en uzun yaşayan insanlarının ülkesinde bile, 40 yaş üstü insanlara “yaşlı” muamelesi yapılıyor, bir işe yarama ihtimalleri yüksek görülmüyor.

*Bazıları için şaşırtıcı olabilir ama Japon ve Türk kültürleri fazlasıyla benzeşiyor.

Japon yazar Sachiko Kashiwaba’nın Kelime Yayınlarından çıkan kitabı Bitmemiş Hikâyeler Kütüphanesi, uzak bir uygarlıktan seslenirken, ait olduğu dünyaya dair ipuçlarını da usulca avuçlarımıza bırakıveriyor. Bir de insanlık hallerinin çocuk ya da yetişkin, dünyanın her yerinde nasıl da aynı olduğu bilgisini…

“Peki, sonra ne oldu?” sorusunun peşinde kurgulanan kitabında, sanıldığı gibi kahramanların hikâyesinin (çoğunlukla mutlu) sona ermesinin ardından, alternatif ve/veya “yeni sürüm” şeklini tercih etmiyor Kashiwaba. Onun yerine daha yaratıcı bir şey yapıyor. Çocuk kitaplarındaki kahramanlar, kendisini okuyan çocukların, kitabın kapağını kapattığı andan sonra devam eden hikâyelerinin peşine düşüyor.

Daha ilk satırlarda, Momo Yamigami’yle tanışıyoruz. Doğduğu ve çocukluğunu geçirdiği Yamoyama’ya, hasta halasını görmek üzere dönen Momo, anne babasını kaybetmiş, çalıştığı şirket iflas etmiş ve yaşını başını almış bir kadın olarak büyük şehirde iş bulmakta, yaşamını sürdürmekte zorlanmaya başlamıştır. Bu küçük kasabada önce ailesinin evine yerleşir sonra da şehir kütüphanesinin ek binasında kütüphaneci olarak iş bulur. Ve böylece macera da başlar.

İlk iş gününde, deneyimi olmamasına karşın kütüphanede iş bulmasının neden bu kadar kolay olduğunu anlayacaktır Momo. Kitap raflarının arasından çıkan sarışın, mavi gözlü, üzerinde iç çamaşırı ve kafasındaki altın rengi taçtan başka bir şey bulunmayan Çıplak Kral’la tanıştığında… Kral, kahramanı olduğu ünlü kitabı yıllar önce hastane yatağında okuyan küçük kız çocuğuna daha sonra ne olduğunu merak etmektedir. O kadar ki kitabından çıkmış ve daha önce kaçırdığı kütüphaneciler gibi, şimdi de Momo’nun yardımını istemeye karar vermiştir:

“Biz kütüphanedeki kitaplar, kısa bir süreliğine bizi alan insanlarla birlikte oluruz. Bu kısa zamanda bile bazıları dikkatimizi çeker. O kişiye daha sonra ne olduğunu öğrenmek de isteriz. Bir kişi tarafından ömür boyu sevilen, o kişinin yanında olabilen kitaplar da vardır. İşte onlar mutlu kitaplardır”.

Momo’nun ikna olması kolay olmasa da güçlükle bulduğu işi kaybetme korkusu ve sevimli krala duyduğu sempati, onu hastanedeki küçük kızı aramaya yöneltir. Zor olur, ama bulur da. Ancak bu, Çıplak Kral’ın kitabına geri dönmesini sağlamaz. Aksine, Kral’a önce Kurt ve Yedi Küçük Oğlak masalının kahramanı Kurt Kral Lobo katılır, sonra da masallardaki prenseslere benzeyen okurunu özleyen, Prenses Uriko’nun haylaz Amanocaku’su. Son gelen, İkisi de Arkadaşça’nın Hayalet Ben’i ise hayatlarını değiştirecektir. Bütün bu arayışlar sırasında Momo Hanım da dönüşür, değişir ve kendisiyle yüzleşir, zira “birine yardım etmek, kendine (de) yardım etmektir”.

Bitmemiş Hikâyeler Kütüphanesi; bir çocuğun peşinden diğerine, bir hikâyeden öbürüne sürükleyici, heyecan dolu bir yolculuğun yanı sıra okurunu Japon kültürü hakkında enteresan, küçük bilgilerle şaşırtan, aynı zamanda tanıdık hikâyelerle hüzünlendiren bir kitap. Özellikle üçüncü öyküde, yaramaz Amanocaku’nun aradığı, zarif, iyi huylu, uysal Sato Nozomi’nin hikâyesi, tam bir yürek burkulması… Artık birbirini sevmeyen ama çocuklarının önünde sürekli gülümseyip her şey yolundaymış gibi yapan anne baba; onu yük olarak görmesinler, üzülmesinler diye akıllı, terbiyeli ve sevimli olmak zorunda hisseden çaresiz küçük kız çocuğu… Ve ninesinin Momo’ya söyledikleri:

“Nozomi öyle iyi bir çocuktur ki… Hatta aşırı iyi olması, tam tersine beni endişelendiriyordu. Bu yüzden taşınırlarken, ‘Tıpkı Amanocaku gibi biraz kötü olmanın bir sakıncası yok. Çocuklar hissettiklerini içlerinden geldiği gibi söyleyebilir. Sabretmek zorunda değilsin. Anne babana biraz sıkıntı vermende yanlış bir şey yok’ demiştim.”

Bir de her öykünün başında Momo’nun yazmaya başlayıp bir türlü tamamlayamadığı, hep yarıda bırakılan mektup var tabii. Tıpkı hikâyeler gibi, nasıl tamamlanacağı, kime yazıldığı bilinmeyen, tamamlandığındaysa yeni hikâyelere kapı açan…

Sachiko Kashiwaba, ülkesinde çok sayıda ödül kazanan, saygın bir çocuk kitapları yazarı. Türkiyeli okurlar, Kelime Yayınları sayesinde yazarla ilk kez tanışacak ve sanırım tanıştığına da memnun olacak. Bunda Yoko Yamamoto’nun birer minyatüre benzeyen farklı desenlerinin ve asıl olarak da Levent Toksöz’ün başarılı çevirisinin büyük katkısına dikkat çekmek gerek.

Son cümle olarak, baştaki listeye şunu eklemekte fayda var:

  • Bu ülkede, başka birçok şeyin yanı sıra iyi edebiyat yapılıyor.

Bitmemiş Hikâyeler Kütüphanesi Sachiko Kashiwaba •Türkçeleştiren: Levent Toksöz Kelime Yayınları, 168 sayfa
Bitmemiş Hikâyeler Kütüphanesi
Sachiko Kashiwaba
Türkçeleştiren: Levent Toksöz
Kelime Yayınları, 168 sayfa
Show More