İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Mavi bonbon, gri dünya, yeşil çocuklar…

“Her tarafın gri renkte olduğu bambaşka bir dünyaya gelmiştik. Gözlerimize inanamıyorduk. Yaprakları bakımsız ağaçlar uzaktan dev korkuluklara benziyordu.”

Yazan: Alev Karakartal

Teması “Gezegeni paylaşmak” olarak belirlenmiş. Kavramlar ve anahtar sözcüklerse, çevre-doğa, mücadele, keşif, iletişim, dostluk, kuşak çatışması, liderlik, duygular, hayal gücü, gözlem… Aynı zamanda bir öğretmen olan, çocuk kitapları yazarı Filiz Çavuş’un son kitabı Bonbon Ekspresi, böyle anlatılıyor tanıtım metinlerinde.
Üç arkadaş, birinin ninesi, onun çocukluk arkadaşı ve Bonbon Çetesi, Aceleci Rüzgâr Fıçıtık ile Bulutumsu’dan oluşan kahramanların çıktığı heyecanlı maceranın sözü edilen kavram ve temalarla bağını kurmak da kitabın hedef kitlesi olan, dokuz ila 11 yaş grubundaki çocuklara kalıyor.
Pek konuşmayan, tek başına büyüttüğü ve üzerine titrediği torununun hata yapmasını istemediği için onu kısıtlayıp duran Suspus Nine’siyle birlikte yaşayan Meraklı, arkadaşları Şişkolik ve Uykusever’le -evet, hikâyede yazarın diğer kitaplarında olduğu gibi kahramanların adları, karakterlerinin birer yansımasıkendi hâllerinde yaşayıp giderken, mahalledeki boş eve taşınan yeni komşularıyla birlikte her şey “büyülü” bir hâle bürünür. Ortalıkta mavi duman yayan, kulaklarına sürekli zaaflarına yenilmenin kötü bir şey olmadığını fısıldayan ve zıp zıp zıplayan minik toplar da görülmeye başlamıştır.
Üç arkadaş kısa zamanda üzerinde önlüğü, etrafı deney şişeleriyle dolu yaşlı bir adam olan komşularının, evin içinde inşa ettiği tren vagonuyla, odadaki antika bir dolabın içine yolculuk yaptığını keşfeder. Maceraperest Dede adındaki bu tuhaf komşunun Suspus Nine’nin çocukluk arkadaşı bir biliminsanı olduğunu, yaptığı eksantrik deneylerin istenmeyen sonuçları yüzünden, mahalleden ayrılmak zorunda kaldığını öğrendiklerindeyse, yeni bir maceranın kapısı çoktan aralanmıştır:
“Günlerini evinde deneyler yaparak geçiren bir bilim insanı olan Maceraperest Dede’nin aklına bir gün kendine küçük arkadaşlar üretmek için, bir karışım yapmak gelir. Biri deney yaparken gerekli malzemeleri ona uzatacak, diğeri deney sonraki dağınıklığını toplayacaktır. Ama işler düşündüğü gibi gitmez. Bir gece deneyi tamamladıktan sonra çok sevdiği bonbon şekerlerden düşürür tüpün içine. … Sabah deney tüpünün kapağını açtığında bir sürü minik top, yoğun mavi dumarlarıyla birlikte tüpten fırlar ve evdeki antika dolabın içine girer. Orada yeni bir dünya kurup kendilerine Bonbon Çetesi adı verirler. Maceraperest Dede’ye de arkadaş değil, düşman olmuşlardır
sanki…”
Sonunda Bonbon Çetesi’nin şerrinden bıkan Suspus Nine, bir zamanlar sık sık arkadaşıyla birlikte vagon yolculuğuna çıktığı dolabın kapağını mühürler ve arkadaşını da mahalleden gönderir. Ve fakat çete artık dolaba sığmayıp dışarı çıkmaya ve insanları zayıflıklarından yararlanarak kandırmaya başlamıştır, zira bunu yaptıkça şişmanlayıp büyümekte, yapamadıklarında da küçülüp yok olmaktadırlar.
Grubun ve dolapta yaşayan birkaç arkadaşlarının, bonbonları dolaptaki dev tüplere kapatmaları ve yok olana kadar da bir daha çıkmamalarını sağlamaları gerekecektir.
Bir macera hikâyesi Bonbon Ekspresi. Tıpkı Çavuş’un diğer kitapları Ayda Bir Gece ve Masallarımı Geri Alabilir miyim? de olduğu gibi, alışılmadık görevler üstlenen kahramanların fantastik bir ortamda -bu kitap özelinde distopik bir manzara eşliğinde- atıldıkları serüvenlere dair bir öykü:
“Her tarafın gri renkte olduğu bambaşka bir dünyaya gelmiştik. Gözlerimize inanamıyorduk. Yaprakları bakımsız ağaçlar uzaktan dev korkuluklara benziyordu. Daha önce sesini hiç duymadığım kuşlar, zayıf ağaçların üstüne tünemiş, üzgün üzgün ötüyorlardı.

Toprak yer yer çatlamış, yol boyunca genişleyip daralan oyuklar oluşturmuştu. Güneş etrafı aydınlatmakta isteksizdi sanki.”
Kitabı elime aldığım tarihlerde, Madrid’de Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi (COP25) yapılıyordu. Ağırlığını çocuklar ve gençlerin oluşturduğu iklim aktivistleri, sokakları doldurup iklim krizine karşı hükümetleri acil önlemler almaya davet eder ve iklim adaleti talep ederken, salonlarda konuşan devlet temsilcilerinin, bir yandan çocukları “pışpışlayıp” bir yandan da kulislerde “nasıl olur da krize karşı üzerimize düşen yükümlülük ve sorumluluklardan sıyrılırız” konulu pazarlıklarını yürüttüklerine tanıklık ettik hep birlikte. Zengin ülkelerin, yoksulların görece az karbon emisyonlarını (kağıt üzerinde) satın alarak krizden ellerini yıkayarak çıkmaya çalıştığını kalbimiz sıkışarak izledik. Büyük sel ve fırtınalar bir yanda, kuraklık, susuzluk ve aşırı sıcaklıklar diğer yanda dünyanın çivisinin gözlerimizin önünde çıktığı kısacık bir zaman diliminde hem de… Mavi dumanlar çıkararak nehirleri ve gölleri kirleten, doğaya ve her türden canlı yaşamına zarar veren Bonbon Çetesi gibi sorumsuz ve hırstan gözleri kararmış; başkalarının zayıflıklarını kullanırken kendi zaaflarına yenik düşmüş ülke liderlerinin yok etmeye kararlı göründükleri dünyalarını korumaya kararlı çocukların mücadelesinin “ev”imizin geleceğini belirleyeceğine kani olduk ama. Narin gezegenimizin başka bir şansı da yok zira.
Yazar Çavuş’un çevre duyarlılığına sahip biri olduğu belli. Bir öğretmen olarak, gezegenimizin bundan sonraki 30 ila 50 yılını dramatik ölçüde değiştirecek iklim krizine ilişkin gencecik dimağlara ekebileceği (organik/atalık) tohumların, tüm canlı varlığının kaderini etkileyebilecek, doğaya dost kuşaklardan oluşan dev bir ormana dönüşme ihtimali ise heyecan verici. Belki bir sonraki kitabında, yine çok sevdiği anlaşılan “macera” janrında olsa bile, 9-11 yaş aralığına biraz “çocuksu” gelecek masal formatı dışında, gelecekleri için savaşan gencecik neslin ilham verici mücadelelerini hikâye etmeyi dener.

Bonbon Ekspresi
Filiz Çavuş
Resimleyen: Eda Çağıl Irmak
Elma Yayınları, 141 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More