İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Merhaba,

İyi Kitap, Haziran sayısında* çocuk kitaplarında sansür, otosansür ve denetim konularını ele alan bir dosya yayımlamıştı. Dosyamızı kapakta tanıtırken “Çocuk Edebiyatında Sansür: Gökkuşağından Korkmak” başlığını kullanmıştık. Ağustos ayının son günlerinde yükselen tartışmalar, gökkuşağından korkanların hiç de az olmadığını, bir kez daha gösterdi bize.

Olaylar herkesin malumu; yazarlığı kendinden menkul birinin, yayıncılık ilkelerini çok önemsemediği açık bir yayınevinden çıkardığı, içeriği kesinlikle savunulamayacak bir “kitap(!)” manşetlere taşındı. Kitaba dönük haklı eleştiriler basamak oldu, sansür korosu birkaç yıldır olduğu gibi “Çocuk kitaplarına denetim isteriz!” diye bağırmaya başladı.

Senaryo tanıdık, çünkü belli aralıklarla izliyoruz aynı tiyatroyu: Kıyıda köşede kalmış bir sözde çocuk kitabı bul -toplatılmış, yayından kaldırılmış olsa da olur- ya da en iyisi gerçek bir çocuk kitabından birkaç kelime, birkaç cümle cımbızla; yandaş medya sayfalarına taşısın, sosyal medya olayı köpürtsün, yükselen tepkiler eşliğinde sansür uygulamalarını hayata geçir…

“Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu” 2018’de, bir KHK ile yeniden düzenlendiğinden bu yana, bu oyun, Kurulun bir ya da birkaç çocuk kitabına sansür uygulama kararı almasıyla sona eriyor. Bu kez de öyle oldu ve Tedvan Lieshout’un yazdığı, Büyülü Fener Yayınları tarafından yayımlanan Ben Bir Sihirbazım isimli kitap muzır ilan edildi. Sağ gösterip sol vurmak, bu olsa gerek!

Bir kitaptan alınmış, bağlamından kopuk birkaç cümleye ya da bir kifayetsizin yazdığı sözde kitaba kızıp, hayata geçirilmesine ortak olacağımız sansür; sanata, edebiyata ve düşünceye vurulan yeni prangalara dönüşüyor, dönüşecek. Sansür ve benzeri ortaçağ uygulamaları, açık ki o kitaplardan çok zarar verecek çocuklarımızın geleceğine. Kısacası, çocuklar söz konusu olduğunda gösterdiğimiz hassasiyetin, sansürü meşrulaştırmak isteyenlerce kullanılmasına izin vermeyelim.

Yine ve yeniden, “… içeriği ne olursa olsun, hiçbir edebiyat eseri sansüre uğramamalı; hiçbir siyasal erk, kitaplar üzerinde yasal yaptırım uygulamamalıdır. Bir kitabın tek seçici kurulu okurudur. Okurun aklına ve süzgecine güvenmek gerekir. Edebi metinlerde “iyi”ye ulaşmak, “kötü”nün etkinliğini azaltmak sadece ve sadece ilkeli yayıncıların ve okurun işidir. Adı ve mesleği ne olursa olsun edebiyat dışı hiçbir aktörün bu süreçte yeri olmamalıdır.”**

Safter Korkmaz

*125. sayı, Haziran 2020

** İyi Kitap, sayı 118, s.2

Show More