İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Gaflet uykusundan uyandıran bir distopya

Kraken Uyanıyor’da da Wyndham, tüyler ürperten bir “yok oluş” tasviri çiziyor. Bu kez insanlığın karşı karşı kaldığı bir istila tehlikesi söz konusu ve trajik bir ironiyle bu tehlike tam da insanlığın hayat kaynağı olan sulardan, okyanusun derinliklerinden ortaya çıkıyor.

Yazan: Özlem Toprak

Bazı kitapları belli bir zamanda okumanın, o kitaba yüklediği bambaşka bir anlam var. Yüzümüzde maskelerle dolaştığımız, her akşam endişe içinde vaka ve ölüm sayılarını takip ettiğimiz pandemi günlerinde okunacak bir distopya romanı, kuşkusuz okuru çok daha derinden sarsacak. Hele de bu roman alanında bir klasikse. Bilimkurgu türünün en edebi kalemlerinden John Wyndham’ın kitaplarını Türkiyeli okurlarla buluşturan Delidolu Yayınlarından çıkan Kraken Uyanıyor ( The Kraken Wakes) işte tam da böyle bir eser.

Daha önce de yazarın Krizalitler (The Crysalids), Triffidlerin Günü (The Day of the Triffids), Chocky ve Midwich’in Guguk Kuşları’nı (The Midwich Cuckoos) yayımlayan Delidolu; bir kez daha Niran Elçi’nin yetkin çevirisiyle Kraken Uyanıyor’u da Türkçede okurla buluşturarak, seri duygusunu perçinleyen özenli kapaklarıyla bir Wyndham külliyatı oluşturmuş oldu.

Tutkunlarının yakından bildiği üzere Wyndham; edebiyatında insan kibrinin, uygarlık sorunlarının ve toplumsal aymazlığın yol açtığı felâketler üzerinde yoğunlaşıyor. Midwich’in Guguk Kuşları ıssız Midwich’in köyü sakinlerinin topluca uyandıkları derin uyku sonrası dünyaya gelen ürkütücü, yetenekli ve birbirinin aynısı çocukların gizemi eşliğinde ilerlerken, klasikleşmiş bilimkurgu eseri Chocky de on bir yaşındaki Matthew’nun zihninde duyduğu Chocky adlı sesin yarattığı değişimlere odaklanmıştı. Triffidlerin Günü’nde insan açgözlülüğüne başkaldıran doğa, dünyayı ele geçirirken, Krizalitler romanı ise birkaç bin yıl sonrasının dünyasında, nükleer bir felâket ardından yaşanan genetik bir mutasyon hikâyesini anlatıyordu.

Kraken Uyanıyor’da da Wyndham, tüyler ürperten bir “yok oluş” tasviri çiziyor. Bu kez insanlığın karşı karşı kaldığı bir istila tehlikesi söz konusu ve trajik bir ironiyle bu tehlike tam da insanlığın hayat kaynağı olan sulardan, okyanusun derinliklerinden ortaya çıkıyor. Derin denizlerin tabanına yerleşen kimliği belirsiz varlıklar saldırıya geçerken, insanlık hayatta kalma savaşıyla yüz yüze geliyor.

İNKÂR EN BÜYÜK FELÂKETTİR

Adını ünlü şair Alfred Tennyson’un bir şiirinden alan Kraken Uyanıyor’un anlatıcısı; eşi ve meslektaşı Phyllis ile birlikte tüm yaşadıklarını bir kitapta toplamaya karar veren Mike Watson. İlk kez 1953’te İngiltere’de basılan bu Kıyamet Günü atmosferli bilimkurgu romanı, EBC kanalı için çalışan gazetecinin gözünün yanı sıra, gerçekleri herkesten önce ve en çıplak hâliyle ifade eden ama görmezden gelinen profesör Alastair Bocker’a da ağırlıkla yer veriyor.

Daha ilk baştan devreye sokulan inkâr mekanizmaları âdeta kaçınılmaz sonu hazırlıyor. İnkâr bize de tanıdık geleceği üzere önce Watson’ın saptamasıyla önce medyada başlıyor: “Pek çok gözlemevi, yüksek hızla uçan küçük kırmızı cisimler saptadıklarını itiraf etti şaşkınlıkla, ama yaptıkları basın açıklamaları son derece ihtiyatlıydı. Gazetelerin hiçbiri ateş toplarını yazmadı; çünkü yayın yönetmenlerinin fikrine göre tüm bu mesele, ‘uçan daireler’ bahsine şüphe uyandırıcı ölçüde benziyordu ve okurlar, çok daha taze sansasyonlar tercih ediyordu. Her şeye rağmen bilgi kırıntıları ağır ağır birikti. Fakat ciddiyetle ele alınıp haberleştirilmeleri ve dikkat çekmeleri için neredeyse iki sene geçmesi gerekti.” Zamanla felâket, ekonomik sistemleri çöktüren gemi saldırıları ve deniz kıyısındaki insan topluluklarını toplayıp götüren “deniz tankı” harekâtlarına evrilirken, son aşamada düşmanın kutup buzullarını eritmesiyle kıyamet tablosu tamamlanıyor.

SİYASETİN ÇIKMAZI

Yazılıp yayımlandığı Soğuk Savaş yıllarının da izlerini taşıyan romanda insanlığın bu küresel tehdit karşısında ortak hareket etmek yerine Doğu ve Batı blokları olarak sürekli birbirini suçladığı ve farklı siyasi görüşler nedeniyle yan yana gelemediği bir dünya düzeni görüyoruz. Amerikalıların saldırısı gibi tekil hamleler başarısızlığa uğrarken, sonunda Japon biliminsanları su altındaki varlıkları yok eden bir ultrason silahı icat ettiğinde dünya nüfusu çoktan beşte bir oranına düşmüş ve iklim alt üst olmuş durumda. Phyllis’in isyanı ise maalesef çok tanıdık: “Siyasi düzenin sürmesi için, ne kadar insanın kaybını kabul edebiliriz? Halk, siyasi düzen için tehlike oluşturmaya başlamadan önce ne kadar can kaybına tahammül eder?..”

POPÜLER KÜLTÜRE UYARI

Tam adıyla John Wyndham Parkes Lucas Benyon Harris olarak 1903’te İngiltere’de doğan yazar, her iki dünya savaşına da tanıklık eden kuşağın bir üyesi. 1930-39 yılları arasında farklı isimlerle, farklı türlerde hikâyeler kaleme alan Wyndham, dünyanın sonunun gelebileceğine ilişkin hayat deneyiminden hareketle 1946’da ‘’mantıklı fantezi’’ adını koyduğu farklı bir biçimi denemeye karar verdi. Yazarın, Triffidlerin Günü ve Midwich’in Guguk Kuşları adlı kitapları sinematografik özelliklerinin de etkisiyle radyo oyunu, mini dizi ve sinema filmi olarak uyarlandı.

Gelecek zamanları kapsayan bu distopyanın isabeti yazarın öngörüsü kadar dünyanın gidişatı açısından da çarpıcı sonuçlar sunuyor. O sonuçlardan hele de bugünlerden neler çıkaracağımız ise kuşkusuz bizim de geleceğimizi belirleyecek.

Kraken Uyanıyor
John Wyndham
Türkçeleştiren: Niran Elçi
Delidolu Yayınları, 280 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More