İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Hışırdarken pıtlayanlar!

Sema Aslan’dan göç etmek, yeni bir yurt edinmek ve yeni yerde yeniden yeşermek üzerine nefis bir resimli kitap…

Yazan: Gökçe Gökçeer

Zorunlu göç, mültecilik kavramları üzerine yazılan kitapların sayısı gün geçtikçe artıyor. Bundan birkaç yıl öncesine kadar, konuyla ilgili özellikle Türkçe resimli kitap sayısı yok denecek kadar azdı. Ancak son dönemde sayılarında gözle görünür bir artış var. Bu durum yabancı dilde yazılan kitaplarda da farklı değil. Çünkü göç meselesi, tüm dünyanın gözleri önünde seyreden ancak ne yazık ki pek az kişinin dikkat kesildiği, önemsediği bir mesele. Çocuklara bunu anlatabilmek ise apayrı bir beceri istiyor. Ötekileştirmeyi, ötekileştirmeden anlatabilmek mesela… Kitaplarıyla daha önceden tanıştığımız ve çok sevdiğimiz yazar Sema Aslan, işte bu konuya değinmiş. Ve bunu o kadar iyi yapmış ki, kelimeler parmaklarımızın ve dilimizin ucundan kayıp gidiyor.

Öykü, Kalabalık ülkesinde geçiyor. Her çeşit mavinin bir arada yaşadığı bir ülke bu. Çılgın camgöbeği, gök mavisi, mavimtırak mavi, elektrik mavisi… Pıtça konuşan, mavi saçlı Kalabalık ülkesinin insanları, pıtlamaya doyamayan hayatlarının içinde savrulup giderken, bir gün korkunç vınlamalar ve vızıldamalarla irkiliyorlar. Kuşların korkuyla kaçışıp gitmesinin ardından hepsi fark ediyor ki, onların da gitmesi gerek. Çünkü, savaş çıkıyor! Varıyorlar yepyeni bir ülkeye. Burada ise herkesin saçı turuncu. Sonbahar yapraklarını andıran ve hışır hışır hışırdayan bu insanlar arasına karışıyor pıtlayan maviler.

PITLASAK MI HIŞIRDASAK MI?

Gittikleri yeni ülkede, Kalabalık ülkesinin insanlarının yaşadıklarına odaklanmamızı isteyen yazar, dil sorununa dikkat çekmek istemiş. Pıtlamak ve hışırdamak kelimelerini o kadar iyi seçmiş ki, eğlenceli olduğu kadar çarpıcı ve akılda kalıcı. Dil, bir insanın varlığını, varoluşunu, kimliğini en iyi ve kolay şekilde ifade edebileceği temel unsur olduğundan, özellikle buna değinmesi çok kıymetli. Göç eden ve yurtlarından ayrılmak zorunda kalanların, yaşamları kökten değişse de aslında en çok kendilerini ifade etmekte zorlandıkları muhakkak.

Metnin akıcılığına ve diline hayran kalmamak imkânsız. Böyle hassas bir konuda, dramatik ögelere pek alan bırakmadan ilerlemek, bu çizgiyi tutturmak büyük başarı. Birkaç sayfada gözleri nemlendirecek satırlar yer almıyor değil. Ancak dramatiklikten kastım bu değil zaten. Ajitasyondan uzak, sıcacık, umut veren, hatta eğlenceli bir öykü. Gerek anlatımı gerek çizimlerde kullanılan renk seçimleriyle yumuşacık bir tat bırakan Galiba Hışırdıyorum, bu temayla ilgili son dönemde okuduğum en güzel kitaplardan biri olarak kitaplığımdaki yerini aldı bile.

Karakterler içinde özellikle ninenin yaşadığı duygu durumları öyle etkileyici ki. Ne de olsa yurtlarında en uzun ve kıymetli zamanları geçirenler değil midir, orayı terk ettiklerinde en çok zorlananlar? Yaşlılar değil midir değişime en çok direnen ve bundan en fazla kaçınmaya çalışanlar? Sema Aslan, nine karakteriyle, bize bu hissiyatı da ustalıkla aktarmayı başarıyor. Kitabın sonunda, ninenin parkta gördüğü “kara kedinin tüyleri kadar siyah saçları olan o kadın”a gelince… Bir anda hemdem oluyoruz kendisiyle. Hepimiz; maviler, turuncular, rengârenk biz!

Farklı bir dilin, farklı bir kültürün yaşadığı bambaşka bir dünyada, kendine yeni bir yer edinmeye çalışmak ve bunu da mecbur kalarak yapmak, ancak yaşayanların anlayabileceği zorlukta bir deneyim olabilir. Tarih boyunca yaşanan, hâlen yaşanmakta olan ve ne yazık ki insanlar ve savaşlar var oldukça da kaçınılmaz olan zorunlu göçlerin çoğu kişi tarafından görmezden gelinmesini bir yana koyarsak, bize düşen yazarak, çizerek, paylaşarak bu sorunu görünür kılmak ve bu acıları yaşayan insanların dünyasında olan biteni özellikle çocuklara anlatmaya çalışmaktır! Her ne kadar günümüzde bazı temaların kısa bir süre içinde âdeta bir “moda”ya dönüştüğünü görmemek mümkün değilse de bu resimli kitap, bir hevesin ya da modanın parçası olamayacak kadar başarılı. Kitaptan keyifli bir alıntı yaparak bunu pekiştirmek istiyorum: “Her bekleyen bayılmaz, her koşan da ayılmaz!”

Son olarak; resimlemede renk kullanımını, çizimlerden çok daha başarılı bulduğumu belirtmeden geçemeyeceğim.

Galiba Hışırdıyorum
Sema Aslan
Resimleyen: Cansu Dinç
İletişim Yayınları, 48 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More

1 Comment

  • F.
    F.

    Merhabalar,

    Bu kitabı ben de titizlikle inceledim. Buradaki puanlamaları pek samimi bulmadım ve bunu yazmak istedim. Dilin açıklığına ve akıcılığına dair puanlama yaparken yazarımız ne gibi öncüllere göre tam puan vermiş bilmek isterim. Son olarak son döneme göre bu eseri iyi yapan nedir? (Gökçe Gökçeer’in bu kitaba yapmış olduğu “en güzel” vurgusuna hitaben sormak istedim.) Kitabın renk kullanımına dair düşüncelerinde de hemfikirim. Bu kitabı güzel yapan şey renkleriydi..

Comments are closed