İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Latife Tekin’den çocuklara çember zamanlı hakikat masalı

İnsan hayatının sürekliliği, anlatıya arka fon olmayı elinin tersiyle itip baş role çıkan doğa ile de uyum içerisinde. Doğaya göre yaşayan insan, yerini bilen bir varlık.

Yazan: Karin Karakaşlı

Çocuk kitaplarını küçümsemeye gelmez. Edebiyata ilk adımdır. Ders kitaplarından, testlerden bunalmış, internetin cazibesine kapılmış bir kuşağı okumanın zevki için kitapla buluşturmak zorlu sınavdır. Neye yarayacak sorusuna karşılık seni mutlu edecek diyebilmek. Sana seni verecek, daha ne olsun. Yarattığı dille dünya içinde dünyalar kuran Latife Tekin’in çocuklar için yazdığı Altınçayır Vadisi’nin Çocukları, bu yanıtları ve daha fazlasını sunuyor okura.

Yazarın ilk çocuk kitabı olma özelliğini taşıyan ve Can Çocuk Yayınlarından çıkan Altınçayır Vadisi’nin Çocukları, 96 sayfalık hacmini misliyle katlayan yoğun bir içeriğe sahip. Daha önce yazarın Rüyalar ve Uyanışlar Defteri adlı eserinin çizimleriyle hatırladığımız Mehmet Tekin, kitabı anlatının ruhuna uygun bir simgesellikle resmetmiş.

HAYAL GÜCÜNE SELAM
İsminin hakkını vererek bizi Altınçayır Vadisi’nin çocuklarıyla tanıştıran romanın baş kahramanı, büyükannesinden miras bir yetenekle doğayı dinlemeyi bilen Asinaz. Ailelerin kasabaya, şehre göç etmesi yüzünden vadinin nüfusu giderek azalırken, Asinaz da biricik dostu Semagül’den ayrılmak zorunda kalmış. Semagül ve Asinaz; birbirini çok sevmenin ötesinde, birlikte hayal kurmanın mucizesini tatmış iki yoldaş. Zaman ve mekândan özgürleşmenin büyüsünü yaşamış ikilinin arasındaki bağı, Asinaz’ın anlatı içerisinde serpiştirilmiş mektuplarından takip ediyoruz.

Vadinin çocuk grupları Hayalciler, Bilimciler, Kuşçular ve Altıncılar şeklinde kümelenmiş, hayatın anlamını farklı önceliklerle ararken; yetişkinler de Asinaz’ın babasının yıllar önce kaza geçirmesine neden olan altın madeninin yeniden açılması ihtimali karşısında farklı gruplaşmalara gidiyor. Çıkarını düşünenlerin karşısına ise Asinaz’ın iki dünya arasında gidip geldiği rivayet edilen ve o yüzden cadımsı bilgeliğinden çekinilen Sultanay Dudu ve çocuklar dikiliyor en başta. Açgözlülük karşısında yeni bir sınava daha hazırlanılırken büyükanne, Asinaz’a söz verdiği zaman yolculuğunu yaşatıyor.

Zaman yolculuğu dediysek, öyle makineli bir bilimkurgu beklentisi oluşması sakın. Gökkarga kuşunun belirmesiyle başlıyor, Asinaz’ın, büyükannesinin çocukluğuna gittiği o yolculuk. Latife Tekin, çok daha dip bir dalgadan hareketle çember zaman kurgusu içerisinde geçmiş ve geleceği, nasıl yaşandığına göre sil baştan şekillenen bir şimdi içerisine yerleştirmiş. O yüzden vadideki eski zamanların zulüm, kölelik, direniş ve aşk hikâyelerinin kahramanları, şimdinin adaşlarında yaşamaya devam ediyor. Asinaz’ın, babası Hadimer’in ve annesi Endam’ın ismi; büyükannenin anlattığı masaldaki gaddar altın tüccarı Nabitcar’a başkaldıran hazine bekçisi Hadimer’e, gönlünü kaptırdığı Nabitcar’ın büyük kızı Endam’a ve ablasından ayrı düşen Asinaz’a göz kırpıyor.

Yazar aşkı da anlatıyor olanca sadeliğiyle: “Şömine sönmek üzereydi, annesi ateşi canlandırmak için çalı çırpı getirdi. Hep yaptığı gibi üşüyen ellerini kocasının yüzüne koyup ısıtmaya çalıştı, babası annesinin ellerinin üstüne ellerini koyup ona doğru uzandı” deyiveriyor. Asinaz’ın kalbine giren tamircinin oğlu Alimert, kızın hayalinde eski bir masaldaki bahçıvan Alyamolis adını alınca, aşkın da masallar gibi döngüsünü tamamlayacağını anlıyoruz. Kişi sevdiğini ismiyle doğurur ne de olsa.

İnsan hayatının bu sürekliliği, anlatıya arka fon olmayı elinin tersiyle itip baş role çıkan doğa ile de uyum içerisinde. Doğaya göre yaşayan insan, yerini bilen bir varlık. Latife Tekin; büyük savurgan ve küçük savurgan rüzgârları, vadiyi kaplayan sisi, mor damla eriğini, cancan elmasını, kaldık armudunu, şifalı narinecekliyi, mazı meşesi kozalağını, Asinaz ve Semagül’ün uğurlu kokusu mandalinayı, karatavuğu, keçileri, eşekleri, yeri göğü, taşı konuşturmuş. O yüzden bu kitap sadece okumalık değil, seyretmelik, koklamalık, duymalık ve dokunmalık bir özelliğe sahip.

HAKİKAT NEREYE DÜŞER?
1983’te yayımlanan ilk kitabı Sevgili Arsız Ölüm’den başlayarak Berci Kristin Çöp Masalları (1984), Gece Dersleri (1986), Buzdan Kılıçlar (1989), Aşk İşaretleri (1995), Ormanda Ölüm Yokmuş (2001), Unutma Bahçesi (2004), Muinar (2006), Rüyalar ve Uyanışlar Defteri (2009), Manves City ve Sürüklenme romanlarıyla (2018) benzersiz bir edebiyat dili eşliğinde en hakiki hayatları büyüden taviz vermeden anlatan, kitapları pek çok dile çevrilen Latife Tekin; genç okurlarına da aynı gönül zenginliğiyle yaklaşmış. Geçmiş ve gelecek tartışmalarında bilim ile gizemi yarıştıran anlatı, masal ve gerçek arasındaki ufuk çizgisinde hakikatin peşine düşüyor.

Altınçayır Vadisi’nde hayat, efsaneleri dışlamıyor. Yazar bu kitabında da söylencelerin günlük hayat konuşmalarında yankılandığı incelikli ve usta işi bir anlatı oluşturmuş. Okurundan katkı bekleyen, boşluklara talip olmasını isteyen bir anlatı. Dolayısıyla Latife Tekin’i bu kitap eşliğinde genç okurlarla buluşturmak önemli bir karar. Yine bu kitap eşliğinde kendi geçmişinize, ilk gençlik büyünüze dönmek de öyle. Hadi bir cesaret, dalın içine bu dünyanın! Yanıt ararken soruların içinde kaybolmaya hazırsanız, hiç şüpheniz olmasın, sonunda güzelleşerek çıkacaksınız bu yolculuktan…

Altınçayır Vadisi’nin Çocukları
Latife Tekin
Resimleyen: Mehmet Tekin
Can Çocuk Yayınları, 96 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More