İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Yaşamayı öğreten bir kedi

Renkler ve sesler üzerine kurulu anlatı, duyularla algılanan dünyanın benzersizliğini, hiç sorgulamadan, heyecanlanmadan izlediğimiz hayatın en güzel ayrıntılarını sunuyor.

Yazan: Özlem Toprak

Yalnızlık insanlığın öteden beri var olan ve modern zamanlarda giderek artan sıkıntısı. En yoğun tempoda yaşayanların bile, için için bildiği bir ruh hâli. Yalnızlık, rutinlerle perçinlenirken o, sıradan gün akışını sarsan herhangi bir değişiklikten hoşlanmaz. Çünkü değişiklik şaşkınlık, şaşkınlık coşku, coşku da hayat demektir. Tıpkı Nisan Hanım’ın da gördüğü gibi…
Zeynep Alpaslan’ın Redhouse Kidz Yayınlarından çıkan Tokyo romanı, rutin ve yalnız hayatı birden ortaya çıkıveren bir kediyle köklerinden sarsılan Nisan Hanım’ın hikâyesini anlatıyor. Nisan Hanım, sevgili eşi Rasim Bey’i kaybettiği son üç yıldan bu yana kendini insanlardan ve hayattan soyutlamış bir hâlde; yalnızlığı, hüznü, en çok da kendi etrafına ördüğü kalın duvarlar arasında adeta evine hapsolmuş bir şekilde yaşamaktadır. Kaç yaşında olduğunu kendi bile unutmuştur, çünkü sürekli yetmiş yaşına girdiği zannıyla yıllarını geçirmektedir. Doğum günü rutini ise üzerindeki mumları kendi kendine sönene kadar öylece baktığı ve tek lokmasına dokunmadan çöpe attığı pastası ve kendine ısmarlayıp bir kez bile giymediği pahalı bir ayakkabıyı çeyiz sandığına kapatmaktan ibarettir. Evin sessizliği “uğğ uğğ” diye işitilirken, Nisan Hanım da “çın çın” örgü örer. Ancak günlerden bir gün, pahalı Japon sandaleti kutusunun içinde, sandaletin desenlerini sırtında taşıyan siyah-beyaz renklerde şirin mi şirin bir kedi belirince Nisan Hanım’ın o incecik yalnızlık dengesi alt üst olur. Artık bildiği her şeyi yeniden öğrenecektir.

Gerçek üstü bir kedinin hatırlattıkları
Çocuk kitapları ve çevirileriyle tanıdığımız Zeynep Alpaslan, bu yeni romanında kendi isteğine karşın sevmeyi ve bağ kurmayı hatırlamak zorunda kalan yaşlı bir kadına odaklanıyor. O çok kıymetli eşyaları birbirine katan minik Tokyo, Nisan Hanım’ı gülümsetmeyi ve karşı komşunun genç kızı Eylül’le arkadaş kılmayı başarıyor.
Zeynep Alpaslan, insanın içini ısıtan bu öyküyü gerçeküstü unsurlarla bezemiş. Sandaletten dönüşen kedi Tokyo, okura kendi sesiyle konuşuyor. Küçük kedisi Pogo’ya ithaf ettiği romanında Alpaslan, kedilerin özerk dünyasını gözlem ve deneyimlerine dayanarak aktarmış. Tokyo’nun farklı fontlarla belirlenmiş iç diyalogları bize kedi gözünden görünen dünyayı gülümseyerek izleme fırsatı sunuyor. Göründüğü ilk anda kalpleri fetheden Tokyo, Nisan Hanım’ın sevgi gösterilerine ve keşfedeceği ilginç dünyaya şöyle sesleniyor: “Sıkıştırma insan! Bırak beni! Sırnaşma! Sana emrediyorum, hemen yere bırak beni! Viyaaaak! Ay, o da ne? Hareket eden bir şey. Parlak! Hemen gidip bakmalıyım!”

Büyümek ve yaşlanmak
Zeynep Alpaslan, bir yetişkini bir çocukla arkadaş kılan ve kalpleri sıra dışı kedi yavrusu Tokyo’ya açtıran romanında, içeriğin özgünlüğü kadar dil ustalığına da büyük özen göstermiş. Yazar, romanını edebiyat dili açısından kalıp yinelemeleri ve ses betimlemeleri eşliğinde örmüş. Renkler ve sesler üzerine kurulu anlatı, duyularla algılanan dünyanın benzersizliğini, hiç sorgulamadan, heyecanlanmadan izlediğimiz hayatın en güzel ayrıntılarını sunuyor. Nisan Hanım’ın başına gelen bütün bu değişik olayların aslında yine onun içinde kıpraşıveren hayat iradesine dayanması da umut veren bir bakış açısı. O güne kadar sadece anıları çağrıştıran ayakkabılar ısmarlayan Nisan Hanım’ın sandaletler eşliğindeki ilk dönüşüm anını şöyle aktarmış yazar: “Dallarında pembe kiraz çiçekleri açmış bir ağacın altında duruyordu. Kimonosunda çiçekler, kelebekler dans ediyordu. Kiraz çiçeklerinin pembe yaprakları üzerine yağmur gibi yağıyordu. Bir anı değildi bu. Geçmişe ait değildi. Bir hayaldi ve sadece Nisan Hanım’a aitti.”

Çeviriyle beslenen yoğun bir üretim
1983 İstanbul doğumlu üretken yazar Zeynep Alpaslan, İstanbul Erkek Lisesi’nin ardından İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema ve Televizyon bölümünden mezun oldu. Çeşitli dergilerde ve kitap eklerinde kısa öyküleri, kitap eleştirileri ve sanat yazıları yayınlandı. Çınar Yayınları, Final Kültür Sanat, Mavibulut gibi farklı yayınevlerinden Timsahlar Dans Etmez, Vanilya Kışı, Bay Gri’nin İzinde, Can ve Çamur’un Orman Macerası çocuk kitapları çıkarken İnsancıl Yayınlarından Mevsimsiz Fırtına, Göz Deliği, Un Çuvalı başlıklı şiir kitapları ve Everest Yayınlarından da Pagoda başlıklı romanıyla okurunun karşısına çıktı. Bir tutku olarak yaptığı çevirmenlik sayesinde Almanca ve İngilizce’den Wendy Mass, Chris Priestley, Cornelia Funke, Sabine Zett de dâhil olmak üzere pek çok yazarın sevilen çocuk kitaplarını

Türkçeye kazandırdı.
Çocuklar için yaptığı bu yoğun çeviri uğraşı eşliğinde sade, eğlenceli ve çok sesli bir edebiyat dili kuran Zeynep Alpaslan’ın Tokyo romanı İranlı sanatçı Vaghar Aghaei’nin suluboya resimleri ile daha da sıcak olmuş. Agheaei’nin seçtiği sahneler, kullandığı renkler Nisan Hanım’ın kırılgan yapısına ve anlatıya çok da güzel uymuş.
Tokyo, çok şey düşündüren bir kitap. Benim aklımda en çok kalansa: Cesaret edilmeyen hayattan daha korkutucu bir şey yok. Çünkü hayat bütün anlamını ancak doyasıya yaşandığında, bir şeylere ne pahasına olursa olsun cesaret edildiğinde kazanıyor. Nisan Hanım’ın tebessümü bize en çok bu önemli gerçeği hatırlatıyor sanki.

 

 

 

Tokyo
Zeynep Alpaslan
Resimleyen: Vaghar Aghaei
Redhouse Kidz, 139 sayfa
Show More