İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Tuhafgiller arasında sıradan bir kahraman

Kitabın sonuna geldiğimizde asıl öykünün, belki de roman bittikten sonra aklımızda kalacak öykünün, Grubb ve Bay Grim arasındaki ilişkide çözüldüğünü görüyoruz.

Yazan: Yankı Enki

Gregory Funaro, hem yetişkinler hem de çocuklar için romanlar kaleme alan bir yazar. Alistair Grim’in Tuhaflıklar Müzesi adlı fantastik romanında da 10 yaş ve üzerindeki macera sever okurlarına sesleniyor. Bu kitap aslında bir serinin ilk kitabı olma özelliğini taşıyor ve devam kitabının Türkçesi ile de büyük ihtimalle yakın bir zamanda karşılaşacağız.

Gizemli bir öyküye sahne olan romanda, kendi yaşını bilmeyen ama aşağı yukarı 12 yaşında olduğunu tahmin eden kahramanımız Grubb’ın doğaüstü serüvenlerine tanık oluyoruz. Bildiğimiz dünya ile var olup olmadığını bilmediğimiz fantastik diyarlar arasında kaldığı gibi, iyilik ve kötülük arasındaki bir kapışmanın da ortasında kalan Grubb, aslında sıradan bir karakter. Gerçek ailesini hatırlamayan, küçüklüğünde Bay Smears adlı bir baca temizlikçisinin yanında yaşayan Grubb, mesleğini Bay Smears’tan öğreniyor. Günün birinde kendini Bay Grim adlı garip bir adamın “Tuhaflıklar Müzesi” dediği bir yerde buluyor. Bu fantastik mekândaki cisimlere de “Tuhafgil” adının verildiğini öğreniyor. Tabii bu cisimlerin bazılarının “canlı” olduğunu da eklemek gerek, örneğin öykünün önemli rollerinden birini üstlenen, konuşan cep saati Bay McClintock gibi…

Romanın ilk çeyreğinde Grubb’ın geçmişini öğrenip, Tuhaflıklar Müzesinin nasıl bir yer olduğunu çözme çabasının öyküsünü dinliyoruz. Bu bölümlerde yazar Funaro’nun kurgusundaki akıcılık göze çarpıyor. Bizi fantastik bir dünyanın içine sokacağının işaretlerini görmeye başlamamızdan hemen sonra macera hız kazanıyor ve birbiri ardına karşımıza çıkan yeni ve tuhaf karakterlerle birlikte, Grubb’ın yeni dünyasındaki yeni dostları ve tabii ki yeni düşmanları da görmeye başlıyoruz.

Grubb bu romanın başkahramanı ama esere ismini veren Bay Grim’in de özellikle kitabın sonunda öğrendiğimiz dokunaklı öyküsüyle en az Grubb kadar başrole soyunduğunu görüyoruz. Tuhaflıklar Müzesinin mucidi Bay Grim’in bir nevi büyücü olduğunu söyleyebiliriz ama o aynı zamanda define avcısı ve antika koleksiyoncusu olarak da tanınıyor. Elbette romanın kötü karakteri Prens Karagölge’nin de Grubb ve Bay Grim kadar etkileyici bir payı var öyküde. Bölümler ilerledikçe her türden fantastik varlıkla tanışıyoruz; troller, ejderler, periler, Japon efsanelerinden fırlamış savaşçılar, “Felaket Köpekleri” denilen tazılar, mekanik eşekarıları, dev kuşlar, diriltilmiş askerler, uçan atlar, goblinler ve bir de Güve Adam… İşte bu varlıklar “tuhafgil” adı verilen sınıfa giriyor ve bazıları Bay Grim’in Tuhaflıklar Müzesinde, bazıları da Bay Grim’in baş düşmanı Prens Karagölge’nin şatosunda karşımıza çıkıyor. Görüldüğü gibi bu romanda, birçok fantastik eserde olduğu gibi çok fazla karakter var ve yazar Funaro da bunun üstesinden gelmek için tüm karakterlerin yer aldığı, özelliklerinin not edildiği ayrı bir liste bölümü eklemiş kitabın arkasına. Yine de bu tuhaf kalabalığın Grubb’ın serüvenini renklendirmekten öteye gitmediğini belirtebiliriz. Kitabın sonuna geldiğimizde asıl öykünün, belki de roman bittikten sonra aklımızda kalacak öykünün, Grubb ve Bay Grim arasındaki ilişkide çözüldüğünü görüyoruz. Tuhafgiller, fantastik edebiyatın zenginliğine bir örnek olarak görülebilir elbette, ama Funaro’nun arka planda bir nevi aile öyküsü anlattığı bu roman için fantastik edebiyatın olanaklarını kullanması, romanın değeri açısından daha önemli bir unsur. Bu yüzden “tuhafgil” adı verilen varlıklar teferruat olarak kalırken Grubb ve Bay Grim’in ilişkisi asıl mesele olarak yüzeye çıkıyor.

Grubb, annesi ve babasını tanımayan, gerçek dünyaya nerede, nasıl ve ne zaman geldiğini bilmeyen bir kahraman olsa da diğer dünyaların kapıları aralandıkça o da kendi kimliğini çözmeye başlıyor. Özellikle final bölümünde fantastik dünyaların ona öğrettikleri, gerçek dünyanın öğrettiklerinden daha değerli hale geliyor. Bir yandan Grubb’ın kendi geçmişini çözmesi söz konusuyken, diğer yandan Bay Grim’in gizemli geçmişini ve buna bağlı olarak Bay Grim’in Tuhaflıklar Müzesinin kuruluşundaki trajik sırrı da öğreniyoruz. Anlıyoruz ki yaşam ve ölümün, çaresizliğin ve umudun birbirinin içine geçmesiyle, özellikle de sevgi dediğimiz o gerçek ama fantastik kavramla da ilgili bu öykü. Ne de olsa, tam da romanda dile getirildiği gibi, “Sevgi en güçlü tuhafgil, öyle değil mi?

Alistair Grim’in Tuhaflıklar Müzesi Gregory Funaro Resimleyen: Vivienne To Türkçeleştiren: Ege Sağın Doğan Egmont, 352 sayfa
Alistair Grim’in Tuhaflıklar Müzesi Gregory Funaro
Resimleyen: Vivienne To
Türkçeleştiren: Ege Sağın
Doğan Egmont, 352 sayfa

 

Show More