İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Ölmez Ağaçlarının Öldürüldüğü Gün

Tanrıların, efsanelerin ağacıdır zeytin ağacı, asırlarca kök salar toprağa… Bir adının da ölmez ağacı olması boşuna değildir. Ama gün gelir, rant uğruna zeytin ağaçları da kesilir, ölmez ağaçlar ölür. Böyle üzücü bir olayı beş anlatıcının ağzından aktaran Nice Nine’nin Zeytini, kesilen tüm ağaçlara yakılmış bir ağıt esasında…

Yazan: Emel Altay

Nice Nine’nin Zeytini, “Kahramanlar hayal ürünü olsa da anlatılanlar ne yazık ki yaşanmış ve yaşanmaya devam edecektir” mealindeki bir notla başlıyor. Kitapta biraz ilerleyince hikâye edilen üzücü vakaya benzer birçok vaka, zihninize üşüşüyor. Kitabın özellikle işaret ettiği bir gerçek olay da var. Manisa Soma’da Yırca Mahallesinde, 6 bin zeytin ağacının termik santral yapımına arazi açmak uğruna kesilmesi, üzerinden geçen altı yıla rağmen hâlâ hafızalarda. Köyün yaşlılarının nöbetleri, bedenlerini iş makinelerine siper etmeleri, gözyaşları, ağıtları, kitabı okurken de gözünüzün önünden gitmiyor. Gerçekle olan bu bağ, öykünün gücünü artırıyor.

Kitap, aynı olayın beş farklı gözden aktarıldığı bir kurguya sahip. Bu gözlerden ilki, anlatılan olayın kurbanı olan zeytin ağacı. Bölgesinin
en yaşlı ağaçlarından biri, sabaha karşı yaşanan kıyımı, şaşkınlığını ve hayal kırıklığını saklamadan aktarıyor. Ağaç, “Bu sabah öldüm ben,” diye başlıyor söze. Bu, aynı zamanda kitabın açılış cümlesi. Sonra tarih boyunca zeytin ağaçlarının bir adının da ölmez ağacı olduğunu, zeytini insanlara bir tanrıçanın armağan ettiğini anlatıyor. Gel gör ki yüzlerce yıldır yaşadığı bu ovada, sabaha karşı kesiliyor, dalları, yaprakları ve meyvesi yerlere saçılıyor, ölmez ağacı ölümü bekliyor.

SÖZDE VİCDAN MUHASEBESİ: “BEN YAPMASAM BAŞKASI YAPACAKTI”
Zeytin ağacının ardından kepçe operatörü alıyor sözü. Onun anlattıklarında pişmanlık ve utanç saklı. Ancak kepçe operatörüyle duygudaşlık kurmamızı önleyen önemli bir ayrıntı var; bu da operatörün birkaç kez işi bırakma noktasına gelse de “ben olmasam da sökecekler ağaçları nasılsa,” diyerek operasyona dâhil olması. Aynı teslimiyetçi tavrı bir sonraki anlatıcı olan Mühendis Bey’de de görüyoruz.

Termik santral şirketinde çalışan mühendis de easasında kepçe operatörü gibi zeytin ağaçlarının değerini bilen, kesilmesine karşı biri. Ancak işini kaybetmeyi göze alamayarak yine kepçe operatörü gibi “Zaten ben yapmasam başkası yapacaktı,” sözleriyle vicdan yükünü hafifletmeye çalışıyor. Aynı zamanda çevre aktivistiolan yazar Şafak Okdemir’in, kepçe operatörü ve mühendisin çaresizlik ardına gizlenmiş bencilliğine
vurgu yapması, ağaçların kesilmesinde bizzat katkısı olan bu iki karakteri asla affetmediğini gösteriyor.

ZEYTİN AĞAÇLARININ KESİLMESİYLE BİRLİKTE HAYAT DA ÇÖLLEŞİYOR
Sahneye çıkan dördüncü anlatıcı, kitaba da ismini veren Nice Nine. Adını yaşının ileri olmasından -kendisi “sonsuz yaş yaşadığım için” diyor- alan Nice Nine, köydeki zeytinlerin birçoğunu kendi ellleriyle dikmiş. Nice Nine için ağaçların kesilmesi, hayattaki saflığa, berekete, iyiliğe işaret eden şeylerin de kaybolması, hayatın her anlamda çölleşmesi demek. Bu nedenledir ki, Nice Nine sözlerini “Bundan böyle torunlarıma ne masalı anlatırım ben?” diye dert yanarak bitiriyor.

“HİÇ AĞAÇ KESİLİR Mİ?”
Sözü alan son kişi, Nice Nine’nin torunu Asena. Anne babası, zeytini insanlara armağan ettiğine inanılan Athena’nın adına benzesin diye seçmişler Asena adını. Küçük kız da adına ve ninesine yaraşır şekilde tam bir zeytin ağacı tutkunu. En büyük hayali ise doğum gününde dünyanın en yaşlı zeytin ağacına sarılmak. Bunu gerçekleştirmek için ailesiyle Girit’e gitmeden önce ninesine uğruyor. Ninesi ve diğer köylülerin endişeli bekleyişlerine üzülse de henüz zeytin ağaçlarının başına gelecek kötü sonu düşünecek kadar insanlardan umudu kesmiş değil. “Hiç ağaç kesilir mi?” diye soruyor ninesine. Ne yazık ki o ailesiyle birlikte Girit’e varmış, Nice Nine’nin çocukken kovuğunda uyuduğu ağaca sarılmışken kötü haberi alıyor. Ninesinin, ağacına ulaştığında bağlaması için verdiği yemenisini dallardan birine bağlarken dileğini söylüyor: “Bir daha olmasın, ağaçlar öldürülmesin…”

Nice Nine’nin Zeytini
Şafak Okdemir
Çınar Yayınları, 72 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More