İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Bakarsın bu yaz bir şeyler farklı olur…

Hikâye; başkahramanımız Gabby, ablası Morgan ve erkek kardeşi Simon’ın, anne babalarıyla birlikte her yaz gittikleri göl kenarındaki eve yolculuklarıyla başlıyor.

İyi Kitap’ın Haziran 2023 tarihli son sayısına yazmak, benim için aslında “ilk deneyim” niteliğinde. İlk kez bir yayının kapanışına salt okur gözüyle değil, yazarlardan biri olarak ve ekibin bir parçası gibi hissederek eşlik ediyorum. İçimde kapılmamaya çalıştığım bir hüzün var. Veda hissi gibi değil, çünkü hayatımızın her zaman yepyeni başlangıçlarla dolu olduğunu biliyorum. Birlikte üretme isteğimizin yeni seçeneklere, yeni beraberliklere evrileceğine de adım gibi eminim. İyi Kitap’ın hem bir okur olarak hem de meslekî açıdan bana getirdiği ölçütlere, üzerine düşünmemi sağladığı meselelere, dikkat çektiği örneklere müteşekkirim. Bugün kitaplar ve editörlük üzerine kurabildiğim cümlelerde, eleştirinin yapıcı olmasına verdiğim önemde, bu yazılara kafa yoruşlarımın ve Safter Korkmaz’ın bana duyduğu güvenin etkisi çok büyük. Davete ve birlikteliğe çok teşekkür ederim.

Son yazımın keyifle okuduğum bir çizgi roman üzerine olması, avunduğum noktalardan biri. Benim için üzerine neredeyse manifesto yazılabilecek önemde bir konu olan “çizgi roman okurluğu” hakkında birkaç cümle kuracak olmak, İyi Kitap deneyiminde benim için bir şeylerin daha görece tamamlanarak nihayete ereceğini müjdeliyor. Zira çocuk edebiyatında belki en çok ihtiyaç duyulacak, çocuğu metne bağlayacak, kurgusal klişeleri sıkıcı olmaktan çıkaracak ve hatta belki bazı kurgu hatalarına bile göz yumduracak en etkili unsurlardan biri hikâyede kurulacak olan atmosfer. Çizgi romanlar da yazarların kendilerini atmosfer kurma konusunda geliştirmelerine olanak sağlayan en sıkı malzemelerden biri. Evet, çocukluğumuzda edebiyat yerine bile konmayan, bilimkurgu ve fantastikle “doğru düzgün kitap” kategorisine alınmayan ve kimi ebeveynin, çocuğu sadece bunu okuyor diye ahlanıp vahlandığı çizgi roman türü, belli bir niteliği ve yetkinliği barındırdığı ölçüde, kurgu, atmosfer, karakter yaratımı, sahne kurabilme konusunda okurun da yazarın da elinden cömertlikle tutar. Zira elinizde tamamlanmış bir storyboard vardır ve ifadelerden mekânlara pek çok görsel unsur, metin ve desen işbirliğiyle kurulmuştur. Yazıda tasarlamakta zorlandığımız bazı sahneleri bir çizgi roman karesi gibi hayal etmek, olay örgüsüne bağlamı ve diğer katmanları katmakta tamamlayıcı rol oynayabilir. O yüzdendir ki çocukların çizgi roman okuması, sanılanın aksine kurguyu kavramak, olay örgüsünü sahnelerle örtüştürmek, kısıtlı sayıda sahneyle okura bir “bütünü” hissettirmek, bu sahneleri ve anlatım birimlerini seçmek, dizmek, birleştirmek konusunda gayet geliştiricidir. Kişisel deneyimimden yola çıkarsam, bugünkü okurluğumu ve mesleğimi en çok çizgi romanlara borçluyum.

ABD’li sanatçı Breena Bard’ın yazıp resimlediği, Desen Yayınları tarafından Gözde Koca’nın Türkçesiyle yayımlanan Göldeki Evin Gizemi (Trespassers) de okuru hemen atmosferiyle sarıp sarmalıyor. Hikâye, başkahramanımız Gabby, ablası Morgan ve erkek kardeşi Simon’ın, anne babalarıyla birlikte her yaz gittikleri göl kenarındaki eve yolculuklarıyla başlıyor. Gabby polisiye roman tutkunu. Oyundan, doğadan, günlük devinimden çok kurguların dünyasından keyif alıyor. Ancak bu yaz, Gabby biraz daha sosyalleşecek çünkü yandaki eve taşınan yeni ailenin çocuklarıyla zaman geçirmek durumunda. Yaşıtı sayılabilecek Paige’le arkadaşlığı, Gabby’yi kendi romanını yazmaya itiyor. Bunun için de ellerinde sağlam bir konu başlangıcı var: Göl kıyısındaki terk edilmiş, göz alıcı bir villa. O villadan sessizce taşınan insanlar ve yaşadıkları üzerine bir hikâyeye başlayan ikili, villada buldukları bir fotoğrafın ardından, yazdıkları kurgunun gerçek olma ihtimaliyle kendilerini gizlice yürüttükleri bir araştırmanın içinde buluyorlar. Böylece hikâye iki katmanlı bir kurguya dönüşüyor: Gabby ve Paige’in başına gelecekler ve o villada, geçmişte yaşananlar.

Kulağa ilk anda alışılageldik, kimisi için de klişe tınlayabilecek bu hikâye, Breena Bard’ın anlatımı, resimleri ve atmosfer kurmadaki başarısı sayesinde hem tek solukta, keyifle okunuyor hem de okurda özgün bir tat bırakıyor. Benzer olay örgüleriyle inşa edilen polisiye kurguların kendine özgü, bir şekilde birini diğerinden mutlaka farklı kılan lezzetini, 2022 yılında Oregon Book Award’a değer görülen Göldeki Evin Gizemi’nde (Trespassers) de buluyoruz. Bard şimdi yeni kitabı Wildfire üzerine çalışıyor. “Bir gün keşke ziyaret etsem,” dediğim, özellikle Ursula K. Le Guin hayattayken gitmenin hayalini nahifçe kurduğum Portland’da yaşayan Bard’ın yeni kitabının da bir gün Türkçede yayımlandığını, o kitap üzerine de bir yazı kaleme aldığımı, yazdığım mecranın da yine İyi Kitap olduğunu hayal etmekten bir anlığına da olsa alamıyorum kendimi. Hemen sonra da bu burukluğu önümüzde uzanan yazın, kırılmasına izin vermeyeceğimiz umudumuzun ve birlikte üretmeye devam etme kararlılığımızın bilinciyle dağıtıyor; okurlara, yazanlara, yayıma hazırlayanlara, birlikte geçirdiğimiz her an için teşekkürlerimi gönderiyorum.

Göldeki Evin Gizemi

Breena Bard

Türkçeleştiren: Gözde Koca

Editör: Ayşegül Utku Günaydın

Desen Yayınları, 256 sayfa

Show More