İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Kimsesiz Çocuk

“Ben sokakta bulunmuş bir çocuğum. Fakat sekiz yaşıma gelinceye kadar bütün diğer çocuklar gibi ben de bir anam var zannederdim.”

Yazan: Doğan Gündüz

Hector Malot’nun 1878 yılında yayımlanan Sans Famille (Ailesiz) adlı kitabı bu cümlelerle başlar. Malot’nun yazdıkları içinde en ünlüsü olacak bu eser kısa sürede sayısız baskı yapar ve birçok dile çevrilir.
Malot, eserini kızı Lucie’ye ithaf ederken “Bu kitabı yazarken hep seni düşündüm, yavrum, senin ismin hep dudaklarımdaydı. Lucie bunu hissedebilecek mi? Lucie bununla ilgilenecek mi? Senin adını sık sık andım,” der. Kızının bir gün bu kitabı okuduğunun hayali, yazar için en büyük memnuniyettir. Belki de bu hayalden bir an olsun uzaklaşmadığından olsa gerek, kitabı dünyanın hemen her yerindeki çocukların ilgisini çeker.
Romanın yazıldığı 19. yüzyılda Paris, Londra gibi büyük şehirlerde çocuk sokak çalgıcıları yaygındır. Çocuklarına bakamayacak denli yoksul aileler yaptıkları bir iş sözleşmesiyle onları sokak gösterileri yapan gezgin patronlara kiralarlar. Bu patronların ayrıca dans eden, akrobatlık gibi çeşitli numaralar yapan eğitilmiş köpek, maymun ya da ayı gibi hayvanları vardır. Patronlar hizmetlerine giren çocuklara keman, arp gibi müzik aletlerini çalmayı öğretir. Sonra onlara sokaklarda müzik çaldırarak gösteriler yaptırırlar. Bu gösterilerde marifetlerini sergileyen eğitilmiş hayvanlar da önemli bir role sahiptir.
Malot’un başyapıtının kahramanı Remi’nin başından geçenler de döneminin bu gerçeğine uygun bir kurgu içinde Remi’nin ağzından aktarılır.
Remi, annesi sandığı yoksul sütannesiyle bir köyde yaşamaktadır. Bu kadının Paris’te çalışan taş ustası kocası bir iş kazasında sakatlanıp köyüne dönünce, Remi sokakta bulunduğu gerçeğini öğrenir. Adam artık çalışamayacağından, evden bir boğaz eksiltmek, Remi’yi kovmak ister. O günlerde köpekleri ve maymunuyla köye yolu düşen yaşlı Vitalis, işsiz taş ustasına para ödeyerek Remi’yi yanına alır. Onu bir maymun ve üç köpekten -ki bunların içinde Kapi adlı olanı Remi’nin can yoldaşı olacaktır- oluşan gösteri grubuna katar. İyi yürekli Vitalis, Remi’ye okumayı ve arp çalmayı öğretir. Grup para kazanmak için köy köy, kasaba kasaba, şehir şehir dolaşmaya başlar.
Remi gerçekte zengin bir ailenin oğludur ve henüz bebekken amcasının kiraladığı bir hırsız tarafından kaçırılıp sokağa bırakılmıştır. Annesi sağdır ve hasta bir kardeşi vardır. Amcası, yeğenlerini ortadan kaldırarak ailenin bütün mirasını ele geçirmek istemektedir.
Remi bütün bunlardan habersiz Vitalis ile birçok macera yaşar. Ondan çok şey öğrenir. Ne yazık ki sokakta kaldıkları bir kış gecesi Vitalis donarak ölür. Kendisi de donmak üzereyken bir bahçıvan ailesi tarafından kurtarılır. Kendini uzun süre yanlarında kaldığı bu ailenin parçası olarak hisseder. Ailenin küçük kızı sevimli, güzel Liz’e derin bir sevgi duyar. Ancak bir dolu fırtınası sonucu sera ve ürünler tarumar olunca bahçıvan borçlarını ödeyemez ve hapse düşer. Çocuklar da ailenin farklı yerlerde yaşayan akrabalarınca paylaşılır. Remi, köpeği Kapi ile açıkta kalır. Çaresiz eski mesleğine, sokak çalgıcılığına döner.
Sokakta yaşayan kendi yaşlarındaki kimsesiz Mattia ile yolları kesişir. Birlikte dolaşmaya, gösteri yapmaya başlarlar. Remi bir ara diğer çocuk işçiler gibi bir kömür madeninde çalışır. Hatta bir gün madende çalışırken madeni su basar ve yedi işçiyle birlikte içeride tam iki hafta mahsur kalır. Hayat ve ölüm arasında gidip gelir.
Remi evden ayrıldığı günden beri sevgili sütannesini hiç unutmaz. Bir yolunu bulup onu ziyaret eder. Bir avukatlık ofisinden sütannesine kayıp bir çocukla ilgili evrak gelmiştir. Ailesini bulmak umuduyla evrakta yazan avukatlık ofisiyle görüşmek için Londra’ya gider. Yanında yoldaşı Mattia ve köpeği Kapi de vardır. Londra’da gerçek ailesi olduğunu sandığı ailenin aslında amcasının kiraladığı, onu bebekken kaçıran hırsızlar olduğunu öğrenir.
Roman, Remi’nin seyahati boyunca karşılaştığı, dayanıştığı kişilerin bir dost meclisinde toplanmasıyla sonuçlanır. Bu toplantıda Remi, gerçek annesine ve kardeşine kavuşur. Sonrasında ilk gördüğü andan beri çok sevdiği Liz ile evlenir ve bir oğlu olur. Böylece kitabın adında da vurgulanan “ailesizlik” olgusu Remi’nin kendisine ait bir aile kurmasıyla mutlu sonlanır.
Malot’nun “Fransa Akademisi tarafından mazhar-ı takdir ve tahsin olmuş” bu meşhur kitabını, Osmanlı okuyucular da sıcağı sıcağına bağrına basmakta gecikmez. 1892 yılında, İstanbul’da M. Tevfik’in çevirisiyle Bikes Yahud Familyadan Mahrumiyet adıyla “Maarif Nezaret-i celilesinin ruhsatıyla tab’ olunur”.
Aynı yıl içinde İstanbul’da, yine aynı adla ama bu kez M. B. Arabacıyan’ın çevirisiyle ve Ermeni harfleriyle Osmanlıca olarak yayımlanır. Kitabın girişindeki “İFADEMİZ” bölümünde yayımcı Garabed Biberyan şöyle der: Bu güzel hikâyenin kıssadan hisse alınacak noktası, bir peder (baba) ile validenin (annenin) ne kadar kıymettar olduklarını beyan ile familyadan ve peder ile valide nasihatlerinden mahrum bir öksüz çocuğun… cihanda yapayalnız kaldığı halde dahi, her türlü mihnet (dert) ve meşakkate (zorluğa) göğüs gererek hüsnü ahlakını sekte dar etmediğini (bozmadığını) ve bu fedakarlığına mükafaten encamı kar (sonunda) naili saadet (mutluluğa kavuşmuş) olduğunu ima etmekten ibaret olmakla bu hikâyenin mütalaasından istifade eyleyeceği der kardır (açıktır).
Kitap Osmanlıca daha birçok baskı yapar. 1931 yılında ise Latin harfleriyle Sinan Reşat’ın çevirisiyle Kimsesiz Çocuk adıyla yayımlanır. Kitabın sonunda yayımcı Muallim Ahmet Halit, “sevgili küçük dostlarına” seslenme ihtiyacı duyar: Bu kitabı ben çocukluğumda okumuştum. Yıllar geçti; onun hatırası zihnimden çıkmadı. Sonra anneleri oğullarıma okudu. Onlar da aynı zevk ile alakadar oldular… Öyle ümit ediyorum ki siz de bunu bitirdiğiniz şu dakikada benim yıllarca evvel duyduğum zevk ve heyecanı duymuşsunuzdur.
Ahmet Halit heyecanlanmakta haksız değildir. Malot’nun artık klasikleşmiş bu eseri bugün bile farklı kuşakları, çocuklarında buluşturabilen sayılı romanlardan biridir.
Yazar Huriye Baha Öniz’in 1936 yılında yayımlanan Köprü Altı Çocukları adlı romanında, İstanbul’da kimsesiz ve çaresiz kalmış çocuk kahramanı Mehmet’e kitapçı vitrinlerine baktırtması ve Kimsesiz Çocuk adlı kitap üzerine epey düşündürtmesi boşuna değildir. Bu aynı zamanda kitaplar arasında zamanı ve mekânı aşan bir selam gönderme biçimidir.
İş bu yazı, Köprü Altı Çocukları’nın kahramanı Mehmet’in, tıpkı kendisi gibi çocuk başına ve yapayalnız hayatla yüzleşen Remi’ye, Kimsesiz Çocuk romanının kahramanına gönderdiği selamı iletmek için yazılmıştır.

Sans Famille, Hector Malot, İkinci cilt, Paris, Dördüncü Baskı, 1879, s.420 Bikes Yahud Familyadan Mahrumiyet, Muharriri: Hektor Malo, Mütercimi: Mekteb-i hukuk-ı şahane mezunlarından M. Tevfik, Hakkâk Nişan Berberyan Matbaası,  İstanbul, 1308 (M.1892 ) 1. Cilt 373 sayfa; 2. Cilt 303 sayfa   Bikes Yahud Familyadan Mahrumiyet, Ektor Malo, Mütercimi: M. B. Arabacıyan, G. Biberyan Matbaası  Stanbol, 1892, 304 sayfa Remi Kimsesiz Çocuk, Yazan: Hector Malot, Tercüme eden: Sinan Reşat, Muallim Ahmet Halit Kitaphanesi  İstanbul, 1931, 111 sayfa
Sans Famille, Hector Malot, İkinci cilt, Paris, Dördüncü Baskı, 1879, s.420
Bikes Yahud Familyadan Mahrumiyet, Muharriri: Hektor Malo, Mütercimi: Mekteb-i hukuk-ı şahane mezunlarından M. Tevfik, Hakkâk Nişan Berberyan Matbaası, İstanbul, 1308 (M.1892 ) 1. Cilt 373 sayfa; 2. Cilt 303 sayfa
Bikes Yahud Familyadan Mahrumiyet, Ektor Malo, Mütercimi: M. B. Arabacıyan, G. Biberyan Matbaası
Stanbol, 1892, 304 sayfa
Remi Kimsesiz Çocuk, Yazan: Hector Malot, Tercüme eden: Sinan Reşat, Muallim Ahmet Halit Kitaphanesi
İstanbul, 1931, 111 sayfa
Show More