İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Mirya ya da hayal gücünden vazgeçmeyenlerin dünyası

Ayşe Güren, çocukların hayal gücünü, yaratıcılıktaki sınırsızlığını çarpıcı betimlemelerle anlatırken okuru sık sık güldürüyor. Ancak bundan daha da önemli olanı, güldüğümüz bu şeylerle ilgili bizi düşünmeye ve sorgulamaya teşvik etmesi.

Yazan: Karin Karakaşlı

Çocukken en büyük özgürlüğümüz hayal kurmaktır. Ben de hâlâ küçücük bir oturma odasından kanatlanıp uçtuğum yerleri, battaniye altında kurduğum çadırları, hayali arkadaşlarımla sohbetlerimi dün gibi hatırlarım. Derken ilkokulda dersler, ödevler çoğalır ve birden mantıklı ve sorumlu davranmamız beklenir. Bunun bir diğer anlamı da hayal kurmaktan vazgeçmektir. Neyse ki, bu hazineyi ömrü boyunca koruyanlarımız olur. İşte ne pahasına olursa olsun hayallerinden ödün vermeyen beş arkadaşın maceralarını anlatan Miryalı Sarp Sakin’e Göre Dünya bizi o eski, güzel günlere ve hayatta asıl önemli şeylere doğru ışınlıyor.

Tutkunları bilir, Ayşe Güren’in “Miryalı Sarp Sakin’e Göre Dünya” serisi 2016’da Gökten Yağan İkizler Aşkına ile başlamış, 2017’de Dinozor Kuşları ile devam etmişti. Can Çocuk Yayınları, şimdi bu iki macerayı, yazarın kaleme aldığı İnsan Kurtçukları başlıklı üçüncü ciltle birleştirerek Miryalı Sarp Sakin’e Göre Dünya başlığıyla tek kitapta toplamış. Sedat Girgin’in en az hikâyenin kendisi kadar yaratıcı, tüm sayfaya yayılan renkli, ayrıntılı çizimleriyle bezenen kitap, tam anlamıyla bir yolculuk vadediyor.

BAŞKA BİR HAYAT MÜMKÜN!

Hatırlanacağı üzere, Miryalılar, kendilerinin bu dünyadan değil Dünya ile Mars arasındaki küçük Mirya gezegeninden geldiğine inanan beş kafadardan Sarp, Ege, Sarkis, Suzi ve Dicle’den oluşuyor. Ayşe Güren her bir cildi birkaç minik öykü şeklinde kurgulayarak, genç okurlara heyecanla ve kolayla takip edebilecekleri bir yol haritası oluşturmuş. Hikâyenin baş kahramanı ve anlatıcısı olan Sarp Sakin, Miryalı olma hikâyesinin başlangıcını matematik öğretmeni babası Oktay’ın başından geçen sıra dışı bir olaya dayandırmış: “Önce gökyüzü iyice aydınlanmış, sonra da bir vınlama sesi duymuş. Sonra, gökyüzünden kül yağmaya başlamış… Uçak izlerine benzeyen izler varmış gökyüzünde. Babam, başına yağan küllerin, irice bir göktaşının külleri olduğunu hemen anlamış… Biz şöyle düşünüyorduk: Bu göktaşı, önce bizim gezegenimiz küçük Mirya’ya çarpmıştı… Güzel Mirya toprağı, göktaşını sarıp sarmalamış, taşın her yanında tuhaf hareketlenmelere neden olmuştu…Sonra da Dünya’nın atmosferine büyük bir hızla girmiş, patlamış, yanarak İstanbul’a küllerini savurmuştu. İşte babamın, başka babaların, annelerin üstüne yağan bu küllerdi…Bu kül yağmurunun üzerinden daha bir yıl geçmeden ben doğmuştum. Dahası, Miryalı Ters Beşler’in beşi de o yıl Dünya’ya gelmişti: Dicle, Sarkis, Suzi, Ege ve ben. Artık hepinizi selamlayabilirim: Ben Miryalı Sarp Sakin, işte Dünya’ya böyle indim!”

YAVAŞLIĞA ÖVGÜ

Miryalıların en büyük özelliği dünya aceleciliğinden nefret etmeleri. Çocuklar rahatça uyumak, rüya görmek, gökyüzüne bakmak, hayallere dalmak için zaman istiyor. Gel gelelim dünyada sürekli sorumluluklar var: ödevler, ev işleri, alışveriş… Dünya’nın aksine doğudan batıya dönen, Dünya’dan dört kat daha küçük, dört kat daha yavaş, kırk kat daha yeşil, sakin ve Güneş sisteminin henüz keşfedilmemiş gezegenleri Mirya’yı özlüyorlar böyle zamanlarda. Her şeyin zamana karşı yarış ve mükemmeliyet üzerine kurulu olduğu okul düzeni de Ters Beşler çetesini sık sık anne babaları ve öğretmenleri ile çatışmalara sürüklüyor. Ayşe Güren, çocukların hayal gücünü, yaratıcılıktaki sınırsızlığını çarpıcı betimlemelerle anlatırken okuru sık sık güldürüyor. Ancak bundan daha da önemli olanı güldüğümüz bu şeylerle ilgili bizi düşünmeye ve sorgulamaya teşvik etmesi. Çünkü Sarp’ın sorusu orada asılı duruyor: “Tembel değil, yavaştık! Zamanı Dünyalılar gibi sıkıştırıp durmuyor, onunla yarışmıyor, onu rahat bırakıyorduk. Her şeyi, yavaş yavaş yapınca mutlu oluyorduk. Kırk soruluk testleri, neden yirmi dakikada yapmalıydık? Yüzlerce sayfayı, neden üç günde okumalıydık? Neden beş dakikada okula hazırlanmalıydık? Yapamadığımızda neden azar işitmeliydik? Anlamıyorduk!”

ESAS ÖNEMLİ OLAN

Sarp’ın küçük kardeşi Nazlı ve Ege’nin kardeşi Sinan, büyüklerin mantık davetinden yaşları küçük olduğu için sıyrılabiliyor. Ama on iki yaşındaki çete üyeleri kendi dünya algılarını anlatabilmek için çok çabalamak zorunda. Bu yeni macerada da okudukları bilim kurgu kitabının etkisiyle insanların karşı karşı olduğu robotlaşma tehlikesinin izlerini hırslı okul müdürünün bahçeye yeni bina yapma kararında görüyorlar. Dahası Ege’nin babası bir iş teklifiyle Tekirdağ’a taşınmaktan bahsediyor. Oysa Miryalılar birbirinden ayrılamaz. Uzun sözün kısası, yine mücadele edecek çok şey var dünyada. Hele de hafta boyu deli gibi çalışıp Pazar günleri nasıl dinleneceğini bilemeyen ve Sarp’ın deyimiyle “Pazar Günü Baloncuğu Boyutu”nda yaşayan büyükleri ikna etmek söz konusu olduğunda…

Miryalı Sarp Sakin’e Göre Dünya, hayatta asıl önemli olan şeyleri, ömür denen verili zamanı özenle değerlendirmek gerektiğini anımsatan bir anlatı. Miryalı Ters Beşler’in hikâyesi, dünya içinde ayrı bir gezegende yaşıyormuş hissi veren can dostların kıymetini de fısıldıyor bize. Paylaşılan hayalden daha gerçek ne var ki şu hayatta?..

Miryalı Sarp Sakin’e Göre Dünya Ayşe Güren Resimleyen: Sedat Girgin Can Çocuk Yayınları, 224 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More