İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Uyuyan bir ejderhayı asla gıdıklama*

Öğretmenlerin acayip adları, yanlış telaffuzları/anlatımları, tekerleme gibi cümleler, yinelemeler, sesler, hatta Fransız aksanıyla konuşulan Türkçe, çevirmen Yasemin Yener’i bir ihtimal zorlamış olsa da işinin altından başarıyla kalktığını söylemek lazım.

Yazan: Alev Karakartal

Pek fazla arkadaşı olmayan, sürekli sınıfta çıngar çıkaran, öğretmenin sandalyesine osuruk torbası koyan, evde ailesini bezdiren, yaramaz, sinsi, kurnaz ve genel ahlakı hiçe sayan bir çocuk: George Gilbert Beckett. Yaptığı eşek şakaları bir başına kalmasına neden olsa da yaramazlık yapmaktan asla vazgeçmez, çünkü “yapısı böyle”dir.

Ebeveynleriyle tartışarak hışımla evden çıktığı bir gün, sokaklarındaki dondurma aracının içinde pusuya yatmış, birbirinden tuhaf iki kişi tarafından “çalınıp” genç hırsızlar için eğitim veren “Eliuzunlar Aşırma Sanatları Akademisi” adlı dünyanın en acayip okuluna götürüldüğündeyse birdenbire hayatı değişir.

Akademi de tıpkı kendini kaçıranlar gibi bir tuhaftır: Yedi tane normal boyutta binayı mideye indirmiş gibi görünen ve her yerinde göz alıcı kemerler, kaburgalı tonozlar, sivri tepeli çan kuleleri, kemerli payandaları olan malikâne-okul; içindeki dev şamdanlar, heykeller, orijinal tablolar, avcı uçakları, T-Rex iskeleti, zırh takımları, mumyalar, astronot kıyafeti, mağara adamı, içi doldurulmuş nadir hayvanlar ve daha pek çok çalıntı eşyayla tıka basa doldurulmuş hâliyle, ülkenin kuş uçmaz kervan geçmez bir yerinde, tek başına, yeni öğrencisini beklemektedir.

George, burada kişiliği ve yeteneklerine uygun biçimde hırsızlık eğitimi alırken pek çok dost-suç ortağı edinecek, elbette kendisini rakip gören azılı bir düşman ve yandaşlarıyla mücadele etmek zorunda kalacak; aslında hâlinden pek de şikâyetçi değilken yaptığı ilk “gerçek” hırsızlığın sonuçlarıyla yüzleşmesi, onu en yakın arkadaşıyla birlikte okul tarihinin en büyük soygununu gerçekleştirerek, özgürlüğe kaçmasına neden olacaktır.

Amerikan kitap eleştiri dergisi Kirkus Review’de, Türkçesi Bilgi Yayınlarından çıkan Eliuzunlar Akademisi hakkında “Magaziner, Hogwards’a (J.K. Rowling’in Harry Potter serisindeki büyücülük okulu) benzer, bir başka tuhaf ve komik dünya yaratıyor” deniliyor. Gerçekten de öyle. Binanın kendisi, büyülü duygusu veren odalar, spagetti tuzakları, her biri nevi şahsına münhasır öğretmenler, birbirine alabildiğine düşman, rakip çocuk grupları, “haylazlık geceleri” tanıdık, fazlasıyla tanıdık.

Sadece Harry Potter da değil, mesela George’un en büyük rakibi ve düşmanı; oda arkadaşı Milo’nun oyun odasının anahtarını kaybettiğindeki tepkisini de bir yerlerden hatırlayanlar çıkacaktır: “Daha önce anahtarı hiç kaybetmedim dedi, Milo yüksek sesle. O benim, herkesten daha çok hak ediyorum, özellikle de yeni çocuklardan”; kıymetlimiss!…

Fantezi edebiyatla işi olmayanlar ise baş düşmanının kendine zarar vererek, suçu ana karaktere yüklediği, aslında birbirini pek seven iki kahramanın bir tartışma anında sadece “iyi”, “pekala” kelimelerini karşılıklı defalarca söyleyerek yollarına gittiği, karakterlerin kıymetli bir eşyayı koruyan lazer ışıklarının arasından akrobasi hareketleriyle geçtiği ve pek çok benzeri sahnede kapılacakları aşinalık duygusuyla -kitaplar değilse de film ve dizilerden- bildik sularda yüzmenin konforuna rahatlıkla kapılabilir.

Lauren Magaziner, Brooklyn’de yaşayan ve kendi deyimiyle “tam zamanlı yazan, aynı zamanda gizli bir uluslararası dedektif olan” bir çocuk kitapları yazarı. Janr olarak, elimizdeki son kitabı ve daha önce yazdığı Case Closed: Mystery in the Mansion, Wizardmatch, Pilfer Academy ve The Only Thing Than Witches’dan anlaşılacağı üzere fantezi edebiyatı seçmiş. Belli ki yöntem olarak da bu alanda üretim yapan biri için bariz “aşırı esinlenmeler” içeren, artık klasikleşmiş trüklerden oluşan sekanslar eşliğinde, denenip sınanmışı tercih ederek, kolay ve risksiz yola girmeyi uygun bulmuş.

Belki tek risk, henüz bu janrı yeni okumaya başlayan çocuklar için bile bir “başucu kitabı” olmaktan epeyce uzakta olan kitabın, olasılıkla 10 yaş civarı hedef kitlesinin haberdar olduğu Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi serisi ya da fantezi edebiyatın Le Guin, Tolkien, Pratchett, King gibi ustalarının metinleri arasında kendine bir yer bulmasının pek mümkün görünmeyişi olabilir. Ama bunca kitap yazmış bir yazar olarak Magaziner’in murat ettiği de böyle bir şey mi? Emin değilim.

Bunlara rağmen başı sonu belli hikâyesi ve sürükleyici anlatımıyla eğlenceli birkaç saat vaat eden yazarın, hırsızlık ve hırsızlarla ilgili bir kitap yazarken parmağını çocukların burnuna dayayıp “hırsızlık kötüdür, hırsızlar fena insanlardır” cümlelerini büyük harflerle ve kabaca kurmayışını ise takdir etmeli.

Son birkaç cümleyi de çeviriye ayırmak hakkaniyet gereği. Öğretmenlerin acayip adları, yanlış telaffuzları/ anlatımları, tekerleme gibi cümleler, yinelemeler, sesler, hatta Fransız aksanıyla konuşulan Türkçe, çevirmen Yasemin Yener’i bir ihtimal zorlamış olsa da işinin altından başarıyla kalktığını söylemek lazım. Özellikle de “dönmeböğğ” ve “üç katlı beş tatlı akışkan yapışkan çok renkli pek benekli muzlu buzlu kıtır mıtır dondurma”nın, kitabı okuyan çocukların epey bir süre aklında ve dilinde kalacağı neredeyse kesin gibi…

Adnan Binyazar demiş vakti zamanında: “Edebiyat öğretmez, ama edebiyatın öğrettiğini de hiçbir şey öğretmez.” Enteresan soyadlı yazarımız, Binyazar’ın adını bile duymamış olsa da aynı göğün altında yaşadıkları Le Guin’in sözleri de ona ulaşmamış ihtimal: Duymak istiyorsan sessiz ol!

* Hogwarts Akademisi’nin Latince sloganı: Draco Dormiens Nunquam Titillandus

Eliuzunlar Akademisi
Lauren Magaziner
Türkçeleştiren: Yasemin Yener
Bilgi Yayınları, 276 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More