İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Kızıl Ejder’i Ararken…

Kızıl Ejder’i Ararken…

Okuru heyecan verici bir maceraya davet eden Hayali Coğrafya Atlası serisinin ikinci kitabı Kızıl Ejder’i Ararken’den haritaları, maceraları ve hayatın en mucizevi anlarını sevenler için tadımlık satırlar…

John’un düş görmesi az rastlanır bir durumdu, gördüğü düşleri hatırlaması ise daha da az… Ama son zamanlarda her gece düş görüyor ve hepsini hatırlıyordu; çünkü gördüğü düşlerin hepsi Devler hakkındaydı.

Bu kemik ve kas yığınları, büyük adımlarla üzerinden geçtikleri araziye şekil veriyor, onları aşağıdan izleyen dehşet içindeki yaratıklara aldırış etmiyorlardı. Devler öyle büyüktü ki yerçekimine rağmen ağırlıksız görünüyorlardı; sanki gök gürültüsü gibi inecek bir sonraki adım aniden onları uzaya fırlatacak, takımyıldızların arasındaki Tanrılara ve Titanlara katılmalarına neden olacaktı.

Düş dünyasındaki halkın (tuhaf bir biçimde, hepsi çocuktu) arasında duran John, Devlerin jeolojik bir yavaşlıkla yürüyüp geçmesini sessiz bir hayretle izledi. Sonra, rüya gördüğü her seferde olduğu gibi, Devlerden biri döndü ve doğrudan John’a baktı. Ağırlığını kaydırarak eğildi ve çevresindeki çocuklar çığlığı basarken ahır büyüklüğündeki elini John’a uzattı…

Akşam havasında trenin tiz düdüğü John’u huzursuz uykusundan uyandırdı. John ayağa kalktı ve Londra’dan yeni gelmiş olan trenden inen kalabalığı gözleriyle çabucak taradı. Oxford’daki istasyon büyük değildi, ama akşam trenleri gelip gidenlerle hep dolu olurdu ve John, beklediği kişiyi gözden kaçırmak istemiyordu.

Eski dostunu göreceği için tahmininden çok daha fazla sevindiğini, gittikçe artan bir heyecanla fark etti. Seneler önce, yalnızca birkaç haftayı birlikte geçirmiş olmalarına rağmen o günlerde yaşadıkları olaylar meslektaştan daha yakın olmaları için yeterli olmuştu. Bu yüzden, yuvarlak gözlüklü, geniş alınlı, zayıf, asabi adam sonunda trenden perona indiğinde John öne atıldı ve onu bir kardeş gibi karşıladı.

“Charles!” diye bağırdı coşkuyla. “Seni görmek çok güzel!”

Charles, dostunun sırtına bir şaplak atarak, “Ben de seni gördüğüme sevindim John,” dedi. “Ne tuhaf… Oxford’a yaklaştıkça yuvama dönüyormuş gibi hissetmeye başladım. Ama mekân yüzünden değil; seni ve Jack’i göreceğim için. Bu sana da tuhaf geldi mi?”

John gülerek, “Evet,” diye yanıtladı, “ama anlamak zor değil. Gel hadi, çantalarını taşımana yardım edeyim.”

Charles eşyalarını John’un arabasına yüklerlerken kaygıyla çevresine bakındı ve arkadaşına doğru eğildi. “Sormak istiyorum,” dedi, bir sırrı paylaşır gibi bir ses tonuyla, “şey… ‘o’, ee, anlarsın işte, ‘o’ sende mi?” diye ekledi.

“Elbette,” dedi John, arka koltuktaki kitap ve kâğıt yığınını göstererek. “Oralarda bir yerde.”

Charles’ın gözleri şaşkınlıkla büyüdü. “Burada mı? Açıkta mı?” diye bağırdı. “Bir yerlere kilitlemedin mi? John, sen aklını mı kaçırdın? Bu, bu…” yine sesini alçalttı, “Bu Hayali Coğrafya Atlası. Yeryüzü’ndeki en kıymetli kitap. Sence de bu biraz, şeyyy… riskli değil mi?”

“Hiç değil,” dedi John, bir parça kendini beğenmişlikle. “Yığının tepesindeki ders notlarına bak.”

Charles gözlüğünü düzeltti ve belgeye daha dikkatli baktı. “Kadim İzlanda diline ilişkin kısa bir reform önerisi,” diye okudu. “Kalanı da Karşılaştırmalı Dilbilimler hakkında ders notlarına benziyor.”

John’un yanındaki koltuğa oturdu ve arkadaşına şaşkın şaşkın baktı. “Yanlış anlama, ama Oxford’da bile, kaç kişi bu tür şeylere ilgi duyar ki?”

“Tam olarak ben de böyle düşündüm,” dedi John arabayı çalıştırırken. “Değil Eski İzlandaca, öğrencilerin ilgisini Anglo– Sakson diline çekmekte bile güçlük çekiyorum. Hayali Coğrafya Atlası için, onu kimsenin ilgi duymadığı notlar arasına gizlemekten daha iyi koruma olur mu?”

John ile Charles’ın Londra’da tanıştığı günün üzerinden tam dokuz sene geçmişti. Onlar ve görüşecekleri yoldaşları, hayatlarının en sıra dışı yolculuğuna çıktığından beri dokuz sene…

Kızıl Ejder’i Ararken
James A. Owen
Çeviren: Niran Elçi
Tudem Yayınları / 357 sayfa
Show More