İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Ateş insanı ısıtır mı, yoksa yakar mı dersiniz?

Tazecik bir beyin psikolojik travmaya maruz kalırsa olur? Erken dönemde yaşanan travmaların
beyinde ve kişilikte yarattığı kalıcı hasarlar ve alternatif tedavi yöntemleri üzerine çalışan,
dünyaca ünlü çocuk psikiyatrı Bruce Perry’den harika bir kitap: Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk.

Elif BEREKETLİ

Su insanı bazen susuzluktan kurtarır, bazen de boğar. Rüzgâr insana serinlik verir ama zarar vermekten geri durmaz. Ateş… İnsanı hem ısıtır hem yakar. Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk kitabın yazarlarından, çocuk psikiyatrı Bruce Perry’ye göre, aynı şey insan ilişkileri için de geçerli. Biz hem yaratır hem yok ederiz. Besleyebiliriz ama incitiriz de. Hem dehşete düşürür hem iyileştiririz. Ne ki genelde dehşete düşürürüz…

Sözünü edeceğim kitap bunu kanıtlarcasına, taciz, dayak gibi büyük travmalara maruz kalmış çocukların can yakan hikâyelerini konu alıyor. Ve suyun boğduğu, ateşin yaktığı kadar, insanın da acıttığına bir kez daha ve muhtemelen diğer deneyimlerinizden biraz daha acı bir biçimde şahit oluyoruz.

Tazecik bir beyin travmaya maruz kalırsa neler olur? Taciz, aşağılama gibi travmalara maruz kalan çocuklar, toplumda varlıklarını nasıl sürdürebilirler? Bu çocukların tekrar ayağa kalkması, güvenlik hissine tekrar kavuşması, tekrar sevgi duyması, beyinde gerçekleşecek ne gibi süreçler sonucunda mümkün olur? Üslup, dil, şefkatli bir dokunuş, yoğun strese maruz kalan genç beyinlerde nasıl kimyasal etkilere yol açar? Bu soruların yanıtlarını bilim penceresinden yanıtlıyor söz konusu kitap.

Üstelik travmaya uğramış bu çocukların sayısı hiç de az değil! Bruce Perry’nin söylediklerine bakılacak olursa, hiç sarsıntı yaşamamış bir çocuğa ender rastlanıyor, hatta Perry bu rakamın ABD’de yüzde 40’larda dolaştığını söylüyor. Geniş kapsamlı bir anket, 17 yaş altındaki her sekiz çocuktan birinin anne veya babası tarafından son bir yılda fiziksel veya ruhsal şiddete maruz kaldığını, yetişkin kadınların yüzde 27’sinin, erkeklerinse yüzde 16’sının çocukluklarında cinsel tacize uğradığını söylüyor. Türkiye gibi dezavantajlı bir ülkede bu rakamın çok daha yüksek olduğunu herhalde hepimiz tahmin edebiliriz.

BİR PSİKİYATRIN GÜNLÜĞÜ
Çocukluk travmaları hakkında bugüne dek pek çok şey izleyip okumuş olabilirsiniz. Eğer bu işin profesyoneli –psikolog, psikiyatr, eğitimci– değilseniz, kimi zaman bilgi edinmek isterken, çok sıkıcı, çok didaktik ya da gerçeklikten uzak metinlere maruz kalabiliyorsunuz. Oysa Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk sahiden akıcı ve son derece sahici.

Bir çocuk psikiyatrı olan Bruce Perry’nin not defterini okuyorsunuz bu kitapta. Ama bana sorarsanız, heyecanlı, işini doğru yapmaya çabalayan özverili bir psikiyatrın günlüğü de diyebiliriz buna. Perry, beklediğimin aksine, dürüstçe aktarmış her şeyi. Hastalarıyla olan ilişkilerinin en ince detaylarını, başarıları kadar başarısızlıklarını öğreniyor, ama her şeyden çok, hissettiği pek çok duyguyu onunla birlikte yaşıyorsunuz. Bana bu kitabı sevdiren en önemli nokta, samimi bir tona ve akıcı bir dile sahip olması, gerçek bir insanın gözünden gerçek hikâyeler içermesi. Kahramanlar yok, “tip”ler yok.

Kitabın adı muhtemelen sizin de ilginizi çekti. Gerçekten köpek gibi, köpek kulübesinde büyütülmüş bir çocuğun hikâyesinden söz ediliyor kitabın içinde. Rus yetimhanesinde yetişen bir çocuğun Oliver Twistvari öyküsünden de… Hareket eden arabalardan, balkonlardan atlayan ve hiçbir nedeni olmadan avuçlar dolusu ilaç yutan bir çocuğun anlaşılmaz tavırlarından da… Sizi şaşırtacak çok fazla hikâyeyle karşı karşıya kalacaksınız: İki kıza vahşice tecavüz edip ikisini de öldüren ve idamı istenen 16 yaşındaki bir delikanlı, annesinin tecavüze uğrayıp katledilmesine şahit olan 3 yaşındaki bir çocuk, hiçbir büyüme belirtisi göstermeyen 4 yaşındaki bir kız, bakıcısı tarafından tecavüze uğradıktan sonra okulda uygunsuz cinsel davranışlarda bulunan küçük Tina… Her biri en afili romanlarda, öykülerde karşılaşabileceğiniz türden, akıl almaz olaylar. Hepsinin yaşanmış hikâyeler olduğuna belki inanmak istemeyeceksiniz. Fakat ne yazık ki öyle…

Yalnızca çocukluk travması yaşayanlara ya da işin profesyonellerine seslenmiyor bu kitap; travmaya maruz kalmış çocuklar hakkında bir şeyler okumak isteyen, insanların anlamlandıramadığı davranışlarına farklı bir açıdan, beynin yapısına ve işleyişine dair yeni bilgilerin ışığında bakmak isteyen herkese açık. Anlayamadığınız “diğer”lerini dinleyip bir gözünüzü daha açmak için; Perry’nin “nörodizilim” adını verdiği, önemli beyin araştırmalarına dayanan alternatif psikiyatrik tedavi yöntemini öğrenmek için; yahut sıradışı olanı bir uzmanın gözleriyle görmek için okuyabilirsiniz bu kitabı.

Geçen ay yine bu köşede ele aldığım Zor Bir Ailede Büyümek’te olduğu gibi sınıflamalar ve açıklamalı yöntemler yok Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk’ta. Size çocukluk travmalarıyla ilgili analitik bir pencere sunmayacak. Ben böyle bir kitabı ele aldığımda, psikoloji alanında yeterince bilgili olmadığımdan olsa gerek, hep açıklayıcı metinlere ihtiyaç duyduğumu hissederdim. Terapötik yaklaşımları net bir dille izah eden, ilişkisel tabloları açıkça ortaya koyan bir metinle kendimi çok daha rahat hissedeceğimi düşünürdüm. Gelgelelim, bu kitabı elime aldığımda, kitabın insanı sıcacık bir çağrıyla içine çekiveren, anlaşılır olmayı kendine düstur edinmiş üslubuyla yok olup gitti bu talep. Üstüne üstlük kitabı bitirdiğimde, pek çok bilimsel açıklamayla tatmin olduğumu gördüm ve kendimi terapötik yaklaşımlara bir nebze daha hâkim hissettim.

Ancak hemen bu noktada belirtmeden geçemeyeceğim; kitabın Türkçe çevirisinde sık sık aksaklıkla karşılaşılıyor. Orijinal metni görmüş değilim, ancak katlanılabilecek oranın çok üstünde imla hatası, anlam karışıklıkları, ifade yetersizlikleri var. Yine de bunlara odaklanıp kitabın son derece sıcak dilinden kopmak pek mümkün değil.

SEVGİNİN ÖNEMİ
Kitapta vurgulanan belki de en önemli nokta, ilaçların semptomları iyileştirme yetisinin olduğu gibi, terapistle konuşmanın inanılmaz rahatlatıcı ve yol gösterici olabileceği… Ancak öte yandan, gerçek iyileşme ve toparlanmanın ancak kalıcı, sevgi dolu ilişkilerle mümkün olabileceği… Perry’ye göre, travmaya uğramış çocuklar için elzem olan şeylerin başında sağlıklı, geniş, sevgi dolu bir sosyal çevre geliyor. Çünkü tüm insanların olduğu gibi, erken yaşlarda ağır acılara maruz kalan, yaşanan acı tecrübenin türüne ve zamanına göre beyinlerinde kalıcı hasarlar oluşabilen bu çocukların da en çok ihtiyacı olan şey, kendilerini ait hissettikleri, sevildikleri, zengin bir sosyal çevre; acıyı, stresi ve kaybı aza indirecek sağlıklı bir topluluk. Yani eğer sağlıklı çocuklar yetiştirmek istiyorsak, işe daha sağlıklı bir toplum yaratmaktan başlamamız gerekiyor.

Yakıp yıktığımızın yarısı kadar sevip sayarsak; bu iş tamam demektir, desenize…

Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk
Bruce D. Perry, Maia Szalavitz
Çeviren: Elif Söğüt
Okuyan Us Yayınları, 303 sayfa
Show More