İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

“Bir Bay Terupt vardı…”

Rob Buyea’nın yazdığı, Sınıftan Yükselen Sesler, genç bir öğretmenin “ışığı” sayesinde “hayatları
değişen” bir sınıfın hikâyesini anlatıyor. Bu öğretmen “yaşa ve öğren” dediği yöntemiyle eğitime yeni
ve alternatif bir bakış getiriyor, çocuklara kendi davranışlarının sorumluluğunu almayı öğretiyor.

Elif Türkölmez

Ölü Ozanlar Derneği adlı filmi bilirsiniz. Robin Williams’ın canlandırdığı John Keating karakteri unutulmazdır. Hani bazı insanlar, diğerlerinden farklı olarak daha “ışıklı” olur. İşte o da
öyle biridir. Disipliniyle ünlü bir yatılı erkek okulu olan Welton Academy’ye edebiyat öğretmeni olarak atandığında, onu zor, çok zor bir öğretim yılının beklediğinden habersizdir. Ama Bay
Keating sabırlı, hayata sıradan insanlardan farklı bakan, yenilikçi bir öğretmendir. Okulun ağır havasına aldırış etmez. Bu ağır havanın altında ezilerek kendi kişiliklerini bulamayan öğrencilerin
zihinlerinde yeni kapılar açar. Onlara özgürlüğün kıymetini, hayatın değerini öğretir. Öğrencileri, okulda öğrendiklerini yıllar sonra unutacaklardır, ama Bay Keating’i değil!

Bir de Hababam Sınıfı vardır, unutulmaz. Münir Özkul’un canlandırdığı Mahmut Hoca karakterinin, okul taksidini ödeyemeyen öğrencinin okuldan gönderilmesi gerektiğini söyleyen
okul müdürüne attığı, “Ben tüccar değil, eğitimciyim,” tiradı tüyleri diken diken eder.

HAYAT DERSLERİ

Böyle öğretmenler az da olsalar, üzerimizde hakları çoktur. Kendi eğitim hayatınızdan da hatırlarsınız, “Bir Ayla Hanım vardı,” dersiniz, gözünüz parlar. Ortaokul yıllarında bize iş-teknik dersi veren Abdurrahman Bey’i unutamam kendi adıma. Sakin, güleryüzlü bir insandı. Hayatta hiçbir şeyin, nazik, bilgili, ölçülü olmaktan daha önemli olmadığını öğretti bize. Hem de bunu anlatarak yapmadı, kendisi öyleydi. Sonra üniversitede Besim Hoca’da gördüm aynı şeyi. Bize, kitaplarda bulamayacağımız “hayat dersleri” verdi.
Sınıftan Yükselen Sesler bu anlattıklarımın toplamı işte. Işıklı, pırıl pırıl bir öğretmenin neleri değiştirebileceğini gösteren bir öykü. Rob Bueya’nın ilk romanı. Kendisi de altı yıl öğretmenlik
yapan Buyea, Bay Terupt adlı bir öğretmenin hayatlarını değiştirdiği öğrencilerin hikâyesini, yine öğrencilerin ağzından anlatmış.

Klasik bir sınıf var elimizde. Okuldan nefret eden Jeffrey, çekingen Danielle, yaramaz Peter, zeki Luke, sakin Jessica ve diğerleri… Okula yeni gelen öğretmen Bay Terupt konusunda şüpheleri
var. Herkes meşrebince onu “alt etmenin” peşinde. “Genç ve tecrübesiz öğretmen” Bay Terupt ise olanı biteni sessizce gözlemleme ve işleri kendi yöntemleriyle çözmenin… Bay Terupt
öğrencilere hatalarından dolayı kızan, onları cezalandıran bir öğretmen değil. Aksine, mizah yeteneği olan bu zeki adam öğrencilerin hatalarını kendilerinin fark etmesini sağladıktan
sonra kenara çekilip izliyor. Müdahale etmiyor. Çocuklar başlangıçta bu yeni yöntemi anlamakta güçlük çekse de zamanla alışmaya başlıyor. Tam öğretmenlerine alışmışken olan oluyor. Hep birlikte bahçede oldukları bir gün başlarına tatsız bir kaza geliyor. Öğrencilerden birinin attığı kartopu Bay Terupt’ın başına isabet ediyor. Sonrası herkes için endişeli bir bekleyiş…

Bay Terupt’ın komada olduğu vakitler, çocukların “Biz ne yaptık?” sorusunu zihinlerinde döndürmelerine imkân tanıdığı için neredeyse “hayırlı” bir süreç. Bu dönemde hem birbirleriyle kaynaşıyorlar hem de hakikaten “büyüyorlar”. Böyle kötü kazalar bazen işe yarar çünkü. Sorular sordurur, iç hesaplaşmaya götürür ve işte, büyütür!

Sonunu yazmayayım ama şu kadarını söyleyeyim. Rob Buyea, sanırım kendi öğrencilerini çok seven bir öğretmen olarak, bu çocukları öğretmenlerinden daha fazla ayırmak
istememiş. Herkes hatalarını gözden geçiriyor, iyileşiyor ve tekrar söylüyorum, büyümüş” olarak resim yapmaya, kitap okumaya, düşüncelerini ifade etmeye ve oyun oynamaya devam
ediyor…

Oyun demişken, Bay Terupt’ın çocuklara oynatmayı çok sevdiği, çocukların da bayıldığı bir oyun var kitapta. İsmi “dolar sözcükleri”. Buna göre, “a” harfi 1 sent, “b” harfi 2 sent, “c” harfi 3 sent, diye devam ediyor. Amaç, harf değerleri toplandığında yazılan sözcüğün 1 dolar etmesi. Siz de bunu uyarlayabilir, “a” harfine 10 kuruş deyip 1 liralık kelimeler yazabilirsiniz. Parayla
ilgili hiçbir oyundan hazzetmiyorum. Ama bunun masum bir matematik oyunu olduğunu varsayıp toplamaya başlayalım. Bu arada “Terupt nasıl bir soyadı?” derseniz, onun da oyunun bir
parçası olduğunu söyleyeyim. Harfleri bir toplayın bakalım…

Sınıftan Yükselen Sesler Rob Buyea Çeviren: Eda Aksan Altın Kitaplar, 272 sayfa
Sınıftan Yükselen Sesler
Rob Buyea
Çeviren: Eda Aksan
Altın Kitaplar, 272 sayfa
Show More