İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Sistem dışarı, hayaller içeri!..

Sistem dışarı, hayaller içeri!..

Betül DÜNDER

Andy Mulligan’ın Yaşam Tehlikelidir adlı romanında Haylazya adlı okulu tanımış, “Eğitim nedir?” sorusuna macera içinde soluk soluğa yanıt aramıştık. Evet, Okula Dönüş’te, Haylazya’da yeni bir dönem başlıyor. Bu sıradışı okulda maceralar tükenmiyor, alternatif eğitime dair fikirler de…

Gülten Akın “Sözcükler” şiirinde (iki dizedir şiir), “Kimse tanımasın için onları / şairler kimi sözcüklerini yok ettiler,” der. Ben bu dizeleri ilk okuduğumdan bu yana hep kimlerin hangi sözcükleri neden ve nasıl yok ettiğini merak ettim. Şairlerin yerine geçen kimileri, o sözcükleri ortadan kaldırırken her zaman kötü niyet taşımazlar, yıkıcı değil yapıcıdırlar. Biz o sözcükleri çoğaltmanın, dünyayı güzelleştirmek, daha yaşanılır bir hâle getirmek olduğunu biliriz. “Başka bir dünya mümkün,” derken, o sözcüklerden ilham alırız çünkü. Bunun dışında bir şeyi daha biliriz: Dünyanın her zaman kötü sözcükleri oldu. Ya da şöyle diyebiliriz; kötülüğün sözcükleri bizi sinsice takip eder, kuşatır, gündelik kullanımlarda “şiddetin dili”ne dönüşür. Kendinden başkasının −yeryüzünü paylaştığımız bütün canlıların− duygularını önemsemeyen, onu kendi özgünlüğü ile değerlendirmeyen, canını yakmanın yollarını arayan her kimse bu dili pek sever, kullanır; görürüz. Bunu ortadan kaldırmanın mücadelesinde olan bireyleri ve onların bireysel mücadelesini de görür, tanık oluruz.

İşe en başta “eğitim şart” diye başlamak çok bildiktir… Ancak ne var ki en başta, eğitimin ne olduğunu tanımlamalıyız. Eğitim bir sistemdir ve devletin öngördüğü şekilde biçimlenir. Zorunlu eğitim adı altında uygulamaya konulan sistem ve uzantıları, taşıdığı birçok uygulama üzerinden tartışmaya açıktır. Öyleyse bizim eğitimin ne olduğunu açarken kullanacağımız “nasıl”ın ilkeleri de çok açıktır: Demokratik, bilimsel, öğrenci merkezli, yaratıcılığı gözeten, sanatsal, farklılıklara saygılı vs…

Yazarımız Andy Mulligan; Oxford Üniversitesi mezunu bir tiyatro yönetmeniyken Asya’ya yaptığı yolculuklardan sonra “öğretmen” olmaya karar verir ve birçok farklı ülkede −dolayısıyla kültürde− “drama” öğretmenliği yapar. Tudem Yayınları tarafından yayımlanan romanı Yaşam Tehlikelidir’i kaleme aldıktan sonra bir “Haylazya” serisi olarak okunabilecek ikinci kitabı Okula Dönüş ile selamlar okurunu.

Yaşam Tehlikelidir’de kitabın son cümlesinde “Gelecek dönem inanılmaz olacaktı,” diyerek zaten bir devam/ seri duygusu bırakır yazar. “İnanılmaz” sözcüğünün içindeki “hayret” uyandıran sesi bir tarafa bırakalım ve bu ilk kitabın sonunda Müdür Dr. Giles Norcross-Webb’in “velilere” gönderdiği mektupta yer alan cümlelerin, Haylazya’da öğrenci olmanın neye denk düştüğünü anlamak adına ipuçları taşıdığını söyleyelim. Şöyle ki: “Çocuklara da hep söylediğim gibi: Siz Haylazya’da bir inşaatçı ile bir hayalperestin bileşimi olmalısınız. Yeni dönemde size vaat edebileceğim de işte budur: büyüme, mükemmeliyet arzusu ve büyük bir tutku!”

Sistem, hayalleri hep dışarıda bırakır! Öncelikli olan, yaşamak adına kazanmak değil, daha fazla tüketebilmek için daha çok kazanmaktır. Döngünün dışına çıkanlar aynı zamanda yeni sözcükler üretenlerdir. Haylazya’nın bir okul olarak kurgulanışında bu üretim var işte. Yaşamı üretmek ve bunun için “deneyimlemek”. Deneyim/tecrübe dediğimiz şey aslında öncesinde yaşanmış ve birçokları tarafından onaylanmış olanların, insanın kendi hayatında karşılaşıp aldığı kararlarda bir kez daha yinele- nip  onaylanmasıdır. Hâl böyle olunca, “ezberlenmiş” deneyimleri aktaran, dolayısıyla yeniyi deneyecek olanı dışarıda bırakıp yıldıran; heyecanını, coşkusunu yağmalayan bir sistemin karşısında durmaktadır Haylazya’yı yönetenler ve öğretmenler.

TECRÜBE NEDİR?

Kitap, okulun tek kız öğrencisi Millie’nin Kolombiya’dan okula dönerken yaptığı yolculuk ile açılır. Giriş, “deneyimlenmiş” olanın paylaşıldığı bir nasihat bölümüdür aynı zamanda. Ayrıcalıklı yanı, “Bu kötüdür, bunu yapmamanız gerekir,” olarak okunmamasıdır. “Eğer bunu −otostop− yapacaksanız, şunlara dikkat edin mutlaka,” uyarısı taşımaktadır. Emir kipinin geçerli olmadığı bu cümleler nasihatten çok uyarma/ gözetme hâlini örnekler. Haylazya’da eğitim sürecinde geçerli olan şeylerden biridir bu. Öğrenciler –ki büyük bir kısmını “yetimler” oluşturur− “yuva puanı” toplarlar. Bu puan çocukların ilgi, nezaket ve cesaret eylemleri karşılığında verilir.

Millie’nin okula varmak için otostop çektiği araçta bulunan papaz ve yardımcısı da Haylazya’ya gitmeye çalışmaktadır. Kaza geçirirler ve benzinliğin bulunduğu yolüstü motelinde Millie’nin okul arkadaşlarıyla karşılaşırlar. Yine burada karşılaştıkları Flavio ve hayvanları sayesinde, yeni bir seneye başlayacak olan Haylazya’da ortam değişecektir. İnandıklarını tavizsiz bir şekilde hayata geçirme çabasında olan yöneticiler ve öğretmenler, doğa bilimleri konusundaki hassasiyetlerinin de itkisiyle, hayvanları açlıktan ölmek üzere olan eski sirk çalışanı Flavio’nun da okuldaki yerini almasıyla iyi bir açılış yaparlar. Bu ayrıcalıklı bir durumdur. Çünkü okulun yer aldığı şatonun bulunduğu alan İngiltere’nin asil ailelerinden birine aittir. Romanın ana kurgusunu oluşturan heyecan yüklü olayların yaşandığı Haylazya, gizli tünellerin, mahzenlerin ve yapay bir gölün bulunduğu geniş bir arazidedir.

ALTERNATİF EĞİTİMİN İLKELERİ

Okulda çocuklarla birlikte yaşamaya başlayan Flavio yılsonu gösterisini hazırlama ve çocukları yeteneklerine göre yetiştirme görevini üstlenirken yeni şeyler de öğrenmiş olurlar. Beden eğitimi dersinin niye tek bir formatı olsun ki! İpte yürüyebilmek cesaret işi olduğu kadar bedenlerini tanımak ve ona hükmetmek demektir. Yaşlı ve kör bir aslan olan Sushamila’nın yavrusu sandığı Sam’i zarar vermeden yuvasına taşıması, onu yalayarak temizlemesi ve bu seremoninin kitap boyunca farklı zamanlarda gerçekleşmesiyle yazar, “vahşi” olarak düşündüğümüz hayvanların içgüdülerini zarar vermek için değil, sevgilerini göstermek için de kullanabildiklerini örneklemiş olur. Fen ve doğa bilimi konusunda öğrencilerini bilgilendirmeye çabalayan Prof. Worthington için bu hayvanlar aynı zamanda doğal bir laboratuarın konuklarıdır. Örneğin öğrencilerine panter sayesinde doğumu birebir göstererek anlatan profesör, bu tanıklıktan sonra pitonun bir yavru domuzu sindirmesini izleterek sindirim konusunu da işlemiş olur. Alternatif eğitim ilkelerinden biri olan “yaşayarak öğrenme” eksiksiz olarak yerine getirilir böylelikle. Ders programı da dikkate değerdir: Zooloji, sirk becerileri, futbol idmanları, inşaat faaliyetleri.

Haylazya elbette sadece bu bahsettiklerimizden ibaret değildir. İnanç konusunda herhangi bir dayatmaya maruz kalmayan yetimler, çok az parayla okulu idare etmeye çalışan yöneticiler ve okulun deneyimli öğrencileri bir büyük ideali de sürdürmekte ve okullarının kapatılmaması için gizliden gizliye mücadele etmektedirler. Okula yeni gelen rahibin neyin peşinde olduğunun anlaşılmasından sonra gelişen olaylar, herkesi süratle bir maceranın içine çeker. Okur hiç kusur kalır mı? O da Haylazya’nın çocukları ile birlikte yerin altındaki dehlizlerde soluk soluğa dolaşacak ve birçok kişinin peşinde olduğu Aziz Caspar’in kılıcını korumak için serüvene dâhil olacaktır. Bu bilgiden sonra geri kalan pek tabii okura düşüyor. Haylazya’nın sıradışı müdürünün söylediği gibidir meselemiz çünkü:

“Çocuklar meraklandığı zaman bundan faydalanmak gerektiğine inanırım.”

Okula Dönüş Andy Mulligan Çeviren: Niran Elçi Tudem Yayınları, 448 sayfa
Okula Dönüş Andy Mulligan Çeviren: Niran Elçi Tudem Yayınları, 448 sayfa
Show More