İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Ben dedemin beşiğini…

Artık masal anlatan nineler, büyükanneler yok ama neyse ki hâlâ masal derleyenler var. Onlar sayesinde bu geleneksel kolektif hafızanın ürünleri farklı bir biçimde de olsa aktarılmaya devam ediyor. Kahveci Güzeli, Anadolu’dan derlenmiş bir tutam masal sunuyor okurlara.

Sennur SEZER

Masal sever misiniz? Ben severim sevmesine ama asıl sevdiğim tekerlemelerdir. Hani, masalın olağanüstü dünyasına dinleyiciyi ya da okuru hazırlamak için söylenen, kimi zaman ölçülü uyaklı, kimi zaman şaşırtıcı, çoğunlukla güldürücü kısacık metinler var ya. İşte onlarsız yapamam. KÖKÜ GÖKTE, DALI YERDE Hani tekerlemelerden birinde dokuz çıplak bir ava gider, ellerinde kimi kırık kimi bozuk tüfeklerle. Bir keçi vurur, dipsiz kazana kor, pişirirler. Ama yerlerken bıyıkları com com eder de karınları doymaz. İşte böyle şeyler anlatılmazsa, ben masala masal demem. Bir de masalların doğal ortamını düşünün, ortalık kararmadan masal anlatılmaz. Anlatanın şalvarını fare yer. Ortalık kararacak, akşam yemeği yenecek, masalı anlatacak nine ya da büyükanne bir yanına su bardağını, bir yanına kahve fincanını alıp başköşeye geçecek. Lambanın fitili hafif kısılacak. Pirenin berberliğinden devenin tellallığına bir dede beşiği sallanacak… Ne yazık ki artık masal anlatanlar kalmadı. Ninelerimizin, annelerimizin işi başından aşkın. Kitaplardan okuyoruz masallarımızı. Kimi masal kitaplarında benim alıştığım tekerlemeler yer alıyor. Kökü gökte dalı yerde ağaçlar, ağaçları kökünden söken karıncalar… Örnek mi dediniz? Şahsene Camız’ın anlattığı masallar. Kahveci Güzeli, Şahsene Camız’ın derlediği masalların yer aldığı dördüncü kitap. Kitapta, “Anadolu’nun dört bir yanında anlatılan, birbirine benzeyen, hayata anlam katan masallardan” bir tutam yer alıyor. Yazarın masalları kimlerden derlediğini bilemiyorum ama okuryazar ve yaratıcı kişilerden dinlediği kuşkusuz. Çünkü bu anlatılarda, Ali Baba ve Kırk Haramiler gibi çok bilinen masalların yansımalarına rastlıyoruz. Üstelik bu kırk harami titreyerek (ya da bir hareketle) bütünüyle biçim değiştiriyor.

AZ GİTMİŞ, UZ GİTMİŞ

Başka masalların izlerini taşıyan bu yapı, masalların nasıl biçim değiştirerek çoğaldığının da bir örneği sayılabilir. Ustalarımız, çok sayıda masal kalıbı olmadığını, anlatanların değiştirme gücüyle yeni masallar ürettiklerini söyleyegelirler. Bence Şahsene Camız’ın masallarından çok, masallarının anlatım tarzı birbirine benziyor. Kullandığı deyimlerle ve deyimlerin kimi bölümlerini yineleyerek, ne kadar yol alınırsa alınsın varılmak istenen yere ulaşılamadığını (az gitmişler, uz gitmişler, arpa boyu yol gitmişler), aç gelenin tok gittiği sofraları (ne yemeyen kalmış, ne doydum demeyen), çocuksuz kalmayı (bir topacık etten yoksun kalmak) benzer biçimde anlatmış. Kitabın sonunda, çocukların yadırgayacağı ya da bilmeyeceğini düşündüğü sözcüklerle deyimleri (örneğin “evi yanmış çıfıt karısı gibi yaygara etmek”) açıkladığı bir sözlüğe de yer vermiş. Bence “tebdil gezmek” (kıyafet değiştirmek) de bu sözlükte yer almalıydı. Sonraki baskılarda sözlüğün biraz daha zenginleşeceğini umuyoruz. Ben masalı severim sevmesine de, çocukluğumdan beri, kötülerin cezasını bulmadığı ya da ettiği kötülüğün yanına kâr kaldığı masallardan hoşlanmam. Şahsene Camız beni bağışlasın, “Köse Dayı” masalını bu yüzden sevemedim, masaldan bir ders de çıkaramadım. (İyilik etmeyelim mi sömürülmemek için?) Bir de “Fettan Gelin” masalını yadırgadım. Gençlerin yaşlılara cefası anlatılmalı mı? Bilirim, masallar yalnız çocuklar için üretilmez, kadın topluluklarında da anlatılır. Neyse, duygusallığımı yaşlılığıma bağışlayın.

Kahveci Güzeli Şahsene Camız Resimleyen: Mustafa Delioğlu Can Çocuk Yayınları, 157 sayfa
Kahveci Güzeli
Şahsene Camız
Resimleyen: Mustafa Delioğlu
Can Çocuk Yayınları, 157 sayfa
Show More