İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Daima isyankâr

Kırk yıldır güncelliğinden bir şey yitirmeyen çocuk edebiyatı kahramanlarıyla sık karşılaşmıyoruz. Tanınmış Alman çocuk kitabı yazarı Paul Maar’ın yazıp çizdiği asi ruhlu Sams onlardan biri.

Suzan GERİDONMEZ

Sams’ın Maceraları Sams Tehlikede Paul Maar Türkçeleştiren: Süheyla Kaya Kapak Resmi: Gözde Bitir Can Çocuk Yayınları, 208 sayfa
Sams’ın Maceraları Sams Tehlikede Paul Maar Türkçeleştiren: Süheyla Kaya Kapak Resmi: Gözde Bitir Can Çocuk Yayınları, 208 sayfa

Bir domuz burnu, iki kurbağa ayağı, parlak turuncu saçları, mavi çilleri ve pabuç gibi bir dili var. Bütün bunlar bir yana, bildiğimiz çocuğa benziyor. Ama kız desen değil, oğlan desen değil. O Sams. Hani ileri geri konuşmaktan çekinmeyen, bütün küstahlığıyla bağıra çağıra şarkı söylemeye bayılan, 68’lerin isyankâr ruhunu çocuk edebiyatına taşıyan, 1973 doğumlu şu dünyaca ünlü hikâye kahramanından bahsediyoruz. Filmleri çevrilen, tiyatroya uyarlanan ve 2013 yılından beri kitapları Türkçe olarak da okunabilen Sams’ın yaratıcısı, Almanya’nın en önemli çocuk kitabı yazarlarından Paul Maar. Bütün eserleriyle hem Uluslararası Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü’ne (1996), hem Hans Christian Andersen Madalyası’na (1997) layık görülen, bunun dışında da sayısız ödülünün sahibi olan Paul Maar aynı zamanda çizer, çevirmen ve senarist.

BU SAMS ÇOK FARKLI

Çok yönlü sanatçının çizerliğine özellikle vurgu yapmak gerekir, çünkü o kahramanlarını genellikle çizerek yaratıyor. Sams’ın doğumu da böyle, yani Paul Maar’ın fırçasından olmuş. Üstelik Sams, diziye ait bütün kitapların kurgusunda kilit rol oynayan mavi dilek lekelerine tam çizildiği sırada telefon çaldığı için, yaratıcısının bir dalgınlığı sonucunda kavuşmuş. Paul Maar önce mavi lekeleri silmeye kalkmış, sonra kahramanına istediği özelliği vermekte özgür olduğunu hatırlamış. Mesela ancak usulünce dilendiklerinde insanların dileklerini yerine getirebilen, gerçekleşen her dilekle azalan ve birçok eğlenceli karışıklığa yol açma potansiyeli taşıyan mavi çiller. Yaratıcısının özgürlüğün peşinden gitmesi Sams’ı döneminin en özgün, en hınzır ve en sevilen çocuk edebiyatı kahramanlarından biri haline getiren faktörlerin başında geliyor kuşkusuz. Ancak sadece Almanya’da bir milyonu aşkın okurla buluşmayı başaran bu Sams, Türkiye’de beşinci devam kitabı geçtiğimiz Ağustos ayında Can Çocuk’tan çıkan Sams’dan farklı. En azından görünürde. İlk bakışta Türkçe dizinin kapak resimlerindeki yaratığı, Paul Maar’ın çizgileriyle kültleşen gerçek Sams’la özdeşleştirmek neredeyse olanaksız. İç sayfalarda orijinal kitapların aksine illüstrasyonlara yer verilmemiş olması da bu “yabancılaşmayı” arttırıyor. Sonuçta Sams renkli kişilik özelliklerini güçlü bir şekilde görünüşüne yansıtan, unutulmaz olduğu kadar da görsel bir karakter. Sinemadan kukla tiyatrosuna birçok farklı sanat dallarına uyarlanırken bile hep Paul Maar’ın çizdiği karaktere sadık kalınmaya çalışılması da bu yüzden.arttırıyor. Sonuçta Sams renkli kişilik özelliklerini güçlü bir şekilde görünüşüne yansıtan, unutulmaz olduğu kadar da görsel bir karakter. Sinemadan kukla tiyatrosuna birçok farklı sanat dallarına uyarlanırken bile hep Paul Maar’ın çizdiği karaktere sadık kalınmaya çalışılması da bu yüzden.

SAMS HEP SİVRİ DİLLİ

İlk kitapları daha 70’li yılların başında yayımlanan dizinin onca popülerliğine rağmen birçok dünya diline hiç, Türkçeye ise epey geç çevrilmesinin arkasında Paul Maar’ın dil oyunlarına düşkünlüğü yatıyor. Sams’ın kafiyeli, tekerlemeli, çok katmanlı, espri ve çağrışımlarla bezeli laf cambazlığı deneyimli çevirmenlerin bile gözünü korkutacak cinsten. Hatta birçok çevirmen ve yayıncıda bu dizinin çevrilemez olduğu kanısı hâkim. Tam da bu noktada, yüksek sesle isyankâr şarkılar söylemeye bayılan Sams’ı Türkçe konuşturan Süheyla Kaya’yı cesaretinden ve yaratıcılığından dolayı kutlamak gerekir. Çünkü söz konusu epey özgür bir çeviri de olsa,  “Ah, şu bizim Bayan Vırvır / İçi bomboş, içi tamtakır / Ah, şu bizim Bayan Hotzot/ Beyninin içi tıka basa ot / Ah, şu bizim Bayan Ezer/ Nedense sadece kendini sever?” diye bağıran gerçekten şu bildiğimiz aykırı görünüşlü, asi ruhlu Sams.

SAMS’IN ORTA YAŞ KRİZİ

Çocuk eğitimine anti otoriter anlayışın damgasını vurduğu bir dönemde yaratılan Sams, aynı yaş grubunu hedefleyip onun kadar eskiye dayanan birçok kitap kahramanından farklı olarak, günümüz çocuk okuru tarafından da beğeni ve ilgiyle karşılanıyor. Ağzına geleni söylemekten, eline geçirdiğini kemirip yemekten geri durmayan Sams’in hâlâ çok kolay benimsenmesinin arkasında her çocuğun içinde yatan haylazı hiçbir çocuğun cüret edemediği kadar pervasızca serbest bırakması yatıyor. Başta cinsiyet birçok toplumsal kalıbın dışında konumlanan Sams, tıpkı onu yaratan Paul Maar gibi 68’li kuşağına ait. Buna karşın ve belki de tam da bu yüzden, iki binli yıllarda bile kitabın sinik baba figürü Suspus’a ve itilip kakılan oğlu Martin’e iş ve okuldaki iktidar sahiplerine başkaldırma cesareti aşılamaya devam ediyor. Sams’ın çocukluğunu çoktan geride bırakmış geniş bir takipçi kitlesinin olması, dil cambazlığının her yaştan okura verdiği edebi keyife dayandırılabildiği gibi orta yaş kuşağının nostaljik isyan
duygularıyla da açıklanabilir. Şimdilik yedi kitaba ulaşan diziyi (Türkiye’de son iki kitap henüz yayımlanmadı) arka arkaya değil, ara vere vere, yaklaşık kırk yılda yazan Paul Maar, bu uzun süreyi her devam kitabının yeni, özgün bir fikre dayanması gerektiği görüşüyle açıklıyor. Oysa Türkiye’de Ağustos ayında piyasaya çıkmış olan dizinin beşinci kitabı Sams Tehlikede ve ülkemizde henüz yayımlanmamış bulunan altıncı kitabı Alwin Amca ve Sams tam da bu noktada Almanya’da epey eleştiri topladı. Özellikle politik göndermeleri ve esprilerin özgünlüğü bakımından dizinin ilk kitaplarının gerisine düşen bu iki kitap daha çok rahat okunan, içerikte hafif, eğlenceli yönüyle öne çıkıyor. Ancak bu Sams dizisini baştan sona takip etmeyenlerin çok şey kaçırdığı gerçeğini değiştirmiyor. Sırf dizinin en iyilerinden sayılan ve iki öncelinin yarattığı hafif hayal kırıklığını fazlasıyla telafi eden yedinci kitabın Türkçe çevirisini beklemek için de değil. En az iki kuşakla buluşmayı başaran, 40 yıldır popülerliğinden bir şey yitirmeyen çocuk edebiyatı kahramanlarıyla sık karşılaşmıyoruz. Yakın tarihe onlar üzerinden bakmak, tersindense siyasal ve toplumsal süreçlerin ve bu süreçte değişen eğilim ve anlayışların onlarda bıraktığı izlerin peşine düşmek çok heyecanlı. Üstelik çocuklarımızın bugün (de) açık sözlü ve dikbaşlı kahramanlara ihtiyacı var. Hele Sams kadar komik, samimi ve cana yakınlarsa. Hele Sams gibi zaman içinde başkaldırmaktan vazgeçmiyorlarsa.

Show More