İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Orhan Kemal’in erken büyüyen çocukları

Gerçekçi ve toplumsal edebiyatın güçlü ismi Orhan Kemal, çocuk edebiyatında da maddi koşullarla belirlenen toplumsal konumları ve insan hoyratlığını ayrıntılarıyla ele alıyor.

Yazan: Özlem Toprak

Çağdaş Türkçe edebiyatın usta isimlerinin çocuklar için kaleme aldığı kitaplar, gerek kendi külliyatları içerisindeki yeri gerekse bir dönemin çocuk edebiyatına bakışı açısından önem arz eder. Orhan Kemal’in 1977 tarihli İnci’nin Maceraları kitabının Everest Yayınlarından çıkan yeni baskısı, her iki anlamda da kıymetli bir kaynak.
Toplam yedi öyküden oluşan derlemede, kitaba adını veren İnci’nin birbirinden bağımsız dört farklı macerasının yanı sıra kahramanları yine çocuk olan üç ayrı öykü daha yer alıyor. Çocukların hepsi de aileleri, İkici Dünya Savaşı döneminin zorlu ekonomik koşulları içerisinde yaşam mücadelesi veren, gündelik hayat içerisinde yoksunlukla sınanan küçük bireyler. Öykülere dâhil olan kimi zengin çocuklarsa sınıf çatışmalarının küçük yaşta insanı nasıl şekillendirmeye başladığının gösterilmesi açısından öneme sahip.

Hoyratlıklar ve sınıfsal çatışmalar
Gerçekçi ve toplumsal edebiyatın güçlü ismi Orhan Kemal, çocuk edebiyatında da maddi koşullarla belirlenen toplumsal konumları ve insan hoyratlığını ayrıntılarıyla ele alıyor.
Altı yaşında bir kız olan İnci’nin cezaevinden yeni çıkmış olan babasıyla sorunlu ilişkisi, üst kattaki doktorun kızı Berin’le arkadaşlık etmek istediğinde babasından karşılaştığı itiraz, çocukça bir hınçla onun yine hapse girmesini dilemesi, acıyla gülümsetiyor okuru. Sonraki maceralarında kıt kanaat geçindikleri evde lohusa kedi Sürmeli’ye yavrularını emzirebilmesi için yiyecek bulma telaşı ve büyüklerin aldırışsız dünyasına toslayıp yaşadığı büyük hayal kırıklığına tanık oluyoruz.
Orhan Kemal’in büyüklüğü, bir öyküde umarsız görünen anne ve babanın sonraki aşamada maddi kaygılarla ezilmiş hallerini göstermesi ve okurun değerlendirmelerini ters yüz etmesiyle daha bir ortaya çıkıyor. Yazar, kestirmeci, sert yargıların nasıl da hükümsüz kalabildiğini, iyilik ve kötülüğün aynı insan içerisinde ister çocuk olsun ister yetişkin, sürekli yer değiştirdiğini gösteriyor bizlere. Bunu yapabilmesinin ön koşulu ise edebi ustalığını da belirleyen insan sevgisi. İnsanın her şeklini tanıyor ve sevgiyle kabul ediyor Orhan Kemal. O nedenle en acı gerçekleri anlatırken bile şefkati ve anlayışı bir an bile elden bırakmıyor.

“Onur ne demek?”
Oğuz Demir’in sıcacık renklerdeki illüstrasyonları ve özenli tasarımıyla dikkat çeken kitapta, bugünün normları açısından bakıldığında çocuk kahramanların ya da ailelerinin kimi argo konuşmaları ya da ideal pedagojik koşullara uymayan sahneler ilk aşamada yadırgatıcı gelebilir. Tam da bu nedenle yazarın gerçekçi, toplumcu edebiyat ve hayat anlayışından hiçbir koşulda taviz vermediğini ve elimizdeki eserin bir dönemin koşullarını yansıttığını akıldan çıkarmamakta ve değerlendirmeleri buna göre yapmakta fayda var.
Aslında İnci’nin Maceraları, çocukla birlikte okunası bir kitap. Çünkü “İnci’nin babası günün birinde, çalıştığı fabrikadan ayrıldı. Bu, bir onur sorunu yüzünden olmuştu” diye başlayan bir öyküde, ister istemez küçük okurlar “Onur ne demek?” diye soracaktır. Günümüzde insan onurunun, özgür iradesinin çeşitli mecralarda nasıl da çiğnenmeye çalışıldığı hatırlandığında, bu aslında yanıtlanması çok önemli ve bir o kadar da zor bir soru.

Steril olmayan hayatlar
Son derece yalın bir anlatıma sahip öyküler, savaş koşullarının, çocukların oyun ve hayal dünyasına nasıl yansıdığını; temiz bir kavga sonrası arkadaş olabilecekken yine büyüklerin sınıfsal müdahalesiyle zengin ve fakir çocuğun yollarının nasıl buluşmadan ayrıldığını; merhamet ve anlayıştan nasiplenmeyen aile büyükleri karşısında küçük bir kızın öksüz arkadaşına nasıl büyük bir sevgi ve olgunlukla sahip çıktığını ve başkalarının suçunu üstlenerek hapse girmek zorunda kalan küçük bir köylü çocuğunun dünyayı “içeriden” nasıl algıladığını gözler önüne seriyor.
Roman, hikâye, oyun, şiir gibi farklı edebi türlerde pek çok eser veren Orhan Kemal, mebus ve avukat bir babayla, ilkokul öğretmeni bir annenin çocuğu olarak Adana’da dünyaya geldi. Gerek babası gerekse kendisi siyasi gerekçelerle hapse atılan, sürgün tadan Kemal; bulaşıkçılık, matbaa işçiliği, çırçır fabrikalarında işçilik, kâtiplik, amelelik, hamallık, memurluk gibi sayısız işte çalıştı ve bu alanlarda biriktirdiği deneyimleri bütün eserlerine başarıyla yansıttı.
Orhan Kemal’in çocuk edebiyatında da steril, korunaklı dünyalara yer yok. Dünyanın kaç bucak olduğunu görüp erken büyüyen çocuklar var. Tıpkı İnci gibi: “Babam işe girerse, annem her zaman kapı önüne bırakır beni. Şimdi kızdığına bakma. Eskiden ne iyiydi. Babam bana neler alırdı. Para kazanırdı babam, getirir anneme verirdi. Annem de sandığında saklardı. O zaman annem de kucağına alırdı beni, babam da. Şimdi ne o alıyor, ne o. Kardeşimi bile. Ne gecesi belli, ne gündüzü, cıyak cıyak ağlar…”
Açlığı, varlığı, yokluğu, savaşı, korkuyu bilen Orhan Kemal’in çocukları iyi kalmanın nasıl zorlu ve bir ömür süren bir sınav olduğunu da gösteriyor bize. Siyah-beyazların değil, grilerin bulanıklığında el yordamı ilerlemenin güçlüğünü. Gülümsetiyor da bu çocuklar bizi. Birdenbire ortaya çıkan çocuklukları ve korumaya çalıştıkları hayal dünyasıyla gülümsetiyor. Daha iyi bir dünyanın mümkün olduğuna inandırıyor.

İnci’nin Maceraları Orhan Kemal Resimleyen: Oğuz Demir Everest Yayınları, 102 sayfa
İnci’nin Maceraları
Orhan Kemal
Resimleyen: Oğuz Demir
Everest Yayınları, 102 sayfa
Show More